
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Cumhuriyet’e mektup Cumhuriyet, hiçbir sınır tanımaksızın hayal kurabilmekti çocukluğumda. Biraz büyüyünce, ilk önce yönetenleri seçebilmek olanağıydı, daha sonra ise egemenlik koşulsuz olarak ulusun dense de çoğulcu bir demokrasiyle bunun ancak mümkün olabileceğini anlamaktı. Çok dilli, çok kültürlü ve çok dinli Anadolu coğrafyasında, emperyalizme karşı omuz omuza verilen savaşımın simgesi oldu benim için. “İyi ki Cumhuriyet var” diye başlayan tümceler kurdum, monarşi sona ermiş, oligarşi reddedilmiş, demokrasiye doğru bir adım atılmıştı. Kolay olmadı, ilk yüzyılda tam istediğimiz gibi de olmadı. Uzun yıllar boyunca süren savaşlardan yorulmuş, dünyadaki ilerlemenin gerisinde bırakılmış, bir arada yaşadığı toplulukların başta din olmak üzere farklılıkları çatışma yaratmak için kullanılmış ve birinci paylaşım savaşında yenik düşmüş bir toplum, Cumhuriyet’e kapılarını açmış, ancak Cumhuriyet’i çoğulcu ve güçlü bir demokrasiyle tamamlamakta gecikmişti. Devrimleriyle güçlü bir toplum yaratmak için önemli adımlar attı genç Cumhuriyet. Eğitim ve sağlık en önemli kazanımlar arasındadır. Emekçi sınıfın çocukları kamu okullarında iyi eğitim alarak daha iyi yaşamak olanağı elde edebilmeye başladılar. 1930’lu yıllarda ürettiği aşıları yurtdışına bile gönderebilen bir Cumhuriyet vardı artık. 2019’da başlayan pandemide mevcut hükümet 90 yıl sonra hiçbir değişiklik yapamadan 1930’da çıkarılan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile yönetti salgını. 12 Eylül 1980’de olduğu gibi zaman zaman askeri darbelerle kesintiye uğradı ulusun egemenliği. Aslına bakarsak, askeri darbeler dışında da Cumhuriyet, halkın karar süreçlerinde egemen olması bakımından tam bir egemenliği sağlayabilecek düzeye gelemedi. Devlet; eşit yurttaşlığı sağlayarak kamu yararına çalışan ve güçlü sosyal koruma sağlayan bir toplumsal örgüt olmak yerine, sağ iktidarlar ile büyük ölçüde sermaye sınıfının çıkarlarını gözeten bir aygıt olarak işlev gördü. Cumhuriyet’i temsilde adaleti yerine getirecek, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim sistemini güvenceye alacak, yasama, yürütme ve yargı arasında kuvvetler ayrılığı ilkesini yaşama geçirecek, çoğulcu ve demokratik bir parlamenter sistem ile taçlandırmalıyız.
devamını görProf. Dr. Kayıhan PALAMerhaba, Cumhuriyet'in bekçileri!!! Cumhuriyet'imizin 100.yılını doldurduk, dilerim ki Atamız'ın yolundan hiçbir zaman ayrılmayız. Atatürk'ün ilke ve inkılaplarını anlar ve onun fikirlerini esas alırız. Bizim asıl görevimiz Türkiye Cumhuriyet'ine ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e layık bir Türk olmaktır. Kendinize yeterince inanırsanız bu görevi başarıyla tamamlayacağınıza eminim. Elbet zor dönemlerden geçeceksiniz, karanlıkta bir mum ışığına muhtaç kalacaksınız ancak umudunuzu kaybetmediğiniz sürece o karanlığı aydınlatan yine sizler olacaksınız. Unutmayın ki sizler Türkiye'nin ışığısınız!
devamını görEsra AYDEMİRİkinci Yüzyıla Mektuplar, Çocukluğum Bursa’da geçti. Sokaklarından geçen otomobilleri sayıp iddiaya girebildiğimiz, onlar geçmediği zaman da bütün caddede ip atlayıp, yakar top oynanabilen bir şehirdi Bursa. Şimdi galiba hiçbir sokağında trafik durmuyor ya da ip atlanamıyor. 1980 darbesi sonrası büyüyorduk. Bir şeylerin biraz iyileştiği hissi vardı ama bir de garip bir huzursuzluk. Sanki hayatımızda bollaşan, parlaklaşan her şeyin bir yerlerde acıyla ödenen bedelleri, yıkılan savrulan hayatlar... Fısıldaşan komşular, kaygılı anneler babalar. Büyüdük yine de ama. 30 yıllık gazetecilik, televizyon sunuculuğu ve muhabirlik kariyerim, sonra yaptığım işler, okuduğum okullar bana gösterdi ki, bu topraklar kendi evlatlarını çabuk harcıyor. Toprağın da günahı yok. Bizler harcıyoruz birbirimizi. Ülkenin en parlak kuşakları en az dört kere, orakla biçilir gibi biçilmişler, bir sağa savrulmuşlar, bir sola savrulmuşlar. Eğitimli, zeki, yaratıcı insanları siyasi kavgalar içinde darmadağın olmuş, yurtlarından ayrılmak, ekmeklerini başka şekilde kazanmak zorunda kalmışlar. Ben de işimi kaybedenlerdenim ama en azından hâlâ toprağımda olduğum için mutluyum. Bu Cumhuriyet’in bana verdiği cesaret ve aldığım eğitimle ekmeğimi kazanabileceğimi biliyorum. İşte tam da bu nedenle Atatürk’ü sevmek ve anlamak için 40’larınızı beklemeyin. Onun çocuk haliyle, bir başına, bir anne ve kız kardeşle, arkada bıraktığı birkaç ölmüş kardeş ve bir baba hatırası ile nasıl bir düş kurduğunu hissedin. O kurduysa bu düşü, bizi durduran nedir? Şam’dan Libya’ya, Çanakkale’den Sakarya’ya uzanan ve hep savaş gördüğü o hayatın içinde bile bir güzellik, zarafet, kültür, sanat, incelik aradıysa, o derin bozkırda büyük ve sağlıklı bir Cumhuriyet hayali kurduysa, bizi durduran nedir? Bugün için verdiğiniz kavgada bir durun ve sorun: Mustafa Kemal’in kurduğu düşü durduran nedir? Korkularımızla yüzleşelim ve ikinci yüzyılı çok daha cesur ve huzurlu kuralım. Bir şeyi de unutmayalım: Harika tüccar bir millet değiliz, olağanüstü sanatkâr ya da bilim insanı sayılmayız. Ama iki şeyi çok iyi yaparız. • Toprağımızı ekmek • Toprağımızı savunmak Bu iki iş üzerine dünyalar inşa edilir. Ekmek, şifalandırmak, doğayla canlanmak ve onu zarardan, kıyımdan, sadece savaş ve istila değil, yangından yıkımdan inşaattan korumak da savunmaktır. Huzurumuzu bulduğumuz o yaylalarda, denize baktığımız o kıyılarda; sessiz ama dopdolu o bozkırlarda, vadiler içinden akan o nehirlerdeyiz hepimiz. Düşümüz orada ve hâlâ çok canlı. Biz yorulduk ama Anadolu hâlâ çok genç ve çok canlı. Devletler için 100 yıl nedir ki? Tabiat için nedir ki? Biz ve genç Türkiye Cumhuriyeti daha yeni başlıyoruz. Şimdi daha çok çalışmaya devam edelim, o zaman.
devamını görAhu ÖZYURTTürkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu ey Mustafa Kemal Atatürk. Tam 100 yıl önce bin bir zorlukla, içindeki azminle ve zihnindeki düşüncelerinle kurmuş olduğun bu Türkiye Cumhuriyeti devleti için sana ve senin yanında olan herkese biz gençler olarak teşekkürlerimizi sunarız. Ülkemizin her tarafı düşmanlar tarafından sarılırken, işgal edilirken, sen yeni bir Türkiye Cumhuriyeti devleti kurmanın tek kurtuluş yolu olduğunu söyledin. Ve kurdun. Bize bıraktığın böyle güzel bir ülkeyi her ne kadar kötü yerde görsek de bizim amacımız Türk gençleri olarak bu ülkenin yönetimini alıp eskisinden daha iyi olması için çalışıp çabalamamızdır. Ve bunu sadece eğitim ile yapabileceğimize inanıyorum ve inanıyoruz. İhtiyacımız olan şey sabır ve kendimize olan inancımızdır. Gayretimizdir. Çünkü size ve askerlerimize verdiğimiz sözleri ancak bu şekilde tutabiliriz. İnanıp çalışarak ve gayret göstererek yapabiliriz. Ve ne mutlu Türküm diyene.
devamını görCan ÖZGERSevgili Cumhuriyet, 100. yaşını kutluyor olmak ne büyük gurur ve ne büyük mutluluk... Ve biliyorum ki daha çok asırlar kutlanacak. Bugün özgür bir Türk kadını olarak kimseye muhtaç olmadan, vatanımda başım dik, onurlu bir şekilde yaşayabiliyorsam senin ve seni bizlere hediye eden Atatürk'ün sayesinde. Ulu önderim, Başkomutanım, Başöğretmenim ve tüm silah arkadaşlarını, Milli Mücadele ruhuyla tüm emeği geçen şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Hepinizin mekânı cennet olsun Minicik bir çocukken kutladığı bayramlarda kalbi deli gibi çarpan, şimdi yetişkin olan ama aynı heyecanı taşıyan güzel insan, bayramın kutlu olsun. Umudunu, inancını, vefasını hiç kaybetmeyen, sevgiye önem veren, saygıya daha da fazla önem veren, görev ve sorumluluklarını layığıyla yerine getiren, İstiklal Marşı'nı okurken gururu, mutluluğu, duygusallığı aynı anda yaşayıp duyguları birbirine karışan Çılgın Türk senin de bayramın kutlu olsun. "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!"
devamını görMeltem Pınar BALTACIOĞLUSayın Cumhuriyet, 100. doğum günün kutlu olsun! Sen, benim için bir umut, bir ışıksın. Sen, benim için eşitlik, özgürlük ve demokrasinin sembolüsün. Sen, benim için bir ulusun bağımsızlığının ve egemenliğinin ifadesisin. Seninle birlikte bu topraklarda yaşayan her insan eşit haklara sahip oldu. Sen, kadınların seçme ve seçilme hakkını verdin. Sen, farklı etnik ve dini grupların birlikte yaşamasını sağladın. Sen, bu toprakları çağdaş bir ülkeye dönüştürdün. Seninle birlikte, bu ülke büyük başarılara imza attı. Sen, Türkiye'yi bir dünya gücü haline getirdin. Sen, Türkiye'yi bilim, teknoloji ve sanatta öncü bir ülke haline getirdin. Sen, Türkiye'yi insan hakları ve demokrasi alanında örnek bir ülke haline getirdin. 100. yaşında bile sana minnettarım. Seni daha da ileriye götürmek için, elimden geleni yapacağıma söz veriyorum. Saygılarımla,
devamını görSedat YARDIMCIKelimeler yetmez senin atalığına önderliğine. Senin sayende bu ülkedeki insanlar rahat. Senin sayende özgür. Biliyorum biliyoruz hiç bir insan ölümsüz değildir ama sen ölümsüz olmalıydın, hep var olmalıydın...
devamını görElifNe mutlu TÜRK'ÜM DİYENE .100. YILINDA SAYGIYLA ANIYORUZ seni ATATÜRK❤
devamını görHamza KÖSEOĞLUUmutlarımızın, adaletin, eşitliğin, huzurun olduğu nice yüz yıllara! Yaşa Cumhuriyet…
devamını görDerya BALCI
