
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR

Demokrasi kelime kökeni itibariyle halkın iktidarı anlamına gelmektedir. Bir zamanlar dünya tarafından unutulmuş bir kelimeydi. Eşitlik, laiklik, kadın hakları; bunlar da unutulmuştu. O dönemler en çok rağbet gören kelime savaştı. Savaş, güç, iktidar, paylaşmamak... İşte bütün bu ahval altında bir adam çıktı ve dünyayı, dünyanın aşina olduğu kelimeleri değiştirdi, dünyaya örnek oldu. Unutulmuş kelimeleri yeniden canlandırdı. Özgürlük, adalet, Cumhuriyet. Tarihin ve talihin akışını değiştirdi. Bütün bunları elindeki sınırsız güce rağmen yaptı. Bu gücü başka şekilde de kullanabilirdi. Eski kelimeleri canlandırabilirdi mesela, fakat o paylaşmayı seçti. İşte bu yüzden böyle anlamlı bir günde elindeki sınırsız güce rağmen, yönetme hakkını bir kişiden alıp çok kişiyle paylaşan, beraber omuz omuza çarpışıp bir ülkeyi kurtardığı halka itibarını iade eden, dost düşman herkesin gıptayla baktığı Türkiye Cumhuriyeti'ne babalık eden Atatürk'ü sonsuz saygı, minnet ve gururla anıyoruz. 100. Yaşımız kutlu olsun. Dileriz ki dünya da onun felsefesini benimser ve yine onun söylediği gibi “Yurtta sulh cihanda da sulh” dünya için geçerli bir düstur olur.
devamını görCan EDİBOĞLU
100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti nice yüzyıllar payidar kalacaktır. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet'in kurulmasına emeği geçen tüm atalarımızın ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.
devamını görTansu SARGIN
Rabbim bu ülkeye bir daha devlet kurdurtmasın, Cumhuriyetimiz ilelebet payidar olsun...
devamını görMurat Yıldırım BAYAZİT
Bugün 09 Ekim. Doğum gününe 20 gün var. Oğlum 2 yaşında, keşke hatırlasa. Peki kutlamalar nasıl olacak acaba? diye düşünürken, “Atam keşke burada olsan!” deyip gözlerimi kapattım. İçim geçmiş, rüyamda inanılmaz bir coşku... Beyoğlu, Tünel’deyim. Meydana kadar her yer kırmızı beyaz. Koşuyorum meydana, içime sığmayan coşkuyla... Meydanda tam ortada, büyük bir sahnede Mustafa Kemal Atatürk. Gözleri ışık saçıyor. Dimdik; arkasında askerlerimiz. “Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir.” Cümle tanıdık geliyor. Ardından içimi kaplayan bir hüzün, derken gözlerimi açıyorum. Cumhuriyet Anıtı. Aynı rüyamdaki gibi, Atam ve arkasında askerleri. Anıt Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet Türkiye'sini temsil ediyor. Fark etmemişim bugüne dek. Sonra bir ses: “Anne”. Gözlerimi tekrar açıyorum. Rüya içinde rüyaymış meğer. Evdeyim. Efecim, gel annecim… Hatırlamasan da sana rüya gibi hikâyeler anlatayım. Bir asırlık coşkuyla kutlayalım bu 29 Ekim’i.
devamını görEzgi FIRAT
