
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR

Varlığı ve yaptıkları ile ezelde ve ebedde gurur kaynağımız, ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün şaheseri olan Cumhuriyetimiz, bu millete verilmiş en kutsal armağan ve emanettir. Bu emanete sahip çıkıp onu koruyabilecek "fikri hür, vicdanı hür" nesillerin yetişmesi, en başta aydın ebeveynlerin ve eğitimcilerin emekleriyle mümkün olacaktır. Bir eğitimci olarak bu sorumluluğu her zaman yüreğimin derinliklerinde hissediyor, önce derslerimde öğrencilerime, sonra da tüm çevreme "vatan" kavramı farkındalığı kazandırmaya içten çaba gösteriyorum. Bu bilinçli farkındalık ile yaptığımız her amel bu ülkenin yarınlarına yapılacak değerli bir yatırımdır. Cumhuriyet bizimdir, kıymetini bilelim.
devamını görIşıl YALÇIN
Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarından Cumhuriyetimiz bugün 100 yaşında. Tarihte eşine az rastlanan bir mücadele sonucunda kurulan Cumhuriyetimiz için canlarını ortaya koyan ve durmak bilmeden gece gündüz çalışan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına duyduğumuz minneti kelimelerle anlatamayız. Bugün hâlâ egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu tek yönetim biçimi olan Cumhuriyet, Türkiye’nin önünde çağdaşlaşma yolunu açan ve daha güçlü bir geleceğe kavuşmasını sağlayan en büyük etken. Ulu Önder bu durumu 100 yıl önce öngörerek ülkesinin geleceğini güvence altına almak için Cumhuriyetimizin temellerini attı. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında daha da güçlü ve müreffeh bir Türkiye inşa etmek için var gücümüzle çalışmak. Cumhuriyet tarihinin yarısına tanıklık etmiş bir sanayi topluluğu olarak, üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle, Cumhuriyetimizin temel değerlerini daha da güçlendirmek ve gelecek nesillere aktarmak için dün ve bugün olduğu gibi, yarınlarda da var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar Türkiye’nin elde ettiği başarılar, sadece bir başlangıçtı. Atatürk’ün bizler için hayal ettiği geleceği gerçekleştirmek ve gençlerimize daha da iyi bir ülke bırakmak hepimizin sorumluluğu. Koşullar ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti birlik ve beraberlik içerisinde olduğu sürece geleceğin bugünden çok daha iyi olacağına inancımız tam. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin ikinci yüz yılını büyük bir mutluluk ve şevkle karşılıyoruz. Bu vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.
devamını görAsım KİBAR
Atatürk ve Cumhuriyet, yüreğimde sıcacık bir sevgiyle yanıp tutuşan iki kutsal değerdir. Atatürk'ün vizyonu ve Cumhuriyetimizin ışığı, sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin rehberidir. Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne en büyük armağanlarından biri de kadınlardır. "Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir’’ diyerek kadının toplum ve medeniyet içindeki yerini takdir etmiştir. Türk kadınına her zaman güvenerek toplumda hak ettiği yere gelebilmesi için öncü olmuştur. Bugün Cumhuriyetimizin 100. yılında ben bir Türk kadını olarak, Atatürk'ün görünür kılınması için verdiği mücadelesini temsil etmekten gurur duyuyor ve bu mirası taşımanın sorumluluğunu hissediyorum. Ayrıca voleybol branşındaki başarılarımız yoluyla, geniş kitlelere ulaşarak Cumhuriyet’in temel değerlerini yüceltmeyi amaçlıyoruz. *Cumhuriyetin Işığında Voleybolun Rolü Cumhuriyet dönemi, sosyal eşitlik ve kadın hakları konusunda önemli adımların atıldığı bir dönemdir. Her alanda kadınların varlığı belirginleşmeye başlamıştır. Atatürk’ün sporu ve sporcuyu desteklemesi, aynı zamanda kadınların toplumda daha etkin bir rol oynamasını teşvik etmiştir. Voleybol, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin herkesin katılımına açık bir spor dalı olması nedeniyle, kadınların spor yapma ve rekabet etme hakkını spor alanlarında daha görünür kılmıştır. Bu bilinçle voleybol sahalarında sergilediğimiz başarılarla genç kızlara örnek olmayı ve onları spora teşvik etmeyi hedefliyoruz. Benim hikâyemde spor, Cumhuriyet’in özgürlük, eşitlik, adalet gibi değerlerini sahaya taşımanın bir yolu haline geldi. Voleybol, sadece bir oyun değil, aynı zamanda Atatürk’ün mirasını yaşatma ve Cumhuriyet’i temsil etme aracı oldu. Her vuruşumda, sahadaki varlığımı Cumhuriyet’in ışığında hissediyorum. *Olimpik Sporcu Apoleti: Uluslararası Temsilin Gururu Bu süreçte, Olimpik Sporcu Apoleti'ni taşıma şansına eriştik. Uluslararası arenada ülkemizi temsil etmek, sadece sporcu olarak değil, aynı zamanda Atatürk'ün izindeki kadınlar olarak da büyük bir gurur kaynağı oldu. Bu apolet, sadece bireysel bir başarı değil, aynı zamanda ülkemizi dünya sahnesinde temsil etmenin sorumluluğunu taşımak anlamına geliyor. Spor toplumların aynasıdır ve sembolik olarak kültürel bir elçidir. Bu bağlamda Olimpik bir sporcu olarak; ülkemizi yalnızca müsabık değil aynı zamanda bir kültür köprüsü oluşturma görevini de temsil ettiğimizin bilincindeyiz. *Spor, Kadın Hakları ve Toplumsal Değişim Günümüzde kadın hakları; özellikle sporda 100 yıllık varoluş mücadelesinin sonunda gelinen noktada, geleneksel toplumsal normların dışında bir gelişim göstermektedir. Spora eşit katılım ve erişim ile gelen ve özellikle kadınların başarıları ışığında toplumda genel bir bilinçlenme ve değişim sürecini tetiklemiştir. Bu doğrultuda ben “Mavi Şimşek” olarak Cumhuriyet’in ışığında voleybolun gücünü kullanarak, kadın haklarına olan inancımı ve toplumsal değişimde etkili olma misyonunu taşıyorum. Kız çocuklarına, sporun sadece bir aktivite olmanın ötesinde, bir toplumu değiştirme aracı olabilecek güce sahip olduğunu göstermek istiyorum. *Atatürk'ün İzindeki Kadınlar Olarak Sorumluluk Cumhuriyetimizin 100. yılında, bir Türk kadını olarak, bir Cumhuriyet kadını olarak, milli bir voleybolcu olarak, Cumhuriyetin değerlerini sadece saha içinde değil, aynı zamanda günlük hayatımızda da yaşatma sorumluluğunu taşıyoruz. Sporun görünen yüzünün ötesinde, toplumsal değişimin birer temsilcisi olarak sorumluluklarımızın farkındayız ve bu yolda her bir adımımız Cumhuriyetimizin ışığını daha da parlak kılma gayretiyle atılıyor. Sorumluluklarımızın bilinci, Atatürk'ün sevgisi ve Cumhuriyetimizin gücüyle, daha nice 100 yılların kadınlarına ilham olmayı sürdüreceğiz.
devamını görMeryem BOZ
Atam, bir Türk kadını olarak sana çok minnettarım. Kurduğun bu Cumhuriyeti ilelebet yaşatacağımıza söz veriyoruz. Sen rahat uyu. Evlatların senin yolunda ve sen varmışçasına vatanına sahip çıkıyor. Seni çok özlüyor ve seviyoruz. İyi ki Cumhuriyeti kurdun ve bizlere armağan ettin. Yolun, yolumuz. Emanetin, emanetimiz… Yaşasın Cumhuriyet!
devamını görFirdevs OLUÇ
Sevgili ATAM; Kurduğun ve bize hediye ettiğin CUMHURİYET'in 100. yılında sana minnetimi, özlemimi bir çocuk, bir kadın ve bir öğretmen olarak belirtmek istedim. Senin bana miras bıraktığın ışığınla, açtığın yolda ve devrimlerinle yanımda en sevdiğin ve güvendiğin çocuklarla yarınlara yürüyoruz. Bir kadın olarak sayende sahip olduğum tüm haklarla, özgürlüklerle, bağımsızlıklarla mirasına sahip çıkıyorum ve son nefesime kadar da çıkacağım. ATAM, sen hiç görmediğim ama anladığım, tüm dünyanın hâlâ hayranlıkla bahsettiği tek lidersin. Ne mutlu TÜRKÜM diyene... Nice 100.yıllara ATAM...
devamını görCeren ALAN
Sevgili atam bize cumhuriyeti armağan ettiğin için sana ne kadar teşekkür etsek az. İyi ki bize cumhuriyeti kurmuşsun biz yaşatacağız
devamını görEcren KESKİN
CUMHURİYET’E SESLENİŞ Ben 1941 yılının Türkiye’sine, İstanbul’da doğdum. Gururluydum; Müslüman ağırlıklı bir imparatorluğunun enkazından çağdaş bir toplum yaratmayı başarmış insanlardan birinin kızıydım. O mucizenin başlangıcına yetişemesem de yoktan var edilmiş ülkemin gelişim yıllarına tanıklık etmiştim. Cumhuriyetlerini dünyanın en ileri devletlerinin hizasına getirmeye yeminli diğer babaların kalbi gibi, benim babamınki de vatanı için atıyordu. Hepsi umutla, gayretle, fedakârlıkla bin türlü hastalığı yenmek; bataklıkları kurutup yanmış toprakları canlandırıp verimli hale getirmek; yollar, barajlar inşa etmek ve en önemlisi yüzde doksanı okuma yazma bilmeyen cahil halkı eğitmek için seferber olmuşlardı. Şanslıydım; ilkokulu Anadolu’nun bağrında, ilkel bir Orta Çağ kasabasından bir hamlede yüz yılları aşıp, Yeni Çağ’a atlayarak bir başkente evrilmiş Ankara’da okudum. Ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında kazandıkları kadı nikâhı ve mirastan üçte bir hak ediş için sevinen, ortaokula 1862, üniversiteye ise 1914 yılında kavuşan büyükannelerimden çok daha şanslıydım üstelik. Türk yasaları önünde her alanda erkeklerle eşit doğmuştum! Kıvançlıydım; 1970’li yılların sonuna kadar eğitimcilerinin yüzde 60’ı, finans sektöründe çalışanlarının yüzde 50’si, hukukçularının yüzde 40’ı, hekimlerinin, eczacılarının yüzde 30’uyla Avrupa kıtasında çalışma hayatına kadın katkısı en fazla olan ülkenin, Türkiye’min vatandaşıydım! Hayatımın altmış yılı boyunca çeşitli engellere takılsa da ilerlemesini seyrettiğim, uzun süredir de itibar kaybına şahit olduğum Cumhuriyet’im için bugün şunları diyebiliyorum: Sayende birey oldum, erkeklerle her alanda eşit oldum, değerlerinle eğitildiğim için kimseye muhtaç olmadan yaşadım, başım öne eğilmedi. Fabrika ayarların şaşarken öngöremediklerim, engelleyemediklerim için bağışla beni. Üzgünüm ama umutsuz değilim. Seni çok daha kötü şartlarda kuran Atatürk’ümüzün yolunda yürüyerek kaybettiklerimizi geri kazanacak, çağdaş dünyaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye ayarlanmış tüm kurumlarımızla yeniden doğacağız Cumhuriyet’im! Sen var oldukça biz, biz var oldukça sen hep var olacaksın!
devamını görAyşe KULİN
Cumhuriyet hayal kurmak, kurabilmek demek. Tarihin, coğrafyanın, hayatın, kaderin hırpalaya hırpalaya, döve döve ittiği o en dip anda bile. O en dip anda bile en zirveye göz dikmek, dikebilmek demek. Paramparça iken bütün olmayı. İç çelişkilerle, çatışmalarla dolu iken huzurlu olmayı. Güçsüz iken güçlü. Fakir iken zengin. Çirkin iken güzel. Cumhuriyet o en karanlık anda Tanrılardan ateşi çalmayı düşünmek demek, düşünebilmek. Sırtta taşınan o yükler, ayaklara dolanan, bütün bedeni saran o ağlar, bileklere takılan o zincirler, her uzvu kıran o kısıtlar ve ufuklara uzanan o engeller sanki hiç yoklarmış gibi davranmak, davranabilmek demek. Kulaklara fısıldananlara, olamaz, yapılamaz, harcın değil, demelere aldırmamak, takılmamak ve yoluna devam etmek demek. Hatta şaşırmak demek. Sırta yük vuranlara, ağ atanlara, zincir vuranlara, kısıtlar koyanlara, engeller yaratanlara. Bunlarla yoldan döndürmeyi hayal etmelerine şaşırmak. Cumhuriyet tarihe, coğrafyaya, hayata kadere rağmen hayal kurmak, kurabilmek demek. Bir çocuğun saflığı ile hayal kurabilmek. Sonra kanı deli akan bir genç gibi hırsla, kararlılıkla, inançla yola koyulmak demek. Cumhuriyet saf inat demek. İnatla yapmaya çabalamak. Dizlerde derman kalmayıncaya kadar çabalamak. O hiç sonu gelmeyen yolda yenilgilere doymamak demek. Her çabalamada, her denemede başarısız olmak demek. Her çaba, her deneme sonrasında lanetlenmek. Cezalandırılmak demek. Hayal kırıklıklarında boğulmak. Bir bunalımdan çıkmak, diğerine girmek. Ama yine de akıllanmamak demek. Her yenilgiden sonra, her hayal kırıklığından, her bunalımdan, bir kez daha dermanını toplamak ve ayağa kalmak demek. Daha da bilenmiş olarak. Daha da güçlü bir hırsla. Daha da sarsılmaz bir inançla. Cumhuriyet tarihin, coğrafyanın, hayatın, kaderin kendine biçtiği yeri, hali kabul etmemek demek. Ona isyan etmek demek. O isyan ateşi ile yanmak demek. Cumhuriyet hayal kurmak demek. Kurabilmek. En zirveye göz dikmek demek ve ardında insanüstü bir inatla çabalamak demek.
devamını görBirol BAŞKAN
Atamızdan bize kalan, kalbimize ışık saçan sevgili Cumhuriyet, senin 100. yaşına şahit olabildiğim için çok mutluyum. Evlatlarımla beraber bayraklarımızı asabildiğim için, bu coşkuyu yaşayabildiğim için Atamıza ne kadar teşekkür etsek az. Bir kadın olarak elde edebildiğim tüm hakları ona borçluyum, ona layık olmak için her zaman başım dik, gururla yolundan ayrılmayacağıma ant içerim, Ne mutlu Türküm Diyene, sonsuza kadar yaşa Cumhuriyet.
devamını görHande SÖNMEZ
