
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, açtığın yolda gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Bizlere bu cennet vatanı hediye etmek için verdiğiniz mücadele için sonsuz teşekkür ederim. Sizin değerlerinize sahip çıkmak için yaşayacağım, evladımı sizin ilke ve inkılaplarınız doğrultusunda büyütüyorum. Seni çok seviyorum Atam, her daim izindeyiz. ❤️
devamını görYeliz MALKOÇİkinci Yüzyıla Mektuplar, Çocukluğum Bursa’da geçti. Sokaklarından geçen otomobilleri sayıp iddiaya girebildiğimiz, onlar geçmediği zaman da bütün caddede ip atlayıp, yakar top oynanabilen bir şehirdi Bursa. Şimdi galiba hiçbir sokağında trafik durmuyor ya da ip atlanamıyor. 1980 darbesi sonrası büyüyorduk. Bir şeylerin biraz iyileştiği hissi vardı ama bir de garip bir huzursuzluk. Sanki hayatımızda bollaşan, parlaklaşan her şeyin bir yerlerde acıyla ödenen bedelleri, yıkılan savrulan hayatlar... Fısıldaşan komşular, kaygılı anneler babalar. Büyüdük yine de ama. 30 yıllık gazetecilik, televizyon sunuculuğu ve muhabirlik kariyerim, sonra yaptığım işler, okuduğum okullar bana gösterdi ki, bu topraklar kendi evlatlarını çabuk harcıyor. Toprağın da günahı yok. Bizler harcıyoruz birbirimizi. Ülkenin en parlak kuşakları en az dört kere, orakla biçilir gibi biçilmişler, bir sağa savrulmuşlar, bir sola savrulmuşlar. Eğitimli, zeki, yaratıcı insanları siyasi kavgalar içinde darmadağın olmuş, yurtlarından ayrılmak, ekmeklerini başka şekilde kazanmak zorunda kalmışlar. Ben de işimi kaybedenlerdenim ama en azından hâlâ toprağımda olduğum için mutluyum. Bu Cumhuriyet’in bana verdiği cesaret ve aldığım eğitimle ekmeğimi kazanabileceğimi biliyorum. İşte tam da bu nedenle Atatürk’ü sevmek ve anlamak için 40’larınızı beklemeyin. Onun çocuk haliyle, bir başına, bir anne ve kız kardeşle, arkada bıraktığı birkaç ölmüş kardeş ve bir baba hatırası ile nasıl bir düş kurduğunu hissedin. O kurduysa bu düşü, bizi durduran nedir? Şam’dan Libya’ya, Çanakkale’den Sakarya’ya uzanan ve hep savaş gördüğü o hayatın içinde bile bir güzellik, zarafet, kültür, sanat, incelik aradıysa, o derin bozkırda büyük ve sağlıklı bir Cumhuriyet hayali kurduysa, bizi durduran nedir? Bugün için verdiğiniz kavgada bir durun ve sorun: Mustafa Kemal’in kurduğu düşü durduran nedir? Korkularımızla yüzleşelim ve ikinci yüzyılı çok daha cesur ve huzurlu kuralım. Bir şeyi de unutmayalım: Harika tüccar bir millet değiliz, olağanüstü sanatkâr ya da bilim insanı sayılmayız. Ama iki şeyi çok iyi yaparız. • Toprağımızı ekmek • Toprağımızı savunmak Bu iki iş üzerine dünyalar inşa edilir. Ekmek, şifalandırmak, doğayla canlanmak ve onu zarardan, kıyımdan, sadece savaş ve istila değil, yangından yıkımdan inşaattan korumak da savunmaktır. Huzurumuzu bulduğumuz o yaylalarda, denize baktığımız o kıyılarda; sessiz ama dopdolu o bozkırlarda, vadiler içinden akan o nehirlerdeyiz hepimiz. Düşümüz orada ve hâlâ çok canlı. Biz yorulduk ama Anadolu hâlâ çok genç ve çok canlı. Devletler için 100 yıl nedir ki? Tabiat için nedir ki? Biz ve genç Türkiye Cumhuriyeti daha yeni başlıyoruz. Şimdi daha çok çalışmaya devam edelim, o zaman.
devamını görAhu ÖZYURTBaşöğretmenime, Büyük Atatürk,bizler laik Cumhuriyet'in öğretmenleri olarak size söz veriyoruz ki yeni nesiller bizlerin eseri olarak sizlere layık olmaya çalışacağız.Sorumluluğumuzun farkında görevlerimizin başındayız.Sizin bizlere bıraktığınız emanete Cumhuriyet'e sahip çıkacağız.Gözünüz arkada kalmasın.Sizi ve silah arkadaşlarınızı,bu uğurda canlarını feda etmiş herkesi saygıyla anıyor ,sizin sözlerinizle noktalıyorum mektubumu. "Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır. "
devamını görSevil ÇAKMAKBir asırlık çınarın adıdır Cumhuriyet. ATATÜRK Samsun'a çıktı, tohumu atıldı. Toprağı kurtuluş mücadelesiyle, kanla sulandı. Zaferlerle beslendi, büyüdü, güçlendi ve kökleri tüm dünyayı saran 100 yıllık bir çınar şimdi. İlelebet yaşayacak. O çınarın adı Cumhuriyet.
devamını görHatice İNALTEKİNVaroluşumuzun en güçlü mayası sevgili Cumhuriyet, Seni andığımda aklıma önce anneannem düşer. Sen anneannemin varoluş halisin çünkü. “Cumhuriyetçi olmak değil, Cumhuriyet olmak”, o böyle öğrenmişti seni. Babası, Mevlâna Dergâhı'nın son postnişini Veled Çelebi İzbudak, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’nun kurucularındandı. Hem bir Türk dilbilimci hem de milletvekiliydi. Ailede “Elinden Kur’an ve Hadis düşmezdi” diye anılan bu değerli insan, Mevlevi Dergâhı dahil tekke ve zaviyeler kapatılırken bu kararın arkasında duracak, Mevlevi sikkesini çıkarıp şapkasını takacak ve hatta bu konularda nükteli şiirler yazacak kadar da aydın ve cesurdu. Anneannem bu sayede Cumhuriyet’in ta kendisi olmuştu, olabilmişti. Damarlarımızdaki asil kanın, soydan soya geçmesi de böyle oluyordu işte Türkiye Cumhuriyeti! Sen, gündelik kısır tartışmalarla anlaşılabilecek bir hal değilsin. Sen bir akışsın, aktarımsın, varoluş halisin ve ebediyete kadar var olmaya devam edeceksin. İyi ki doğdun.
devamını görYaprak ÇETİNKAYACumhuriyet’in 100. Yılını kutlarken gururluyuz ve umutluyuz. Gururluyuz çünkü senin Türk milletine öğrettiklerin, aktardıkların evrensel değerlerdi. Çalışmayı, azmi, birlik bilincini, eşitliği, adilliği, araştırmanın ve sorgulamanın önemini öğrettin, belki de yeniden hatırlattın milletine. Kim olduğumuzu, damarlarımızda akanın asil bir kan olduğunu, kendimize inanıp güvenmemiz gerektiğini defalarca hatırlattın bizlere. Bugün bu topraklarda çalışan, üreten, merakla sorgulayan ve her daim öğrenmeye istekli bir kadın ve aynı zamanda anne isem, özgürce kimseye hesap vermeden hayatımla ilgili kararları kendim alabiliyorsam eğer, hepsi senin sayende gerçekleşmiştir. Sana olan minnetimizi her imkânda dile getirmek ve bu vatanın gelişimine katkıda bulunmak, üretmek bizim boynumuzun borcudur. Atatürk bilinci her daim yaşayacak ve bizler tarafından yaşatılacaktır. Nice 100 yıllarımız kutlu olsun!
devamını görLeyla DEMİRKANUlu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. 100 yıl sonra bile ne kadar büyük bir lider olduğunu o kadar iyi anlıyoruz ki Atam. İyi ki sen, iyi ki Cumhuriyet...
devamını görAysun YILDIRIMİLK MEŞALENİN AYDINLATTIĞI YOLDA 1923’te Mustafa Kemal’in önderliğinde bir avuç vatanseverin kurduğu Cumhuriyet’in üzerinden yüzyıl geçti. Ben kendi hesabıma Cumhuriyet kurulduktan yaklaşık 40 yıl sonra dünyaya gelmişim. İlkokul yıllarım, o ilk yıllarda atılan temellerin meyvelerini verdiği zamanlara denk geliyor. Yani iyi öğretmenler tarafından verilen iyi bir temel eğitim. Daha o yıllarda, sekiz yıl boyunca Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Hasan Ali Yücel’in çevirttiği klasikler evimizdeki kütüphanede elimin altında bulunuyordu. Hayatımın ilerleyen yıllarında tıbbiyeye girdim. İstanbul Tıp Fakültesi’ne. 1933’te Hitler faşizminden kaçan ve Atatürk’ün ülkemize davet ettiği bilim insanlarının önemli katkılar verdiği okulum. Cumhuriyet değerleriyle yetişmiştim ve bunlar sanki ülkemizin doğal bir parçasıymış gibi hissediyordum. Ne zaman ki bu değerleri önce yıpratmaya, sonra yok etmeye çalışan siyasetçiler ülkeye hâkim oldular, o zaman bu değerlerin önemini daha iyi anladım. Bir dünya savaşı sonrası kurulmuş, bir başka dünya savaşını henüz oldukça yoksulken göğüslemiş bir ülke. Din ile devlet işlerini ayırabilmiş, ülkenin kılcal damarlarına ağır bir hastalık gibi sızan tarikatları temizlemiş, bilimi hayattaki en değerli rehber olarak görmüş, sanatçıya kıymet vermiş, okuma seferberliği yapmış, salgın hastalıklarla savaşıp bertaraf etmiş bir ülke ve bunları başaran kurucu babalarımız ve annelerimiz. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeyi ilke ve amaç edinmiş kültürlü bir cumhurbaşkanının aydınlattığı bir yol. Bugün, tam yüzyıl sonra bilim, teknoloji ve iletişim bu denli ilerlemişken kindar nesiller yetiştirmeyi amaçlayan siyasetçilerin başa gelebilmesi ne kadar üzücü olsa da, o amaca ulaşmalarının önündeki engelin de Cumhuriyet’in yetiştirdiği nesiller olduğunu bilmek içimi rahatlatıyor. 100 yıllık Cumhuriyet, sanat, edebiyat, tıp, mühendislik, sosyal bilimler ve aklınıza gelecek her alanda çok değerli insanlar yetiştirdi. Ülkemiz o ilk yıllarda yakılan meşalenin aydınlattığı yolda ilerlemeye devam edecektir.
devamını görProf. Dr. Talat KIRIŞBugün özgürlüğümüzü başta ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve cephelerde savaşan gazilerimize, şehitlerimize borçluyuz. Kurduğunuz Cumhuriyet'i ilelebet koruyacağız. 100.YILIMIZ KUTLU OLSUN!
devamını görFunda GÜL
