ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • Sevgili Cumhuriyet, İlkokulda öğrendiğim bilgiyle önce varlığını ve adını duydum. Daha sonra ise nasıl bir rejim olduğunu, kurulmak için ne çabalar verdiğini, neleri daha düşünceli ve insani kılmak için insanların seni düşündüğünü ve tarihi olarak nereden etki aldığını, felsefe tarihindeki o kadim ilk zamanlardan beri adının anıldığını, hukuk mücadelesinde nasıl tarihi olarak var olduğunu, kuvvetler ayrımının olabilmesi için ne kadar önemli olduğunu, vatandaş olarak anılan kavramın seninle dile geldiğini, sonsuz bir evrensel rejim değil ama hep mücadele ve güç ilişkilerinin içinde yeşererek durabildiğini öğrendim. Bu saydıklarım arasında felsefe tarihi kadar siyasi tarihte de ne kadar önemli olduğunu, hukukun eski Antik dönemlerden yola çıkarak ve hâlâ tarihin içinden geçerek bugüne kadar taşındığını okumaya başladığımda ben de büyümüştüm. Büyüdükten sonra daha da meşgul oldum seninle. Senin tarihi bir anlam içerdiğini, zülüm ve baskıya karşı çıkmaktaki maharetini, tek bir elden gelmeyen iktidarı sevdirmeni, sınıflar arası mücadelelerde olduğu kadar bunların kimi zaman saf dışında kalmasını da senin sayende öğrendim. Siyasi tarihte, seni sevenlerle birlikte, senin tiranlıklara ve sömürgecilere karşı durduğunu öğrendiğimde, düşündüm ki, sayende kimi sana karşı çıkanların da hâlâ sana karşı duydukları husumeti dile getirmeleri de senin varlığın sayesinde olabilmiş ve olabilmeye de devam etmekte. Bu sanırım senin mevcudiyetinin virtüelliğinde, başından beri, mevcut. Kendi rejimini kurmuş olduğun ülkeler arasında “laik bir anayasal cumhuriyet” olarak, en azından benim doğduğum topraklarda da mevcut olduğuna nasıl sevinç duyduğumu sana söylemek isterim. Bu ne büyük şanstır, benim olduğum ülkenin anayasal demokrasi üzerine kurulmasında senin rolün olduğunu duymak. Her ne kadar sarsıntılar yaşansa da bu şansa sahip olduğumuz için senin yanında durup da seni gerçekleştirenlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Şansımızın devamı daim olsun!

    devamını gör
    Prof. Dr. Ali AKAY
  • "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyerek bize Türkiye Cumhuriyeti'ni hediye eden Mustafa Kemal Atatürk'e olan şükran, minnet ve borcumuzu doğacak nesillerimizi cumhuriyetçi, özgürlükçü, Atatürkçü düşüncelerle yetiştirerek göstereceğiz. Kutlu olsun Cumhuriyet, kutlu olsun 100. yıl, kutlu olsun özgür ve bağımsız Türk milleti.

    devamını gör
    Berkan AKIN
  • CUMHURİYET VARSA VARIZ, YOKSA YOKUZ Bu yıl, kendimi bildim bileli horlanan, başına gelmedik bırakılmayan cefakâr Cumhuriyetimizin 100. yaş dönümü. Yüz yıllık bu ömür, bir insan ömrü olsaydı ne büyük bir mutlulukla karşılanırdı. Oysa bugün Cumhuriyet’in 100. Yılı öylesine coşkusuz, öylesine sönük ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki acılar ve kurtuluş mücadelesini, tebaadan vatandaşlık mertebesine geçişimizle ilgili devrimlerin muhteşem bir dönüşüm olduğunu kavrayamamış gibiyiz. Çünkü, işgalin ne olduğunu bilmiyoruz. Milli Mücadele’yi yaşamadık. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki sosyal ve ekonomik değişimin koşullarını, sanayileşmenin nasıl başladığını, bin bir güçlükle demir ağlarla örülen yurdumuzda birbirimize ulaşmanın ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Açıkçası 100 yılın sonunda kimse bu kadar üzgün ve kırgın olacağımızı da hayal etmemiştir diye düşünüyorum. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı öylesine büyük ki; ulusal bütünlük, uygarlık, laiklik, akıl ve bilim, fırsat eşitliği, liyakat, kadın hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi. Cumhuriyetimizi kutladığımızda her birinin varlığını kutlayıp sahip çıkıyoruz. Ancak anlıyoruz ki, Cumhuriyetimizi yaşatmak ve daha ileriye taşımak için sadece kutlamak yetmiyor. Yeni fırsatlara erişmek, bazı tehlikeleri ve belirsizlikleri aşmak için arada bir oy kullanan değil; cesur, bilinçli, aktif ve sorumlu birer yurttaş olmayı da öğrenmemiz gerekiyor. Böyle bir yurttaşlık, halk olarak kamusallığın ve ortak iyinin yeni anlamlarını keşfetmekle de ilişkili. Bu kadar üzgün ve kırgınken umut taşıyabilir miyiz? Yüz yıl uzun bir zaman, ne badirelerden geçti Cumhuriyetimiz. Egemenlik hakkının belli bir kişi ya da aileye ait olduğu monarşi ve oligarşinin tam karşısında bir yönetim biçimi olduğunu, bizi bir halk olarak bir arada tutma gücünü unutmayalım. Cumhuriyetimizin bu gücü umudumuzun da kaynağı. Ve Cumhuriyet varsa varız, yoksa yokuz... Elbet yaşayacak, yaşatacağız!

    devamını gör
    Prof. Dr. Şengül HABLEMİTOĞLU
  • 100 yıllık mutluluk, onur, gurur... CUMHURİYET Ben bir TÜRK kadınıyım, Cumhuriyetçi, Atatürkçü... Ben bir anneyim sevgi dolu, aydınlık fikirleri olan, Ben çalışan, üreten ekonomik özgürlüğünü kazanmış, Tek başına çocuklarını yetiştirebilmiş, İnsanları seven, saygı duyan laik Cumhuriyet kadınıyım... İşte tüm bunlar için, Ben olabildiğim için, Özgürce yaşayabildiğim için, İyi ki Cumhuriyet var diyorum. Cumhuriyet'i bizlere kazandıran, Atatürk başta olmak üzere, Tüm şehitlerimize, gazilerimize kadın erkek birlikte savaşan ecdadımıza, Tüm yüreğimle teşekkür ediyor, şükran ve minnetle anıyorum. Cumhuriyeti siz kurdunuz, Korumak ve yaşatmak Bizim görevimiz... Kanımızın son damlasına kadar, Son nefesimize kadar, Emanetinize sahip çıkacağımıza Söz veriyoruz. AND OLSUN.

    devamını gör
    Nurten ARICI
  • Sevgili Cumhuriyet, dün akşam seni kutladığımız bir baloda sağ olsunlar bana da söz verdiler. İtiraf edeyim, bu konuda yazmış çizmiş birçok ünlü insanın olduğu bir ortamda söz beklemediğim için biraz hazırlıksız yakalandım. Aslında yaklaşık bir saat boyunca konuşanların oldukça pozitif dileklerini paylaştığı bir ortamda benden 5-10 dakika önce söz alan bir konuşmacı "Cumhuriyet'e sahip çıkamıyoruz" benzeri oldukça kötümser bir konuşma yapmıştı. Ben de çıktım dedim ki... "Şurada ne güzel küçük korunaklı balonumuz içerisinde Cumhuriyet'imizi kutluyorduk. Neden beni 'depresyona' soktunuz?" Aslında o konuşmacının söylediklerinde haklılık payı olduğunu tüm katılımcılar fazlasıyla biliyordu. Sevgili Cumhuriyet, umarım ilerleyen yıllarda çok daha adil, özgürlükçü ve daha güçlü olarak yüzyıllarca barış içinde hayata devam edersin. Çocuklarımız senin sayende, huzurlu bir ülkede hayata devam eder. Sevgilerimle...

    devamını gör
    M. Barış MUSLU
  • Güzel cümleler kurmayı becerebilen birisi değilim ama cumhuriyetin getirdikleri ve getirebilecekleri ile güzellikleri görebileceğime inanıyorum. Okuyan herkese selamlar olsun. Yaşasın Cumhuriyet 

    devamını gör
    Yunus Emre ARISOY
  • Sonu gelmeyen bir ilham aldık mavi gözlerinden, söz verdik sana dönmeyiz hedeften. İlelebet Cumhuriyet. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'e, Şehit ve gazilerimize, Cumhuriyet'in kurucu kadrolarına, Saygı ve minnetle nice yüzyıllara... CUMHURİYET'İN 100.YILI KUTLU OLSUN!

    devamını gör
    Celal BAYRAM
  • Atam, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türk’üm diyene… İnkılaplarla ve Cumhuriyetle bu ülkede özgürce yaşıyorsak senin sayende. İzmir'in dağlarında çiçekler açar ve adını her mücevher taşa yazıp bu yolda istikbal göklerdedir diye yürüyüp, asla vazgeçmemeyi sonuna kadar devam etmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi senden öğrendik. İyi ki sen Atam iyi ki… Saygı ve minnetle...

    devamını gör
    Ayşe Esra ÇETİNER
  • HEM BİZ CUMHURİYET’İN ÇOCUĞU HEM DE CUMHURİYET BİZİM ESERİMİZ Türk ulusu, asırlar süren esaretinden Cumhuriyet ile kurtuldu. Hürriyetini; iç ve dış kuvvetlere karşı bir daha kaybetmemek üzere kazandı. Ardından gelen atılımlarla Anadolu insanı muasır medeniyetlere açılan kapıdan bir nebze de olsa başını uzatabildi. Yalpalayarak da olsa aklın rehberliğinde yürüyebildi ve benzeri uluslardan ayrışarak uygarlaşma iddiasını sürdürebildi. Fakat imparatorluktan miras kalan yoksulluk ve cehaleti tümden aşmak mümkün olmadı. Yaratılan aydınlanma ve refah hedeflenen düzeye ulaşmadı; zenginliğe sahip olanlar ise adaletle paylaşmak istemedi. Bu noksanlıklar hangi bedellerle elde edildiği unutulmuş kazanımların teker teker kaybolmasıyla sonuçlandı. Cumhuriyet’i kuranları büyük hayal kırıklığına düşürecek ölçüde bağımsızlıktan feragat, bağnaz inançlarda ısrar, yağmalanmış topraklar, çiğnenen temel haklar ve geleceği temlik altında bırakan mali kararlar altında birinci yüzyıl geride bırakıldı. Yine de Cumhuriyet yenilmedi! Büyük Önder’in çocukluğundan Gelibolu’ya, Samsun’dan Dumlupınar’a ve Ankara’dan vazife bıraktığı hedeflere uzanan yolculuğunu içselleştiren; Cumhuriyet kazanımlarıyla köyünden ve kasabasından ayrılarak bilim ve sanat öğrenen; yeni istibdat ve yeni müstemleke günlerinde, Cumhuriyet’e borcunu ağır bedeller pahasına da olsa ödemek isteyen bir nesil yetişti. İşte Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını onlar kuracaklar. Bir sonraki kuşağın ardından, hikâyenin sonu ilk günlerde umulduğu gibi olacak. Bu neticeye, tarih dediğimiz, sayısız insanın emeklerinin öğütüldüğü uzun bir yolculuğun sonunda varılacak. Dönüp arkaya baktığımızda, bu mücadele ilhamını bize verenlere karşı mahcup olmayacağız. Akrabamız, komşumuz ve ortak mazimiz olan uluslardan ayrışarak muasır medeniyetlere ulaşabilen nadide bir örnek olacağız. İşte o zaman hem biz Cumhuriyet’in çocuğu hem de Cumhuriyet bizim eserimiz olacak. Birlikte var olacağız ve bu bağı ebediyetle koruyacağız.

    devamını gör
    Dr. Murat KUBİLAY