ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • SEVGİYLE YEŞERECEK BİR İNANCA Yitik, kayıp, hasta, yoksul, paramparça bir ülkenin kısıtlı imkânlar içinde ortaya koyduğu varoluş öyküsünün adıdır, Türkiye Cumhuriyeti. Bağımsızlıkla başlayan, yine aynı dönemde çalışmaya, üretmeye, dönüştürmeye, işaret edilen hedefe doğru emin adımlarla ilerleyen bir yolculuk. Bu öyküye tanıklık eden dönemin gençlerine bırakılan büyük bir emanet vardır: “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz.” Çocuklar ve gençler, içinde bulundukları toplumun kültürel özelliklerini ve yaşam biçimini rol-model alarak öğrenirler, 1920’li ve 1930’lı yılları düşündüğümüzde dönemin çocukları ve gençlerinin gördüğü toplum modeli kurtuluşa inanan, büyük hayalleri olan, bu hayalleri yeşertmek için de var gücüyle çalışan insanlardı. Ve zannedildi ki bu cümleleri okullara, sınıflarda tahtalara, öğrencilerin kitaplarına yazarsak Cumhuriyet heyecanı devam edecek ve gelecek nesiller de bu inançla çalışacaktı. Öyle olmadı, çünkü unutulan bir şey vardı o da eğitimdeki didaktik anlatının sıkıcılığı ve işe yaramazlığı. Baba ve annelerimizin öğrencilik yıllarımızda “Ders çalış, daha çok çalış” öğütleri nasıl ki ters tepiyor ve bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkıyorsa şimdi bizlerin gençlere verdiği “Bu Cumhuriyet sizin, onu yüceltecek olan da sizlersiniz” öğütleri karşıda bir heyecan yaratmıyor. Çocukların ve gençlerin gördüğü büyükler çalışkan, üreten, ülkeyi ileriye taşımaya çalışanlar değil, bunun yerine hızla köşeyi dönmeye çalışan, bir şekilde ülkeden gitmeye çalışan yetişkinler. Geçmişi iyi bilmek ve anlamak cümlelerine sarılmayı bir kenara bırakıp bugün ne yapabiliriz sorusuna odaklanır; eksik olan heyecanı, coşkuyu yeniden nasıl inşa edebiliriz konusunu eğitim bilimi penceresinde önceliklendirebilirsek kendi adımıza Cumhuriyetimiz için en önemli görevi yerine getirmiş oluruz. Vatan ve millet sevgisi, Cumhuriyet aşkı erken çocukluk dönemi ve ilkokul yıllarındaki öğrenciler için soyut kavramlardır. “Vatanını sev, bayrağını koru, Cumhuriyet’e sahip çık” gibi öğütler bu yaş grubundaki öğrenciler için sadece bir ezberdir. Cumhuriyet ve vatan sevgisini ezberden çıkarmanın yolu eğitim politikalarını dönüştürmekten geçiyor. Kuru kuruya bir vatan sevgisi aşılamak yerine gerçekten çocukları üstünde yaşadıkları toprakla tanıştırmak, yaşadıkları ve büyüdükleri topraklara dokunmalarını sağlamak, toprağı ekip sabırla beklemek, ardından toprağın onlara neler vereceğini görmelerini sağlamak toprak sevgisinin ilk adımı olacaktır. Vatanını sevmek, önce toprağını sevmekle başlayacaktır. “Vatanını sev, Cumhuriyet’i koru” emir cümleleri yerine, sevgiyle beslenen “vatan ve cumhuriyet aşkı” bu neslin ihtiyacıdır. Sevgiyle beslenen bir cumhuriyet aşkını filizlendirmek dileğiyle…

    devamını gör
    Müjdat ATAMAN
  • Karanlık zamanlar aydınlıkla buluşmak için güneşe ihtiyaç duyar, bu yüzden de Cumhuriyet’e sahip olmak yetmez. Cumhuriyet'i, Cumhuriyet gibi yaşamak ister. Atamızın adımları adımlarımız, Cumhuriyet ise kanatlarımız olsun.1 asır geçti... Sıra 100 asır, 1.000 asır, 10.000 asırlarda... Duraksasa bile ilerleyen uygarlık tarihinde, Yaşasın Cumhuriyet'in 100. Yılı!

    devamını gör
    Özlem YAKAR
  • Sayın Türkiye Cumhuriyeti ve büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, Sizlerin liderliği ve vizyonu, Türk milleti için bir dönüm noktası oldu. Sizlerin öncülüğünde gerçekleşen devrimler, Türkiye'yi çağdaş bir ulus olarak dünya sahnesine taşıdı. Cumhuriyet'in ilanı, milletimizin özgürlük ve bağımsızlık yolunda attığı en büyük adımdı. Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, sizlerin önderliğinde hayat buldu. Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrimler, eğitimden kadın haklarına, ekonomiden kültürel alana kadar birçok alanda derin etkiler yarattı. Eğitimde yapılan reformlar, Türkiye'nin bilgi ve teknolojiyle donanmış bir toplum olmasını sağladı. Kadın haklarına verdiğiniz önem, Türk kadınlarının toplumsal yaşamda hak ettikleri yere gelmesini sağladı. Cumhuriyet, bize ulusal bir kimlik ve birlik duygusu kazandırdı. Milletimizin ortak değerleri etrafında kenetlenmesini sağlayarak Türkiye'yi güçlendirdi. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımlarıyla gurur duyuyoruz.

    devamını gör
    Pınar Anlar YALÇIN
  • Sevgili Başöğretmenim Mustafa Kemal Atatürk, Henüz 6 yaşında bir çocukken girdiğim sınıfta kaygılarımı kontrol etmekte zorlanıp ağlarken oturduğum sınıf masasında tam karşımda duran resminizde gözlerime bakıyordunuz. Yanında ay ve yıldızlı şanlı bayrağım, diğer yanında Gençliğe Hitabem. Büyüdükçe öğretmenlerimin sizi ülkemiz için, biz çocuklar, kadınlar, erkekler ve doğa için, havada uçan kuşun yaşama hakkı için yaptıklarınızı anlatırken duvarda hep asılı duran o resminizden kalbime ulaşan sevgi ışığıyla öğretmen olmaya karar verdim. Bana öğretmen olabilme şansız verdiğiniz için teşekkür ederim. İlke edindim pusulanızı; öğrenciniz olarak sizden aldığım her öğüdü öğrencilerime aktarmaya gayret ettim. Bana bakan gözlerinizle ben yokken benim için yaptıklarınızla yoluma ışık oldunuz. Cumhuriyetim 100 yaşında, bense 32... Öğrencilerim 6 yaşında, sokak sokak Cumhuriyet yürüyüşü yaptık. Her sokakta Andımızı okuduk. Şanlı bayrağımız ellerimizde. Ne mutlu Türküm diyene.

    devamını gör
    Semra OKUTAN