Hayallerimizle, değerlerimizle ikinci yüzyıla ve

Cumhuriyet’e Mektup Yaz

Cumhuriyet’e 1OO. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1.OOO karakter ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki “mektup yaz” ikonuna tıklayarak yazabilirsiniz.

Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Hayallerimiz ve değerlerimizle nice mutlu 1OO'lere...

Doğan Kitap olarak, 100. yaşında ulusun Cumhuriyet’e sesleneceği ve ona olan sevgisini dile getirebileceği bir projeyi hayata geçiriyoruz: Cumhuriyet’e Mektuplar. “Ulus, Cumhuriyet’ine sesleniyor” sloganıyla başlattığımız bu proje kapsamında herkesi klavye başına oturup yazmaya davet ediyoruz. Bu platformda herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı, başardıkları, ona duyduğumuz bağlılık, kurucu kadrolara duyduğumuz gönül borcu, hayal ettiğimiz gelecek gibi konularda serbestçe yazıp toplumla paylaşabilecek.

Cumhuriyet’e 100. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1000 karakter ile sınırlı olmak üzere cumhuriyetemektuplar.com adresine yazabilirsiniz. Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

Sizden Gelen Mesajlar

  • Atam senin inandığın, emanet ettiğin Cumhuriyet 100.yaşında. Eminim bizi izliyor olacaksın. Bizimle omuz omuza, Cumhuriyet'in 100 yaşını kutlayacağız. Bizlere bıraktığın bu güzel vatanı, Cumhuriyetinin kıymetini her an daha iyi anlıyoruz. Gökyüzüne baktığımda, özgürce nefes aldığım için minnettarım canım Atam. Bir kadın olarak, eşitliği Cumhuriyet'le kazandığım için seni çok seviyorum. İyi ki varsın Atam. Sen rahat uyu. Cumhuriyet biz çocuklarına emanet.

    devamını gör
    Dilek AYNA
  • Benim, Bizim, Hepimizin Cumhuriyeti 100 yaşında! 1973 ilkokula başladığım yıl. 1973 Cumhuriyetimizin 50. Yılı. Okulun ikinci günü okula geciktiğimde, okulu dolaşıp bütün öğrencilerin sınıfa girdiğini görünce herhalde artık sınıfa girilmez diye düşünerek eve geri dönmüştüm. O gün okul koridorlarını dolaşırken bir çiçeğe benzeyen Cumhuriyet’in 50. Yıl amblemi koridorları süslüyordu. Şu anda bile 50. Yıl marşının dizeleri aklımda: “Müjdeler var, yurdumun toprağına taşına Erdi Cumhuriyetim, elli şeref yaşına” O yıllarda en azından benim için, öğretmenlerimiz ve okulumuz için, Cumhuriyet sanki dün ilan edilmiş gibiydi, öylesine canlı ve çoşkulu bir şekilde 50. Yılı ulusça kutladığımızı hatırlıyorum. O yıllarda bir çocuk olarak Cumhuriyetimizin 100. Yılı her açıdan ileriye, çok daha ileriye ve iyiye ulaşacağımız, bizim için hayal etmesi bile çok heyecan verici bir ütopya idi. 1980’de yaşamının geri kalan kısmını geçireceğim, Cumhuriyetimizin başkentine geldiğimde, Ankara’da yaşayacağımız ilk evimize giden yolda TBMM binasının önünden geçerken Meclis’i ilk gördüğüm an, bugün gibi canlı bir şekilde aklımda. O yılların havası puslu Ankara’sında, arada parlayan bir masal figürü gibiydi benim için Meclis binası. O güne dek hep kitaplarda gördüğüm bu Ankara’ya özgü ve anlamlı simge yapı benim gözümde ülkemizin ve Cumhuriyetimizin somutlaştığı bir anıt yapı olduğu için belki de bu büyük heyecanı duymuştum. Evet bizler yani 1970’lerde çocukluğunu yaşayanlar, kendimizi bildik bileli Cumhuriyetin içine doğan ve onunla büyüyen bir nesiliz. Bizim için Cumhuriyet halkın kendisini yönettiği yönetim biçimi olmanın ötesinde toptan bir yaşam şekli idi. Cumhuriyet bilim, uygarlık, yerlilik, millîlik hepsini kapsayan bir kavramdı. Cumhuriyet bizdik. Cumhuriyet, onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde belki de başta çok kısıtlı bir topluluğun paylaştığı bir hayalin gerçekleşip giderek bütün bir ulusa mal olmasının, “egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olmasını” hedefleyen büyük bir ülkünün gerçekleşmesinin öyküsüydü. Biz bu ülkünün süregiden yaşamının şimdi tam 100.yılındayız! Cumhuriyet’in çocukları olarak yapabildiklerimiz ve yapamadıklarımız var. Bizim için önemli olan Cumhuriyet’in ilke ve değerlerine sahip çıkarak toplumsal bir ideal olarak o yörüngede devam etmek. Bu bizler için noktalanacak bir süreç değil, yaşam boyu ardından yürüyeceğimiz bir ideal olarak var olmaya devam edecek. Önce bir insan, sonra bir bilim insanı, bir doktor, bir ruh sağlığı uzmanı olarak Cumhuriyet’in kapsayıcı, herkesi dikkate alan, eşitlikçi, dayanışmacı, destekleyici, birleştirici, özgürleştirici, şefkatli, sevgi ve güven dolu özelliklerinin birey ve toplum olarak bizler için çok önemli ve yaşamsal olduğuna inanıyorum. Cumhuriyetimizin kurucuları, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde her alanda çok önemli kazanımlar sağlayıp bir Cumhuriyet nesli oluşturmayı başardılar. Bizler, bir bütün olarak hepimizin bu emaneti koruyarak hem bizim insanımız ve hem de evrensel insanlık ailesi için yeni güzellikler katarak geliştireceğiz. Cumhuriyet yolculuğumuzun sonsuza dek süreceği inancıyla nice yeni yüzyıllara!

    devamını gör
    Prof. Dr. Mehmet Hakan TÜRKÇAPAR
  • Cumhuriyet Bayramı en büyük bayramdır. Yok olmak üzere olan bir ülkeden, eşsiz bir zaferle kurulan Türkiye Cumhuriyet'i bugün 100 yaşında. Ulusumuz, Cumhuriyet ile birlikte özgür, laik ve çağdaş bir düzene kavuşmuştur. Bize bugünümüzü sağlayan Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını minnetle anıyorum. Cumhuriyet aynı zamanda büyük bir sorumluluktur, çocuklarımı hep bu fikirle yetiştirdim. Onların da birer Cumhuriyet evladı olması, Türkiye sevgisi, vatan sevgisi ve çağdaş düşünceleri beni çok mutlu ediyor. Borcumuzu ancak Cumhuriyet'i yaşatarak ve çok çalışarak ödeyebiliriz. Çok büyük bir heyecanla Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum ve nice 100'lere diyorum...

    devamını gör
    Tuncay PAMUKLU
  • Sevgili Cumhuriyet; 103 yıllık varlığın ile şahsımı Anadolu'nun Adıyaman şehrinden bana tanımış olduğun eğitim hakkı ile, kadın kimliğim ile; okumamı, öğrenmemi sağlayarak ayaklarımın üstünde durmayı ve onurumla Devlet Memuru olarak Türkiye Cumhuriyeti halkına hizmet vermemi sağladın. Ekmeğimsin, ışığımsın ve suyumsun. Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bana en büyük armağanısın. Sana ve Mustafa Kemal ATATÜRK'e minettarım ve son nefesime kadar borçluyum. 29 yaşımda sana söz olsun ömrüm boyunca Cumhuriyet'e ve Cumhuriyet'in ilkelerine bağlı kalacağım ve ülkemin çağdaş muasır medeniyet seviyesine ulaşması için tüm varlığım ile çalışacağım. İyi ki varsın Cumhuriyet, iyi ki varsın Atam Mustafa Kemal ATATÜRK.

    devamını gör
    Özgül GÜNGÖR
  • İyi ki Cumhuriyet kadınıyım ve iyi ki onun öğretmeniyim...son nefesime kadar yetiştirdiğim bütün evlatlarıma tek sözüm şudur: vatanına ve milletine sahip çıkmayana hakkımı helal etmiyorum... beni yetiştiren öğretmenim bize hep bunu miras olarak bırakmıştı. Ben de benden sonrakilere bu sözü hep söyledim ve söylemeye de devam edeceğim. Atamın izinde her daim....

    devamını gör
    Sibel GÜNERİ
  • “Ulu Önder Atatürk’ün bizlere en değerli emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılını büyük bir sevinç ve gururla idrâk ettik. Bu kutlu yıldönümünün önemini tam olarak kavrayabilmek, Cumhuriyet'in memleketimiz için esâsen ne anlama geldiği üzerinde düşünmeyi gerektirir. Zîrâ, onu sadece bir idâre şekli olarak görmek, Büyük Atatürk’ün zamanının çok ötesinde ve hâlâ geçerli olan vizyonunu anlamak için yeterli değildir. Cumhuriyet, bir aydınlanma ve medeniyet projesidir; câhilliğe, ilkelliğe ve şekilci ortaçağ zihniyetine başkaldırıdır! Eğitim, bilim, sanat ve kültür alanlarında gerçekleştirdiği atılımlarla, bu topraklarda yeniden yakılan “uygarlık ateşidir”. Asırlardır vatan toprağını kanı ve canı pahasına koruyan halkımız, eşit yurttaş kimliğini “kimsesizlerin kimsesi” Cumhuriyet sâyesinde kazanmıştır. Cumhuriyet, saltanatın kullarını kendi kaderlerini tâyin edebilen bireylere dönüştürerek modern bir ulus yaratmış; kadınlarımızın geçmişte hayâl dahî edilemeyen haklarını Batı'daki bazı hemcinslerinden önce teslim etmiştir. Âdil ve demokratik bir Cumhuriyet, toplumun tüm kesimlerinin refâhı, huzuru ve mutluluğunun teminâtıdır. Lâikliği temel almayan bir düzen ise asla gerçek mânâda demokrasi sayılamaz. Bu nedenle, Cumhuriyet ülküsünün temeli niteliğindeki ilke ve değerlerden katiyen tâviz verilmemesi; yasama ve yargı kurumlarımızın demokrasimizin daha sağlıklı çalışmasını temin edecek şekilde güçlendirilmesi gerekmektedir. Cumhuriyetimizin ikinci asrında, dünyanın en ileri demokrasilerinin altında bir seviyeyi ulusumuza lâyık göremeyiz. Son olarak vurgulamak isterim ki, Atatürk’ün Türkiye için çizdiği yol hâlâ tek geçerli yoldur; çünkü aklın ve bilimin yoludur. Kendisi de Cumhuriyetle neredeyse yaşıt Koç Topluluğu, bir asırdır olduğu gibi bu istikâmetten asla şaşmadan, Cumhuriyet değerlerinin savunucusu ve hizmetkârı olmaya devam edecek; daha da çok çalışarak ülkemizin ekonomik ve toplumsal gelişimine öncülük etmeyi sürdürecektir. Çok yaşa Türkiye Cumhuriyeti!”

    devamını gör
    Ömer KOÇ
  • İzciler ve izci liderleri olarak Cumhuriyet değerlerimizi koruyan, vatanını ve milletini seven, kendine ve yurduna faydalı gençler yetiştirmeye devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun. (Ankara İzcileri Derneği Adına...)

    devamını gör
    Emrah KASAL
  • CUMHURİYET VARSA VARIZ, YOKSA YOKUZ Bu yıl, kendimi bildim bileli horlanan, başına gelmedik bırakılmayan cefakâr Cumhuriyetimizin 100. yaş dönümü. Yüz yıllık bu ömür, bir insan ömrü olsaydı ne büyük bir mutlulukla karşılanırdı. Oysa bugün Cumhuriyet’in 100. Yılı öylesine coşkusuz, öylesine sönük ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki acılar ve kurtuluş mücadelesini, tebaadan vatandaşlık mertebesine geçişimizle ilgili devrimlerin muhteşem bir dönüşüm olduğunu kavrayamamış gibiyiz. Çünkü, işgalin ne olduğunu bilmiyoruz. Milli Mücadele’yi yaşamadık. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki sosyal ve ekonomik değişimin koşullarını, sanayileşmenin nasıl başladığını, bin bir güçlükle demir ağlarla örülen yurdumuzda birbirimize ulaşmanın ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Açıkçası 100 yılın sonunda kimse bu kadar üzgün ve kırgın olacağımızı da hayal etmemiştir diye düşünüyorum. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı öylesine büyük ki; ulusal bütünlük, uygarlık, laiklik, akıl ve bilim, fırsat eşitliği, liyakat, kadın hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi. Cumhuriyetimizi kutladığımızda her birinin varlığını kutlayıp sahip çıkıyoruz. Ancak anlıyoruz ki, Cumhuriyetimizi yaşatmak ve daha ileriye taşımak için sadece kutlamak yetmiyor. Yeni fırsatlara erişmek, bazı tehlikeleri ve belirsizlikleri aşmak için arada bir oy kullanan değil; cesur, bilinçli, aktif ve sorumlu birer yurttaş olmayı da öğrenmemiz gerekiyor. Böyle bir yurttaşlık, halk olarak kamusallığın ve ortak iyinin yeni anlamlarını keşfetmekle de ilişkili. Bu kadar üzgün ve kırgınken umut taşıyabilir miyiz? Yüz yıl uzun bir zaman, ne badirelerden geçti Cumhuriyetimiz. Egemenlik hakkının belli bir kişi ya da aileye ait olduğu monarşi ve oligarşinin tam karşısında bir yönetim biçimi olduğunu, bizi bir halk olarak bir arada tutma gücünü unutmayalım. Cumhuriyetimizin bu gücü umudumuzun da kaynağı. Ve Cumhuriyet varsa varız, yoksa yokuz... Elbet yaşayacak, yaşatacağız!

    devamını gör
    Prof. Dr. Şengül HABLEMİTOĞLU
  • Bu kutlu günün 100. yıldönümüne şahit olmak ne büyük gurur. Bir ülkeyi onca zorluklar içinden çıkartıp böyle güçlü kılmış olmak yalnızca gerçek bir kahramanın eseri olabilirdi... Coşkuyla kutlanacak daha nice yıllara...

    devamını gör
    Manolya SAKARYA