Hayallerimizle, değerlerimizle ikinci yüzyıla ve

Cumhuriyet’e Mektup Yaz

Cumhuriyet’e 1OO. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1.OOO karakter ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki “mektup yaz” ikonuna tıklayarak yazabilirsiniz.

Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Hayallerimiz ve değerlerimizle nice mutlu 1OO'lere...

Doğan Kitap olarak, 100. yaşında ulusun Cumhuriyet’e sesleneceği ve ona olan sevgisini dile getirebileceği bir projeyi hayata geçiriyoruz: Cumhuriyet’e Mektuplar. “Ulus, Cumhuriyet’ine sesleniyor” sloganıyla başlattığımız bu proje kapsamında herkesi klavye başına oturup yazmaya davet ediyoruz. Bu platformda herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı, başardıkları, ona duyduğumuz bağlılık, kurucu kadrolara duyduğumuz gönül borcu, hayal ettiğimiz gelecek gibi konularda serbestçe yazıp toplumla paylaşabilecek.

Cumhuriyet’e 100. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1000 karakter ile sınırlı olmak üzere cumhuriyetemektuplar.com adresine yazabilirsiniz. Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

Sizden Gelen Mesajlar

  • Nice 100 yıllara.

    devamını gör
    Ege AKYILDIZ
  • Sevgili Atam, İnsanlık tarihi zaman zaman liderler, daha nadiren dâhiler çıkarırmış. Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük liderine, en olağanüstü dehasına sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Sen bir insanın bir milletin kaderini nasıl değiştirebileceğini bütün dünyaya gösterdin. Sana sevgimiz ve kurduğun cumhuriyete bağlılığımız sonsuza kadar devam edecektir. Ne mutlu Türküm diyene…

    devamını gör
    Teoman Murat ÖZSAN
  • Dünyanın en büyük liderine sahip olmak, her dünya insanına nasip olmaz. İyi ki bizim CUMHURİYET'imizin kurucusu ve eşsiz liderisin. Bize bıraktığın başucu kitabımız NUTUK tüm kuşaklara aktarılacak. Ruhun şad olsun canım ATAM. Yaşasın kurduğun TÜRKİYE CUMHURİYETİ!

    devamını gör
    Esma Sinem BATUK
  • İsmet Paşa'ya,Rauf Bey'lere ve Mustafa Kemallere selam olsun!

    devamını gör
    Poyraz ARSLAN
  • Cumhuriyet’in 100. Yılını kutlarken gururluyuz ve umutluyuz. Gururluyuz çünkü senin Türk milletine öğrettiklerin, aktardıkların evrensel değerlerdi. Çalışmayı, azmi, birlik bilincini, eşitliği, adilliği, araştırmanın ve sorgulamanın önemini öğrettin, belki de yeniden hatırlattın milletine. Kim olduğumuzu, damarlarımızda akanın asil bir kan olduğunu, kendimize inanıp güvenmemiz gerektiğini defalarca hatırlattın bizlere. Bugün bu topraklarda çalışan, üreten, merakla sorgulayan ve her daim öğrenmeye istekli bir kadın ve aynı zamanda anne isem, özgürce kimseye hesap vermeden hayatımla ilgili kararları kendim alabiliyorsam eğer, hepsi senin sayende gerçekleşmiştir. Sana olan minnetimizi her imkânda dile getirmek ve bu vatanın gelişimine katkıda bulunmak, üretmek bizim boynumuzun borcudur. Atatürk bilinci her daim yaşayacak ve bizler tarafından yaşatılacaktır. Nice 100 yıllarımız kutlu olsun!

    devamını gör
    Leyla DEMİRKAN
  • Adına Türkiye Cumhuriyeti denen mucizenin kuruluşundan bu yana tam bir yüzyıl geçti. Bu mucizeyi gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk’ün anısı bugün hâlâ her Türk vatandaşının kalbinde ilk günkü sevgi, saygı ve minnettarlıkla yaşamaktadır. Onun büyüklüğü sadece ülkesini işgalden kurtarmakla değil, aynı zamanda hayata geçirdiği “harf devrimi” “kıyafet devrimi” “sanayi devrimi” gibi reformlarla halkını “muasır medeniyetler” seviyesine taşımakla da ilgilidir. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, o günün fedakâr girişimcilerinin, olağanüstü bir çabayla kalkınma hamlesinin içinde Ata’mızın yanında yer almalarına vesile olmuş ve ilk on yılda gelişme adına inanılmaz hamleler yapılmıştır. Ailece, kalkınma hamlesinde Atatürk’ün yanında yer alıp, özverili çalışmalar yapan sanayici Nuri Demirağ’ın torunları olmaktan büyük gurur duymaktayız. Sivas, Divriği doğumlu büyükbabamız Nuri Demirağ, ülke işgal altındayken İstanbul Mali Varidat (denetleme) Müdürü olmuş, daha sonra ticarete atılmıştır. Cumhuriyet kurulduktan sonra da kardeşi ile birlikte müteahhitliğe başlayıp çeşitli bakanlık binalarını, ayrıca Bursa Merinos, İzmit SEKA, Sivas Çimento gibi fabrikaları yapmışlardır. Ülkenin kalkınmasının, şehirlerin birbirine bağlanması yoluyla gerçekleşebileceği gerçeğinden yola çıkarak inşa edilmekte olan demiryollarında ilk Türk müteahhitleri olarak Samsun-Sivas hattını başarıyla hayata geçirmiş, daha sonra da demiryolu inşaatlarına devam etmişlerdir. 10. Yıl Marşı’ndaki dizelerden ilham alan Atatürk onlara Demirağ soyadını vermiştir. Havacılığın, ülkelerin kuvvetlenmesinde önemli rol alması gerektiğinde de Nuri Demirağ maddi, manevi bütün varlığını ortaya koyarak uçak imalatına girişmiş, Beşiktaş’ta “Nu.D. Tayyare Fabrikası”nı kurmuştur. Daha sonra da Yeşilköy’de uçak hangarları, pistler, pilot ve teknisyen yetiştirmek üzere Gök Okulu’nu kurup 1930’larda devletin havacılık çalışmalarıyla birlikte ülkemizi dünyada kendi uçağını imal edebilen beş ülke arasına sokmuştur. Cumhuriyet coşkusuna katkı sağlamış bir ecdadın torunları olmak bizler için büyük gurur kaynağıdır.

    devamını gör
    Bilge KUM
  • Nasıl bir sevgidir? Hiç tanımadığınız birisine bu kadar bağlı olmak… Nasıl bir saygıdır? Adına laf ettirmemek… Nasıl bir özlemdir? Resimlerini her gördüğünde gözlerin dolu dolu olmak… Vatan, millet aşkını senden öğrendim. O kadar içim “senle” dolu ki kimse söküp atamayacak. Çünkü bazı gerçekler 100 yıl geçse de değişmez. Sevgi, saygı, özlemle… Cumhuriyetimizin 100.yılı kutlu olsun.

    devamını gör
    Nur GÜRSEL
  • Saygıdeğer ve çok sevgili Cumhuriyet, Seni bana miras bırakan değerlerime Atatürk’üm öncülüğünde teşekkür ediyorum. Bir kadın olarak bana; tek başıma yaşama kolaylığı, dünyayı gezme fırsatı, yaşayacaklarımı seçme şansı ve yaradana kendimce teşekkür etme fırsatı verdiğin için müteşekkirim. Senin varlığın benim varlığımla bir aradayken, daha güçlü, daha umutlu ve de daha canlıyım. Gurur duyduğum en güzel hazinesin. Övündüğüm en güzel değersin. Sahip olduğum en yüce şahesersin. Gelecek nesillere bırakılacak en güzel mirassın. Bir gün benim de atalarım gibi bedenim toprağa karışacak ancak sen Atatürk gibi ebediyen yaşayacaksın. Bunu bilmek yüreğimi ısıtıyor, güvende hissettiriyor. Ben toprakla buluştuğumda toprak üstünde çocukların 23 Nisan’ı, gençlerin 19 Mayıs’ı ve yaşadığım toprakların senin varlığını kutlayacağını, onurlandıracağını bilmek paha biçilmez. Çok yaşa Cumhuriyet çok yaşa!

    devamını gör
    Filiz BİNİCİ
  • Türkiye Cumhuriyet’inin 100 yılının 81 yılını Türkiye’de yaşayan bir kişi olarak yoğun bir siyasal, ekonomik, toplumsal, kültürel belleği taşıyorum. Lise yıllarım 1951’de yeniden açılan Alman Lisesi’nde 1. ve 2. Dünya Savaşlarını, faşizmi, Nazizmi ve Avrupa ve ABD’nin sorgulanan demokrasisini, Sovyet ve Çin komünizmini, emperyalizm ve kolonyalizmin, ülkeleri ve kültürleri parçalayan etkilerini ve Hiroşima ve Nagazaki’yi öğrenerek ve bu olayların sonucunda nasıl karmaşık bir dünyada yaşadığımı ürküntüyle fark ederek geçti. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde de binlerce yıllık uygarlıkları ve onların çoğunun Anadolu’da bıraktığı değerli mirası öğrendim; bu eğitim de bana dünyaya daha güvenli ve geniş açıdan bakmayı öğretti. Bütün bu bilgileri taşırken Türkiye Cumhuriyeti’nin benim kuşağım ve gelecek kuşaklar için ne anlama geldiğini kavradım. 2023 yılında bu anlamı şöyle tanımlayabiliyorum: Avrupa, Asya, Afrika arasında konumlanan Türkiye’de doğmak, 20.yüzyıl boyunca ve 2000’li yıllarda hem bu bölgede hem de kendi ülkemde yaşanan bütün siyasal, ekonomik, kültürel sorunlara, çıkmazlara ve felaketlere karşın bir ayrıcalıktır. Bu konumda insan dünyaya 360 derece bir bakışa sahip olabiliyor. Türkiye bu bölgede, Cumhuriyet’in kuruluşunun nedeni olan modernizmi en erken yaşayan ülkedir; Postmodernizmi, küreselleşmeyi de sert geçişlere ve direnişlere karşın özellikle sanat ve kültür alanındaki üretimleriyle içselleştirmiş bir ülkedir. 1980’den günümüze sanat ve kültür alanındaki çalışmalarımı da bu ayrıcalıklı jeopolitik konuma borçluyum. Deneyimlerim bugün olduğu gibi gelecekte de Türkiye’de sanat ve kültür üretiminin geniş kitleye, içinde yaşadığı düzeni, siyaseti ve ekonomiyi anlamlandırmak için, düşünsel ve tinsel bir güç vereceğini gösteriyor. Bilim ve teknolojideki tüm gelişmeler de sanat ve kültürün gücünü ve etkisini güçlendiriyor. Metaforlarla ve dolaylı biçimde de olsa, sanat yalnız söz konusu olan ayrıştırıcı, köktendinci ve kutuplaştırıcı kalıntılardan kurtulmak üzere değil, tüketim ve medya ideolojilerinin olumsuz etkilerini de dönüştürmek üzere de yol ve strateji gösteriyor ve göstermeye devam edecek. Sanat yapıtlarıyla oluşturulan görsel metaforlar kutuplaştırıcı siyasal tartışmaların açtığı yarığı iyileştirici düşüncelerle dolduruyor ve doldurmaya devam edecek. Bilim ve teknolojiyle işbirliği içinde çalışan kültür ve sanat insanları karanlık siyasal ideolojilerin ağına karşı aydınlatıcı seçenekler sunuyor ve sunmaya devam edecek. Siyasi ve ekonomik gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şekli olan Cumhuriyet ile gelecek kuşakların önünde sahip çıkmaları gereken böyle bir seçenek var.

    devamını gör
    Beral MADRA