ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • Sayın Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Değerli Silah Arkadaşları, Cumhuriyet'imizin 100. yılında size ve Cumhuriyetimize olan bağlılığımızı ifade etmek istiyoruz. Sizler, önderliğinizdeki destansı mücadeleyle Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarak tarihi bir dönüm noktası yarattınız. Bugün, bu büyük mirası yaşatma sorumluluğu ve onuru bizim omuzlarımızda. Sizlerin ilhamıyla, Cumhuriyet'in temel değerlerini korumalı, eşitlik, adalet, laiklik ve özgürlük ilkelerini daha da güçlendirmeliyiz. Bilimin, eğitimin, sanatın ve kültürün önemini daima gözetmeliyiz. 100 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti, büyük başarılar elde etti ve zorlukların üstesinden geldi. Geleceğe bakarken, birlik ve beraberlik içinde olmalı, Cumhuriyet'imizin ilkelerini daha da ileri taşımalıyız. Saygı ve minnetle anıyoruz. Sizlerin mirasına sahip çıkmak için, daha aydınlık bir geleceğe doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Cumhuriyet'imizin 100. yılı kutlu olsun! Saygılarımla,

    devamını gör
    Yağmur YILDIRIM
  • Başka türlü nasıl olabilirdi? Okuma yazma bilmeyen bir babaanneden yazar bir toruna… Cumhuriyet’in mucizesidir bu. Çok yaşa Cumhuriyet!

    devamını gör
    Müge İPLİKÇİ
  • Benim için CUMHURİYET, sadece özgürlüğü ve hür yaşamayı ifade etmiyor. Benim için CUMHURİYET tüm canlı varlıkları olduğu gibi kabul etmek. Araştırmak, sorgulamak, haklarını savunmak, ezilmemek, ayrıştırmamak, seçmek, SEÇİLMEK, ilkelere sahip çıkmak, şu zor zamanlarda bile umudu kaybetmemek... Tam umudun yok olduğunda milletin kenetlenmesi ne muhteşem bir duygudur. GELECEĞE YÖN VEREN LİDER, CANIM ATAM şu zamanda yaşadıklarımızı hak etmiyoruz ama her ne olursa olsun SENİN BİZE IŞIK TUTTUĞUN YOLDA DAİMA YÜRÜYORUZ. SEN HİÇ MERAK ETME ÖYLE BİR MİLLETİZ Kİ 7'DEN 77'YE ATASINA, CUMHURİYETİNE SAHİP ÇIKAN MİLYONLAR VAR.100. Yıla sahip çıkmak ve gelecek nesillerin 200. Yılını kutlaması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız. YÜCE TÜRK MİLLETİ 100. YILIMIZ KUTLU OLSUN...

    devamını gör
    Zeynep CARCAR
  • Canım kızım, umarım hayatındaki tüm neşeli, sevinçli günlerin gülüşündeki güzel hallere bürünür. Hep birlikte nice güzel yüz yıllara.

    devamını gör
    Serhat DÖNMEZ
  • Saltanat nedeniyle ihmal edilmiş köylü Anadolu’ndan “çağdaş Türkiye” inşa etmiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Ruhu şad olsun. Atatürk ilkelerine sadık kalmış ve bu ilkelerle çocuklarını büyüten, eğiten ebeveynlerimizin bize verdiği sorumluluk birlikte yaşadığımız bu topluma hizmet etmek… İçinde yaşadığımız bu toplumda Atatürk’ün devrimleriyle sağlanan ve kadınlara verilen haklarla kadın-erkek eşitliği, insan hakları, adalet ve özgürlüğün olduğu, güvenlik içinde, özetle çağdaş yaşam Atatürk’ün bizlere armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin özüdür. Saltanat nedeniyle ihmal edilmiş Anadolu insanını yanına katarak yaptığı mücadele, kelimelerle bile ifadesi çok zor bir meydan okumadır. Elde edilen, içinde yaşadığımız bu Cumhuriyet doğada bize nefes veren bir ağaçtır. Rahat nefes almamızı sağlayan bu koca ağacı yaşatmak bizim boynumuzun borcudur. Şimdilik yaşı 100 olan bu ağacımızın yaşı insan yaşıyla kıyaslanamayacak ölçüde çok gençtir ve ömrü sonsuz olmalıdır ve olacaktır tüm insanlık için. 

    devamını gör
    Öznur Sevim EVRANOSOĞLU
  • Ey Türk gençliği Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Atam daima izindeyiz ❤️❤️Minnetle saygıyla anıyoruz seni...

    devamını gör
    Sedat BALLI
  • SEVGİYLE YEŞERECEK BİR İNANCA Yitik, kayıp, hasta, yoksul, paramparça bir ülkenin kısıtlı imkânlar içinde ortaya koyduğu varoluş öyküsünün adıdır, Türkiye Cumhuriyeti. Bağımsızlıkla başlayan, yine aynı dönemde çalışmaya, üretmeye, dönüştürmeye, işaret edilen hedefe doğru emin adımlarla ilerleyen bir yolculuk. Bu öyküye tanıklık eden dönemin gençlerine bırakılan büyük bir emanet vardır: “Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz.” Çocuklar ve gençler, içinde bulundukları toplumun kültürel özelliklerini ve yaşam biçimini rol-model alarak öğrenirler, 1920’li ve 1930’lı yılları düşündüğümüzde dönemin çocukları ve gençlerinin gördüğü toplum modeli kurtuluşa inanan, büyük hayalleri olan, bu hayalleri yeşertmek için de var gücüyle çalışan insanlardı. Ve zannedildi ki bu cümleleri okullara, sınıflarda tahtalara, öğrencilerin kitaplarına yazarsak Cumhuriyet heyecanı devam edecek ve gelecek nesiller de bu inançla çalışacaktı. Öyle olmadı, çünkü unutulan bir şey vardı o da eğitimdeki didaktik anlatının sıkıcılığı ve işe yaramazlığı. Baba ve annelerimizin öğrencilik yıllarımızda “Ders çalış, daha çok çalış” öğütleri nasıl ki ters tepiyor ve bir kulaktan girip diğer kulaktan çıkıyorsa şimdi bizlerin gençlere verdiği “Bu Cumhuriyet sizin, onu yüceltecek olan da sizlersiniz” öğütleri karşıda bir heyecan yaratmıyor. Çocukların ve gençlerin gördüğü büyükler çalışkan, üreten, ülkeyi ileriye taşımaya çalışanlar değil, bunun yerine hızla köşeyi dönmeye çalışan, bir şekilde ülkeden gitmeye çalışan yetişkinler. Geçmişi iyi bilmek ve anlamak cümlelerine sarılmayı bir kenara bırakıp bugün ne yapabiliriz sorusuna odaklanır; eksik olan heyecanı, coşkuyu yeniden nasıl inşa edebiliriz konusunu eğitim bilimi penceresinde önceliklendirebilirsek kendi adımıza Cumhuriyetimiz için en önemli görevi yerine getirmiş oluruz. Vatan ve millet sevgisi, Cumhuriyet aşkı erken çocukluk dönemi ve ilkokul yıllarındaki öğrenciler için soyut kavramlardır. “Vatanını sev, bayrağını koru, Cumhuriyet’e sahip çık” gibi öğütler bu yaş grubundaki öğrenciler için sadece bir ezberdir. Cumhuriyet ve vatan sevgisini ezberden çıkarmanın yolu eğitim politikalarını dönüştürmekten geçiyor. Kuru kuruya bir vatan sevgisi aşılamak yerine gerçekten çocukları üstünde yaşadıkları toprakla tanıştırmak, yaşadıkları ve büyüdükleri topraklara dokunmalarını sağlamak, toprağı ekip sabırla beklemek, ardından toprağın onlara neler vereceğini görmelerini sağlamak toprak sevgisinin ilk adımı olacaktır. Vatanını sevmek, önce toprağını sevmekle başlayacaktır. “Vatanını sev, Cumhuriyet’i koru” emir cümleleri yerine, sevgiyle beslenen “vatan ve cumhuriyet aşkı” bu neslin ihtiyacıdır. Sevgiyle beslenen bir cumhuriyet aşkını filizlendirmek dileğiyle…

    devamını gör
    Müjdat ATAMAN
  • Bıraktığın kutsal mirasın CUMHURİYET’e evlatların ilelebet sahip çıkacaklardır ATAM… Rahat uyu, vatanımızın yılmaz bekçileri gençler senin açtığın yolda, gösterdiğin ülküde yürüyorlar ve yürüyeceklerdir…

    devamını gör
    Tuna YÜKSEL
  • Cumhuriyet hayal kurmak, kurabilmek demek. Tarihin, coğrafyanın, hayatın, kaderin hırpalaya hırpalaya, döve döve ittiği o en dip anda bile. O en dip anda bile en zirveye göz dikmek, dikebilmek demek. Paramparça iken bütün olmayı. İç çelişkilerle, çatışmalarla dolu iken huzurlu olmayı. Güçsüz iken güçlü. Fakir iken zengin. Çirkin iken güzel. Cumhuriyet o en karanlık anda Tanrılardan ateşi çalmayı düşünmek demek, düşünebilmek. Sırtta taşınan o yükler, ayaklara dolanan, bütün bedeni saran o ağlar, bileklere takılan o zincirler, her uzvu kıran o kısıtlar ve ufuklara uzanan o engeller sanki hiç yoklarmış gibi davranmak, davranabilmek demek. Kulaklara fısıldananlara, olamaz, yapılamaz, harcın değil, demelere aldırmamak, takılmamak ve yoluna devam etmek demek. Hatta şaşırmak demek. Sırta yük vuranlara, ağ atanlara, zincir vuranlara, kısıtlar koyanlara, engeller yaratanlara. Bunlarla yoldan döndürmeyi hayal etmelerine şaşırmak. Cumhuriyet tarihe, coğrafyaya, hayata kadere rağmen hayal kurmak, kurabilmek demek. Bir çocuğun saflığı ile hayal kurabilmek. Sonra kanı deli akan bir genç gibi hırsla, kararlılıkla, inançla yola koyulmak demek. Cumhuriyet saf inat demek. İnatla yapmaya çabalamak. Dizlerde derman kalmayıncaya kadar çabalamak. O hiç sonu gelmeyen yolda yenilgilere doymamak demek. Her çabalamada, her denemede başarısız olmak demek. Her çaba, her deneme sonrasında lanetlenmek. Cezalandırılmak demek. Hayal kırıklıklarında boğulmak. Bir bunalımdan çıkmak, diğerine girmek. Ama yine de akıllanmamak demek. Her yenilgiden sonra, her hayal kırıklığından, her bunalımdan, bir kez daha dermanını toplamak ve ayağa kalmak demek. Daha da bilenmiş olarak. Daha da güçlü bir hırsla. Daha da sarsılmaz bir inançla. Cumhuriyet tarihin, coğrafyanın, hayatın, kaderin kendine biçtiği yeri, hali kabul etmemek demek. Ona isyan etmek demek. O isyan ateşi ile yanmak demek. Cumhuriyet hayal kurmak demek. Kurabilmek. En zirveye göz dikmek demek ve ardında insanüstü bir inatla çabalamak demek.

    devamını gör
    Birol BAŞKAN