ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • İLK MEŞALENİN AYDINLATTIĞI YOLDA 1923’te Mustafa Kemal’in önderliğinde bir avuç vatanseverin kurduğu Cumhuriyet’in üzerinden yüzyıl geçti. Ben kendi hesabıma Cumhuriyet kurulduktan yaklaşık 40 yıl sonra dünyaya gelmişim. İlkokul yıllarım, o ilk yıllarda atılan temellerin meyvelerini verdiği zamanlara denk geliyor. Yani iyi öğretmenler tarafından verilen iyi bir temel eğitim. Daha o yıllarda, sekiz yıl boyunca Milli Eğitim Bakanlığı yapmış Hasan Ali Yücel’in çevirttiği klasikler evimizdeki kütüphanede elimin altında bulunuyordu. Hayatımın ilerleyen yıllarında tıbbiyeye girdim. İstanbul Tıp Fakültesi’ne. 1933’te Hitler faşizminden kaçan ve Atatürk’ün ülkemize davet ettiği bilim insanlarının önemli katkılar verdiği okulum. Cumhuriyet değerleriyle yetişmiştim ve bunlar sanki ülkemizin doğal bir parçasıymış gibi hissediyordum. Ne zaman ki bu değerleri önce yıpratmaya, sonra yok etmeye çalışan siyasetçiler ülkeye hâkim oldular, o zaman bu değerlerin önemini daha iyi anladım. Bir dünya savaşı sonrası kurulmuş, bir başka dünya savaşını henüz oldukça yoksulken göğüslemiş bir ülke. Din ile devlet işlerini ayırabilmiş, ülkenin kılcal damarlarına ağır bir hastalık gibi sızan tarikatları temizlemiş, bilimi hayattaki en değerli rehber olarak görmüş, sanatçıya kıymet vermiş, okuma seferberliği yapmış, salgın hastalıklarla savaşıp bertaraf etmiş bir ülke ve bunları başaran kurucu babalarımız ve annelerimiz. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeyi ilke ve amaç edinmiş kültürlü bir cumhurbaşkanının aydınlattığı bir yol. Bugün, tam yüzyıl sonra bilim, teknoloji ve iletişim bu denli ilerlemişken kindar nesiller yetiştirmeyi amaçlayan siyasetçilerin başa gelebilmesi ne kadar üzücü olsa da, o amaca ulaşmalarının önündeki engelin de Cumhuriyet’in yetiştirdiği nesiller olduğunu bilmek içimi rahatlatıyor. 100 yıllık Cumhuriyet, sanat, edebiyat, tıp, mühendislik, sosyal bilimler ve aklınıza gelecek her alanda çok değerli insanlar yetiştirdi. Ülkemiz o ilk yıllarda yakılan meşalenin aydınlattığı yolda ilerlemeye devam edecektir.

    devamını gör
    Prof. Dr. Talat KIRIŞ
  • Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Ya İstiklâl Ya Ölüm' parolasıyla başlattığı ve bütün imkânsızlıklara rağmen büyük fedakârlık ve kahramanlıklar göstererek eşsiz bir zaferle taçlandırdığı Türk İstiklal Harbi neticesinde kurulan ve kendi vatanı üzerinde bağımsız yaşama iradesinin vücut bulduğu bir eserdir Cumhuriyet. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' esası üzerine inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, günümüzde evrensel bir nitelik kazanan bu ilkeyi bayraklaştıran devletlerden biri olarak Türk ve dünya tarihinde özel bir yere sahiptir. Zira milletimizin modern dünya milletleri arasındaki yerini almasını sağlayan Atatürk devrimlerinin en büyüğü; millî egemenliğe dayalı, tam bağımsız, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması olmuştur. Bugün, çevremizdeki coğrafyayı ve yaşanılan olayları dikkatle irdelediğimizde, Büyük Atatürk'ün o gün ortaya koyduğu bu iradenin anlam ve değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti...

    devamını gör
    Deniz KURT
  • Biz Türk kızları Atatürk'e minnettarız. Hiç onun izinden ayrılmayız. Haklarımızı, özgürlüğümüzü, mutlu nefes almayı Cumhuriyet’e ve ona borçluyuz. Daha nice yüzyıllara! ♥️

    devamını gör
    Karya KABAKDELEN
  • Her insanın hayatında yeri çok büyük olan isimler vardır. Bir Türk olarak benim hayatımdaki en önemli insanlardan biri Atatürk'tür. Hak ettiği değeri göremese de bugün özgür olmamızı sağladığı için ömrüm boyunca ona minnettar kalacağım. Zor dönemlerden geçmiş yoksul, yorgun, bitik bir milleti inadıyla ve zekâsıyla tekrar ayağa kaldırmayı başaran büyük lider. Cumhuriyet gibi bir değeri Türk insanına armağan ettiğin için çok teşekkür ederim. Gençliğe Hitabe'de söylediklerinin ne anlama geldiğini bugün daha iyi anlayabiliyorum. Ama yine söylediğin gibi muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut ve biz senin izinden giderek Cumhuriyetimizi korumak için o asil kanı feda etmeye hazırız. Emanetin emin ellerde. Sana söz. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacak.

    devamını gör
    Filiz SALUR
  • Canım ülkem Türkiye'm; 100 yaşına giriyorsun, seninle büyümek, dilini, tarihini öğrenmek benim için büyük bir onur ve şereftir. Havana, denizine, toprağına, sahip olduğun tüm özelliklere ve güzelliklere, en önemlisi gücüne hayran kalmamak mümkün değil. Bu güzelliklere sahip olman kolay olmadı, bunu biliyorum ve sana layık bir vatandaş olmak için çabalıyorum. İyi ki doğdun, iyi ki varsın, sonsuza kadar var olacaksın canım ülkem...

    devamını gör
    Esra POLAT
  • Cumhuriyet, kelime anlamıyla milli iradenin etkin olduğu, halkın yönetimde söz sahibi olduğu bir yönetim biçimidir. Ancak Türkiye için Cumhuriyet, bize Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten ve bu millet için kan döken her şehitten kalan bir mirastır. Bugün bu miras tam 100. Yaşını doldurmuştur. Bu miras öyle önemli bir mirastır ki, bugün başka bir milletin himayesi altında yaşamıyorsam, bir kız çocuğu olarak okulda okuyabiliyorsam, özgür yaşayabiliyorsam bunların hepsini ve daha nicesini Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve onun yolunda ilerlemiş herkese borçluyum. Bu ülkenin bağımsızlığı için savaşan her gencin, her yaşlının, her kadının, her erkeğin ruhu şad olsun. Cumhuriyetin 100. yılı kutlu olsun!

    devamını gör
    Selin NARSAK
  • Seni çok seviyorum Atam ülkemizi kurduğun için. Cumhuriyet deyince aklıma hep Atatürk geliyor. Büyüdüğümde senin gibi biri olmayı çok isterim. Şu anda 7 yaşındayım. Seni sokağın tavanı kadar çok seviyorum.

    devamını gör
    Kuzey Necdet TEMİK
  • Bizlere emanet edilen CUMHURİYET ilelebet payidar kalacaktır. 75. yılını da yaşadım. 100.yılını da yaşıyorum. Ne mutlu bana… Ne mutlu Türküm diyene.

    devamını gör
    İnci ALTINTAŞ
  • Cumhuriyetimizin rengi kırmızıdır… Cumhuriyetimizin 100. yılına tanık olmak, bu ülkede yaşayan herkes için büyük bir onurdur. Yoktan var edilen bir yurdu bize vatan olarak kazandıran Atatürk ve arkadaşları, bu ülkeye ve bu topluma yaraşır en güzel yönetim biçimini de oluşturdular… Halk egemenliğine dayalı Cumhuriyet; uygarlık yolunda aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın güneşi oldu. Yaratılan Cumhuriyet iklimi; sanat ve kültür alanında, beklenenin çok üstünde ürün alınmasını sağladı. Cumhuriyet ruhu, sanatın bütün damarlarını besleyen güç oldu. YÜZ yıllık Cumhuriyetimizin ilk yarısını kaçırdım ama “İkinci Yarısında” ben de vardım. Elli yılı aşkın bir süredir resim yapıyorum… Sanat maceram, Cumhuriyet okullarının sağladığı eğitim olanakları sayesinde başarıya ulaştı. O okullar, o eğitimciler, o eski ustalar olmasaydı; Habip Aydoğdu adında bir sanatçı da olamazdı. Gerçekten de bugün yazıyor, çiziyor, yontuyor, boyuyorsam; hepsini Cumhuriyetimize ve onu yaşama uyarlayan devrimlerine borçluyum… Cumhuriyetimizle gelen demokrasi ve özgürlük ortamı, sadece bilimin değil sanatın da kapılarını aralamıştır. Yıllar içinde toplum olarak sanatın, bilimin, demokrasinin, laikliğin, insan haklarının, hukukun, adaletin, ifade özgürlüğünün önemini artık iyice anladık sanıyorum. Sanatçılar, sanat insanları, sanatseverler, hatta toplum olarak varlığımızı borçlu olduğumuz Cumhuriyetimizi yaşatmak, geliştirmek ve daha da ileri götürmek zorundayız. Cumhuriyetimizin yetiştirdiği bir birey olarak, bir evlat olarak, cumhuriyetimizin daha da demokratikleşerek yeniden bir doğuş yaşayacağına olan inancımı korumak istiyorum. Cumhuriyetimizin rengi kırmızıdır… Ben de resimlerimde ağırlıklı olarak kırmızı rengi kullanıyorum. Bilinçli bir seçim olmasa da bu paralellik, içimi ısıtıyor. Cumhuriyetimize nice nice yüz yıllar umuduyla…

    devamını gör
    Habip AYDOĞDU