ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Cumhuriyetimizin Kurucusu, Ulu Önder, Buyuk Atatürk, Bu mektubun sana ulaşacağından o kadar eminim ki... Çünkü fikirleriyle zihinlere girenler, kalplerde yer edinenler orada sonsuza dek yaşar. Fikirlerini ve duygularını anlayarak, hissederek seni görüyor, daima ilke ve devrimlerinin izinden gidiyoruz. Ebediyete kadar hiçbir güç, hiçbir teşebbüs bizi seni sevmekten, saymaktan, gösterdiğin hedeflere doğru daima ileri gitmekten alıkoyamayacak. Cumhuriyetimizin 100. yaşını kutladığımız 2023 yılını sabırsızlıkla bekledik. Bu anlamlı yılın her bir gününü, seni ve ülkemizi kurtaran kahramanlara minnettarlığımızı ifade ederek, Cumhuriyet’in kazanımlarını, ikinci yüzyılımız için planlarımızı, projelerimizi anlatarak geçirmek istiyorduk. Ancak şubat ayında yaşadığımız, binlerce canımızın kaybına ve büyük bir yıkıma neden olan deprem afeti, ülkemizi derinden sarstı. İşte o günlerde, milli birlik ve beraberliğin, yardımlaşmanın, birbirimizi sevmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladık. Devletimiz, ülkemizin tüm kurumları, sivil toplum kuruluşları, gönüllüler ve vatandaşlarımız seferber olduk. Yaraları sarmaya, acıları paylaşmaya, hayatı yeniden kurmaya çalıştık, yıkılanları yeniden yapmaya başladık. Bu acı olaydan toplumsal kenetlenme ve Cumhuriyetimizin değerlerine her zamankinden daha fazla sarılma arzusuyla çıktık. Yılın ikinci yarısında, Cumhuriyetimizin 100. Yılını, gururla ve coşkuyla kutladık. Atam, Ben 1969'da, Cumhuriyetimizin 46. yılında Adana'da doğdum. Adana'ya ilk kez, Kurtuluş Savaşımızın başlamasından aylar önce 1918 yılında geldiğini, 1938'e kadar sekiz ziyaret daha yaptığını biliyorum. İlk ziyaretinde "Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur" demişsin. Bu her zaman Adanalılar için gurur vesilesi olmuştur. Bu ziyaretten yedi ay sonra tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenlik hedefiyle ülkemizin kurtuluş mücadelesini başlattın. 1920'de Türkiye Buyuk Millet Meclisi'ni açtın, 1923'te Cumhuriyet’i ilan ettin. Tüm dünyayı sana hayran bırakan bir irade, kararlılık ve inanç ile çağdaş, modern, ilerici ve demokratik bir ülke kurdun. Yıllar süren savaşlar nedeniyle bitap düşmüş, büyük kayıplar yaşamış, yoksulluk ve yoksunluk içindeki bir ülkeyi ayağa kaldırdın. Ekonomik kalkınma, refah ve gelişmişlik idealinin etrafında topladın; umut ve özgüven verdin. Tarihte hiçbir liderin tümünü aynı anda hayata geçiremeyeceği; ekonomik, sosyal, kültürel devrimleri ve yönetimsel dönüşümleri gerçekleştirdin. En çok ekonomik kalkınmayı önemsedin; hür, bağımsız, güçlü ve refaha sahip bir Türkiye idealinin belkemiği olarak gördün. Girişimcilik özelliklerine sahip lider olarak girişimcileri desteklemen, bugün Türkiye ekonomisine damga vuran, yurtdışında da yatırımlar yapan yerli girişimlerin önünü açtı. Cesaretin, çözüm odaklılığın, zorluklar karşısında pes etmemen, özgüvenin, başarıya olan inancın, yüksek sorumluluk duygunla bana ve ülkemdeki tüm girişimcilere ilham vermeye devam ediyorsun. Türkiye’nin ikinci yüzyılında yolumuzu aydınlatacak rehber yine senin ilkelerin ve Cumhuriyetimizin değerleri olacak. Ülkemizin birleştirici ve bütünleştirici gücü olarak bize sağladığın güvenle, "daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye ideali" için çalışmaya devam edeceğiz. Bize inan Atam; emanetin Cumhuriyetimiz emin ellerde yükselecek. Saygı, sevgi ve minnetle... Evladın Ali
devamını görAli SabancıAtatürk 'e teşekkür ederiz çünkü bizi düşmanlardan kurtardı onun sayesinde bu kadar özgür olduk. Cumhuriyet'ın 100 yılı kutlu olsun. Daha nıce 100 yıllara.
devamını görSerra Elif ORHANVaroluşumuzun en güçlü mayası sevgili Cumhuriyet, Seni andığımda aklıma önce anneannem düşer. Sen anneannemin varoluş halisin çünkü. “Cumhuriyetçi olmak değil, Cumhuriyet olmak”, o böyle öğrenmişti seni. Babası, Mevlâna Dergâhı'nın son postnişini Veled Çelebi İzbudak, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun kurucularındandı. Hem bir Türk dilbilimci hem de milletvekiliydi. Ailede “Elinden Kur’an ve Hadis düşmezdi” diye anılan bu değerli insan, Mevlevi Dergâhı dahil tekke ve zaviyeler kapatılırken bu kararın arkasında duracak, Mevlevi sikkesini çıkarıp şapkasını takacak ve hatta bu konularda nükteli şiirler yazacak kadar da aydın ve cesurdu. Anneannem bu sayede Cumhuriyet’in ta kendisi olmuştu, olabilmişti. Damarlarımızdaki asil kanın, soydan soya geçmesi de böyle oluyordu işte Türkiye Cumhuriyeti! Sen, gündelik kısır tartışmalarla anlaşılabilecek bir hal değilsin. Sen bir akışsın, aktarımsın, varoluş halisin ve ebediyete kadar var olmaya devam edeceksin. İyi ki doğdun.
devamını görYaprak ÇETİNKAYAMemleketimiz açısından son derece manalı bir yılı geride bıraktık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusumuza armağan ettiği Cumhuriyetimizin 100’üncü yaşını büyük bir gururla kutladık. Ne mutlu ki fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür Cumhuriyet nesilleri sayesinde, bu yüz yıllık zaman diliminde Türkiye her alanda önemli mesafe kaydetti. Şimdi ise, daha da parlak olacağına inandığımız ikinci asrında memleketimiz için yapacaklarımızın heyecanı içindeyiz. Ata’mızın bize en kıymetli emaneti saydığımız Cumhuriyeti sadece bir idare şekli olarak değerlendirmemek gerekir. Bir asır evvel içinde olduğumuz büyük zorlukları, yoklukları ve çaresizliği düşündüğümüzde, Cumhuriyet, Türk ulusunun yeniden doğuşudur, hür ve medeni milletler arasında hak ettiği yeri almasıdır. Cumhuriyet’le neredeyse yaşıt Koç Topluluğu, kurucumuz merhum Vehbi Koç’un “Ülkem varsa, ben de varım” ilkesi doğrultusunda bir asırdır memleketimizin ihyası, halkımızın ekonomik ve toplumsal kalkınması için canla başla çalışıyor. Genç Vehbi Koç’un bu sözünün derin bir manası vardır; vatanını ebediyen kaybetme korkusunu yaşamış ve onun nasıl büyük fedakârlıklarla elde tutulduğunu bilen bir neslin ruh halini ve kararlılığını anlatır bize; “memleketimiz bir daha o felaketleri, acizliği yaşamasın, halkımız çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıksın” diye kurulan Cumhuriyet’e sahip çıkma kararlılığını… İşte bu farkındalık ve azimle, en kutsal emanet saydığımız Cumhuriyetimize her ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağız. Cumhuriyetimizin ikinci asrında halkımızın müreffeh geleceği için ekonomimizi sadece nicelik değil, nitelik olarak da geliştirmeyi hedeflemeliyiz. Eğitim, bilim, kültür ve sanatta büyük Atatürk’ün tahayyül ettiği seviyeye ulaşma yönündeki gayretimizi artırmalıyız. Hiç kuşkusuz, Cumhuriyetimizi daha sağlıklı bir demokrasiyle taçlandırmamız da şarttır. Memleketimizin ilk asrındaki atılımına şahitlik etmiş bir Türk kadını olarak ben, bundan sonraki atılımlarımızda çok daha başarılı olacağımızdan zerre kadar şüphe duymuyorum. Büyük Atatürk’ün “bütün ümidim” dediği Türk gençliği sayesinde Cumhuriyetimiz daha nice yüzyıllara kavuşacak, ilelebet payidar kalacaktır.
devamını görSemahat ARSELCumhuriyet... Koruyamadık seni azılı akınlardan. Fikrini kökleştiremedik düşmanlardan. Yetmedi, yetemedi gücümüz. Ama geri de çekilmedik. Cephedeyiz. Dimdik ayaktayız. Savaştayız senin için bak hâlâ. Yeminimiz var. Kurtaracağız elbet seni zorbalardan. Kurtaracağız elbet seni umursamazlardan. Küçük görenlerden. İnsanlıktan dahi çıkanlardan. Yurttaşın olamayanlardan. Kurtaracağız hepsinden. Yeminler olsun, devrim güneşini ışılayacağız yeniden. Gençlik bizde, ışık bizde, gelecek bizde. Umudumuzu, cesaretimizi, hep adında taşıyacağız. Yeniden Atatürk'ün işaretine uyacağız. Yeninden onun yoluna sapacağız. Er-geç yapacağız. Başaramazsak da aşk olsun. Aşk olsun bize. Bu ağaçlar güzel kuşlar... Yürüyelim arkadaşlar... Yürüyelim. Daha çok yolumuz var. Daha çok işimiz var.
devamını görDavut SAKALLISeni ne zorluklarla kazandığımızı bilsen ah canım Cumhuriyet. Bir vatan sevdasının insanın tüm hayatına ilmek ilmek nasıl işlediğini, yüz yıl sonra bile göğsümüzü kabartan bu duygunun tarifini yapabilmenin ne denli zor olduğunu keşke anlatmaya kelimeler yetse. Bir cumhuriyet kadını olarak hâlâ okunan her İstiklal Marşı'nda gözlerim doluyor. Bayrağımı her gördüğümde tarifsiz bir kıvançla donanıyorum. İşte diyorum; Nene Hatunların, Kara Fatmaların, Eliflerin yattığı yer şimdi rahat. Daha büyük şevkle sarılıyorum işime, gücüme. Daha yüksek sesle savunuyorum haklarımı. Çünkü ben bir Cumhuriyet kadınıyım. Her karışı benim atalarımın kanları, her tarafı benim ninelerimin dualarıyla dolu bu vatanın. Bu vatan benim, bu Cumhuriyet benim. Mustafa Kemal'in emanet ettiği o meşaleyi taşıyan o el benim. Adını her duyduğumda gözlerim dola dola seni yaşatmaya içimden antlar içen o Cumhuriyet kadını benim. Sen çok yaşa. Sen hep yaşa.
devamını görElçin Tuğçe AYANSomut da olsa, bir fikre mektup yazmak çok zor. Bir kişiye mektup yazmaya koşullanmışız çünkü. Ben de Atatürk’e mektup yazacağım. Çünkü benim için Cumhuriyet demek Atatürk demek! Mustafa Kemal, Atatürk soyadını almadan önce kurtarıcı idi, Cumhuriyet'i ilan ettikten sonra kurucu oldu. Kurtarıcı ve kurucu lider, önder. İşte onun için Cumhuriyet deyince aklıma ilk gelen Atatürk. Sonrası Özgürlük. Sonrası birey olma hakkı. Padişahın tebaası, Allah'ın kulu olmanın ötesinde birey olma hak ve özgürlüğü. Bu hak ve özgürlüğün bir Anayasa ile teminat altına alınmış olması. Nedir bu haklar? Yaşama hakkı. Her birey özgür doğar ve yaşam hakkına sahiptir. Bunun için idam cezası kaldırıldı! Her canlı, din, ırk, millet, cins ve renginden ötürü farklılaştırılamaz, ötekileştirilemez, eşittir, eşit muamele edilir. Düşünce, fikir ve ifade hakkı. Yönetenden farklı düşünebilir ve bunu ifade edebilirim. Senin gibi düşünmek zorunda değilim. Laiklik. Dini inançlarıma ve ibadetime kimse karışamaz. Yönetenin emrettiği ve istediği dine inanmak zorunda değilim. İstersem çoğunluğun dışında bir dine inanırım, istersem taşa, güneşe taparım, kime ne? Çalışma, seyahat etme hakkı. Bir yerden bir yere gitmek için izin almak zorunda değilim. İstemediğim işte çalıştırılamam. İstediğim işte çalışırım! Mülk edinme hakkı. Kişi olarak mal varlığım olabilir ve bu yasalarla korunur. Malıma, mülküme el konulamaz. Eğitim ve sağlık hizmetleri hakkı; devlet beni eğitmek ve sağlığımı korumakla görevlidir. Eğitim ve sağlık ücretsiz ve herkese eşit olmalı. Beslenme hakkı; kazandığım parayla sağlıklı ve sürekli olarak kendimi ve ailemi besleyebilmeli, soyumun devamını sağlayabilmeliyim. Sağlıklı ve güzel insanlar olmak için olanaklarım yetmediği takdirde devlet bunu sağlamalı. Barınma hakkı; başımı sokacak bir konutum olması gerekli. Devlet bunun için sosyal konutlar inşa etmeli, kiralamalı, sokaklarda evsiz kimse kalmamalı. Can ve mal güvenliği; sokakta, evimde, işyerimde can ve mal güvenliğim devletin kolluk kuvvetleri tarafından sağlanmalı, saldırıya uğradığım takdirde korunmalı, zarar gördüğüm takdirde zarar veren cezalandırılmalı. Kültür ve sanat herkesin ulaşımına açık olmalı. Birey ve toplum olarak kendimizi geliştirebilmeli, eğitebilmeli, ince duygu ve değerlere sahip olmalıyız. Seçme ve seçilme hakkı: Her birey kendisini yönetecek kişileri seçme hakkına sahip olmalı ve seçilmek için başvurabilmeli. Devleti ve toplumu ancak belli bir çoğunlukla ve düzenle seçilmiş kişiler yönetmeli. Hadi canım sen de! Ütopya mı? Böyle bir düzen yok mu? Olamaz mı? Neden? Böyle olması gerekmiyor mu? Böyle olmayacaksa neden savaştık yıllarca, neden o kadar kan döküldü? Padişahları neden kovduk, beceremeyen rejimleri neden tu kaka ettik, devrimleri neden yaptık? Neden sokaklarda bağırdık, neden öldü insanlar? Atatürk, Cumhuriyet'i kurarken böyle bir altyapı ve ülke hayal ediyordu. Çarığı olmayan ülkede opera kurmaya niyetlenecek kadar ileri görüşlüydü. Cumhuriyet, Çin’deki gibi, önce karınlarını doyuralım, sonra insan yerine koyarız fikriyle kabaca başlamadı. İnsanlar başları sıkılacak birer vida olarak görülmedi. Duyguları, arzuları, özellikleriyle insan olarak düşünüldü. İleri değil, geri gittik Cumhuriyetin 100. Yılı'nı geride bırakırken ilk 10 yılında geldiğimiz yerin ne yazık ki gerisindeyiz. Yollar, köprüler ve beton evler yapmış olmamız, ilerlediğimizi göstermiyor. Ne yazık ki geri gittik. Özgürlük ve insanlık anlayışımız lafta kalıyor, her tür eylemimiz müsamere düzeyinde. Başımızdaki yöneticiler ömür boyu yönetime talip olmakla kalmayıp veliaht tayin etmeye kalkıyor, onu seçtirmek için de anayasa değiştirmeye! Eğitim yerlerde sürünürken artan şey, nitelik değil, nicelik, yüzlerce hukuk fakültesi açmak, hukukçu yetiştirmek değil, hukuku katletmek demektir! Hukukçunun olmadığı, hukukun geçerli olmadığı yerde de insan olmanın temel hak ve özgürlüklerinden bile bahsedilemez ve yukarıda saydıklarımdan hemen hiçbiri için bugün var diyemeyiz! Bayrak güzel de Cumhuriyet, seni bayrak sallayarak yaşatma şansımız yok. Sana sahip çıkmak, reklam filmi çekmek ya da maytap patlatmakla olmuyor. Cumhuriyet baloları ancak zengin eğlencesi olabilir, çocukların aç yattığı bir ülkede! Azınlığın bile mutlu olmadığı bir ülke yönetim biçimine Cumhuriyet denilemez. Seni hep elinde meşale tutan genç ve güzel bir kadın olarak düşünürler, en rahat ırzına geçilebilecek canlı türü, genç bir kadın olduğu için mi? Ben onun için Cumhuriyet deyince aklıma Atatürk’ü getiriyorum, ona bir şey yapamazlar! Umut veren bir mektup yazmam gerekiyordu, umut edemeden nasıl umut verebilirdim ki? Gençliğe güveniyorum, onlar cumhuriyete sahip çıkacak. Nasıl mı? TİKTOK çekecek!
devamını görYazgülü ALDOĞANCumhuriyet ile coğrafyanın kaderi değişir! Bugün iş temposu oldukça yoğundu. Teknolojik cihazlarla yeni tıbbi girişimler uyguladım. Tıbbi uygulamalarda dünya standartlarını yakalamış durumdayız. Ülkemizde uygulama şansı bulduğumuz yüksek standartlı tıbbı tedaviler; hem hekimler hem de insanlarımız için büyük bir kazanım bence. Akşamı yorgun karşılayıp eve geldim. Çocuklar heyecan içerisinde geçirdikleri günü bana özetlemeye çalışıyorlardı. Dışarıda sağlam bir rüzgâr, evin içinde ise sıcak, kucaklayıcı bir hava. Koltuğa uzandım, kafam ise her zamanki gibi meşgul! Gelecek için planlarım var! Yeni projeler üretmek için daha fazla çaba sarf etmeliyim! Çocuklarım için umutlarım var! Çocuklarımın dünya vatandaşı olması için ufuklarını açmalıyım! Zihin jimnastiği yapmaya devam ederken televizyondaki görüntüler gözüme çarptı. Yaşadığımız coğrafya çevresinde savaş hiç eksik olmuyor maalesef. ‘’Coğrafya kaderdir’’ sözü birçok ülkede insanları umutsuz bir yaşam sürmeye zorluyor. Coğrafyamızda yaşayan birçok insan standart bir sağlık hizmeti bile alamıyor. Bizleri aynı coğrafyada tasvip etmediğimiz bir yaşam süren diğer ülkelerden ayıran temel fark neydi? Cevap oldukça basit aslında! Yüzüncü yılını yaşadığımız cumhuriyet, coğrafya kaderdir sözünü değiştirecek güce sahipti. Kalplerimizin sağlıkla ve umutla atmasını sağlayan, modern ve insana yakışan bir hayat sürmemize vesile olan, dünya vatandaşı olmamızı sağlayan en büyük etken elbette Cumhuriyet'ti. Günün yorgunluğunu kaliteli bir uyku ile giderdim. Ertesi sabah daha mutlu ve motive olarak işin yolunu tuttum. Cumhuriyetin yaşantıma kattığı artıların farkındayım. Cumhuriyet bayrağı altında umutlu yaşam yürüyüşüm devam edecek. Cumhuriyet'i kurmak için hayatlarını feda eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk halkına bir asırlık minnetimiz hep artacak. Cumhuriyet'in kurucularını daha da onurlandırmak için cumhuriyeti güçlendirip ilelebet devam etmesini sağlamalıyız. Cumhuriyet'in bize sunduğu fırsatları değerlendirip dünya üzerinde başarılı olmalıyız. Sakın unutmayalım! Coğrafya kader değildir. Cumhuriyet ile kendi kaderinizi umutla çizebilirsiniz.
devamını görProf. Dr. Ahmet KARABULUT100. yılına yakışan coşkuyla karşılayamadığımız yâr; insanlık adına utanç duyduğumuz günlere denk gelişin ya da sana hakkını veremeyen seçilmiş yönetimin bahanelerine sığınmadan gözlerinden öptüğüm. Babamın, anamın, çocukluğumun, çocuklarımın, onların çocuklarının umudu sevgili. Dün yoklukta kazanılmış, bugün varlıkta yok sayılmaya çalışılan gururumuz, onurumuz. Seni hayal edip hayata geçiren Gazi paşamın yadigârı. Başımızın dik duruş sebebi. Gönlümüzün ferahı. Ağzımızın tadı. Kurucu liderimin de Hitabe'de bahsettiği ("Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.") kötü günlerde umudum. Var ol. Nice 100., nice 1000. yıllarda var olman dileğiyle. Yürekten selamlar. Ne mutlu Türküm diyene!
devamını görFuat YÜCEL