
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Sevgili Cumhuriyet; Yıllar önce okuma yazmayı ilk öğrendiğim yıllarda dedem bana "otur kızım, al kâğıt kalem" dedi. "Ne yapacağım dede?" diye sorduğumda söylediklerimi yaz dedi. "Sevgili torunum" diye başlayan kâğıtlarla mektuplar yazdım. Ne yazdığımı hiç hatırlamadığım mektuplar bu yılda, yani Cumhuriyetin Yüzüncü Yılında bize ulaştı. Okudum, ağladım, mutlu oldum. Bir sürü duyguyu birlikte yaşadım. Meğerse dedemin tam 20 önce yazdırdığı mektuplar bugün elimize, biz torunlarına ulaştı. 20 yıl sonra yüzüncü yıl için bize mutluluğumuza dair mektup yazdırmış. Yüzüncü yıl bana hem sevinci hem de değeri anlattı. Cumhuriyetin değerini bir kez daha dedemin sayesinde daha anlamlı kıldım. Şimdi düşünüyorum da ben de ilerideki nesiller için mektubun değerini, Cumhuriyetin anlamını bu şekilde taşıyacağım. Cumhuriyet sen nelere kadirsin. Olmasaydın dedemden bana gelen mektup da olmazdı. Yaşadığım olay gerçektir ve ben de bu mektubu bu olaydan dolayı yazmaya karar verdim. Sevgilerimle...
devamını görÖzge Sultan ŞENERYüce Türk milleti, Cumhuriyetimizin 100. kuruluşu hepimize hayırlı olsun. Geçen asırda dünyada pek çok ülke cumhuriyet rejimini kabul etti. Ama hiçbirisi Türkiye kadar başarılı olamadı. Örneğin 1000 yıllık Arap harflerinden kurulu bir milli alfabeyi, 7-8 ayda Latin harflerine değiştirebildik. Bu sayede Türkiye'de okur yazar oranı çok kısa zamanda yüzde 100'e yaklaştı. Bu ve bunun gibilerin hepsi Atatürk'ümüzün reformları sayesinde oldu. Önümüzdeki yüzyıllarda da, onun açtığı yollarda, Türkiye büyük başarılara adaydır.
devamını görMehmet TANBERK100. YILI’NDA CUMHURİYET’E MEKTUP Ne büyük kıvanç, ne büyük onur; Cumhuriyet’in 100. Yılı’ndayız! Onu yozlaştırmak ve hatta yok etmek isteyen her komploya rağmen ayakta Cumhuriyet’imiz. Sadece kuruluşunu yaşayan nesil değil, ondan sonrakiler için dahi o ilk günkü taze anlamı ve derinliğiyle hâlâ hissedilen ve yaşatılan bir devrim Türkiye Cumhuriyeti. Onu dünyadaki diğerlerinden farklı yapan; Atatürk gibi bir dâhinin vizyonu, mücadelesi ve önderliğinde gerçekleşmiş olması. Öyle bir vizyon ki daha Osmanlı ordusunun cepheden cepheye mücadeleye koşan bir subayı iken milleti için ideal yönetim şekli olacağına karar vermiş Mustafa Kemal. Savaşı kazanacağımız çok zayıf bir ihtimal, ülkemize sahip kalmamız aynı derecede soru işareti olan bir dönemde ileriye dönük duyduğu özgüvene, azme ve liderliğinin gücüne inanca bakar mısınız? O, savaşın kazanıldığını, düşmanın kovalandığını ve geride kalan perişan, aç, sefil, çaresiz, cahil, yoksul bir millet için hür, bağımsız, demokratik cumhuriyet kurduğunu hayal edecek kadar emin, kararlı bir lider. Üstelik sadece kendisiyle ilgili değil özgüveni. Yüzyıllardır koyun gibi güdülmeye alışmış, tebaa bir milleti de davasına inandırıp arkasına alıp mücadelede yanında sürükleyeceğinden de emin. Cumhuriyet; bağımsızlığımız, hürriyetimiz, nimetimiz, geleceğimiz, varlığımızın sebebi... Bayrağımızın, inançlarımızın kalesi. Canım Ata’ma, onunla omuz omuza mücadele verenlere sonsuz minnet ve şükranla, nice yüzyıllarda bayrağımızın, hür fikir ve sesimizle dalgalanacağı kutlamalara! Ben, Cumhuriyetimizin nimetlerinin, değerinin ve vatandaş olarak bana verdiği değerin farkında, coşkuyla haykırıyorum ki; Türkiye Cumhuriyetimizi yaşatmak için üzerime düşen hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağım! Nermin Bezmen
devamını görNermin BEZMENTürkiye Cumhuriyet’inin 100 yılının 81 yılını Türkiye’de yaşayan bir kişi olarak yoğun bir siyasal, ekonomik, toplumsal, kültürel belleği taşıyorum. Lise yıllarım 1951’de yeniden açılan Alman Lisesi’nde 1. ve 2. Dünya Savaşlarını, faşizmi, Nazizmi ve Avrupa ve ABD’nin sorgulanan demokrasisini, Sovyet ve Çin komünizmini, emperyalizm ve kolonyalizmin, ülkeleri ve kültürleri parçalayan etkilerini ve Hiroşima ve Nagazaki’yi öğrenerek ve bu olayların sonucunda nasıl karmaşık bir dünyada yaşadığımı ürküntüyle fark ederek geçti. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde de binlerce yıllık uygarlıkları ve onların çoğunun Anadolu’da bıraktığı değerli mirası öğrendim; bu eğitim de bana dünyaya daha güvenli ve geniş açıdan bakmayı öğretti. Bütün bu bilgileri taşırken Türkiye Cumhuriyeti’nin benim kuşağım ve gelecek kuşaklar için ne anlama geldiğini kavradım. 2023 yılında bu anlamı şöyle tanımlayabiliyorum: Avrupa, Asya, Afrika arasında konumlanan Türkiye’de doğmak, 20.yüzyıl boyunca ve 2000’li yıllarda hem bu bölgede hem de kendi ülkemde yaşanan bütün siyasal, ekonomik, kültürel sorunlara, çıkmazlara ve felaketlere karşın bir ayrıcalıktır. Bu konumda insan dünyaya 360 derece bir bakışa sahip olabiliyor. Türkiye bu bölgede, Cumhuriyet’in kuruluşunun nedeni olan modernizmi en erken yaşayan ülkedir; Postmodernizmi, küreselleşmeyi de sert geçişlere ve direnişlere karşın özellikle sanat ve kültür alanındaki üretimleriyle içselleştirmiş bir ülkedir. 1980’den günümüze sanat ve kültür alanındaki çalışmalarımı da bu ayrıcalıklı jeopolitik konuma borçluyum. Deneyimlerim bugün olduğu gibi gelecekte de Türkiye’de sanat ve kültür üretiminin geniş kitleye, içinde yaşadığı düzeni, siyaseti ve ekonomiyi anlamlandırmak için, düşünsel ve tinsel bir güç vereceğini gösteriyor. Bilim ve teknolojideki tüm gelişmeler de sanat ve kültürün gücünü ve etkisini güçlendiriyor. Metaforlarla ve dolaylı biçimde de olsa, sanat yalnız söz konusu olan ayrıştırıcı, köktendinci ve kutuplaştırıcı kalıntılardan kurtulmak üzere değil, tüketim ve medya ideolojilerinin olumsuz etkilerini de dönüştürmek üzere de yol ve strateji gösteriyor ve göstermeye devam edecek. Sanat yapıtlarıyla oluşturulan görsel metaforlar kutuplaştırıcı siyasal tartışmaların açtığı yarığı iyileştirici düşüncelerle dolduruyor ve doldurmaya devam edecek. Bilim ve teknolojiyle işbirliği içinde çalışan kültür ve sanat insanları karanlık siyasal ideolojilerin ağına karşı aydınlatıcı seçenekler sunuyor ve sunmaya devam edecek. Siyasi ve ekonomik gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şekli olan Cumhuriyet ile gelecek kuşakların önünde sahip çıkmaları gereken böyle bir seçenek var.
devamını görBeral MADRACumhuriyet demek, ben demek, sen demek, biz demek. Cumhuriyet'in okullarında okudum önce, şimdi Cumhuriyet'in okullarında okutuyorum gönlümce. Bu topraklar evimiz, Cumhuriyet yuvamız. Cumhuriyet benim, senin, onun, cumhuriyet bizim.
devamını görMahmure BELERDaha gidecek çok yolumuz, öğrenmemiz gereken çok şey var canım Ata'm . "Açtığın yolda, kurduğun ülküde..." diyerek dilimize marş, gönlümüze kilit olmuş andımız var bizim. Küllerinden yeniden kurduğun bu cennet vatan için bizler de elimizden ne geliyorsa yapacağız hiç şüphesiz. Her milli bayramda sokaklara dökülerek hep birlikte el ele , omuz omuza vererek sana verdiğimiz sözü tekrar tekrar hatırlayacağız ve birbirimize her dâim hatırlatacağız. Bugün eli kalem tutan, kitaplar yazan çağdaş ve modern eğitimli bir bireysem, bunu senin yenilmez gücüne, eşsiz zekâna ve üstün gayretine ve seninle müthiş bir bağımsızlık mücadelesi veren o ölümsüz kahramanlara borçluyum. Hep gösterdiğin o ışıklı yoldan devam edeceğim ben de yoluma. Cumhuriyetimizin 100.yılını kutladığımız bu yıl ve her geçen yıl seni ve aydınlık fikirlerini çok daha iyi anlıyor ve idrâk ediyoruz. Yüce varlığın ve eşsiz ışığın her dâim bizimle, biliyor ve bunu yürekten hissediyoruz. Sonsuz şükrânla...
devamını görSerpil KAYAAtam, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türk’üm diyene… İnkılaplarla ve Cumhuriyetle bu ülkede özgürce yaşıyorsak senin sayende. İzmir'in dağlarında çiçekler açar ve adını her mücevher taşa yazıp bu yolda istikbal göklerdedir diye yürüyüp, asla vazgeçmemeyi sonuna kadar devam etmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi senden öğrendik. İyi ki sen Atam iyi ki… Saygı ve minnetle...
devamını görAyşe Esra ÇETİNERDemokrasi kelime kökeni itibariyle halkın iktidarı anlamına gelmektedir. Bir zamanlar dünya tarafından unutulmuş bir kelimeydi. Eşitlik, laiklik, kadın hakları; bunlar da unutulmuştu. O dönemler en çok rağbet gören kelime savaştı. Savaş, güç, iktidar, paylaşmamak... İşte bütün bu ahval altında bir adam çıktı ve dünyayı, dünyanın aşina olduğu kelimeleri değiştirdi, dünyaya örnek oldu. Unutulmuş kelimeleri yeniden canlandırdı. Özgürlük, adalet, Cumhuriyet. Tarihin ve talihin akışını değiştirdi. Bütün bunları elindeki sınırsız güce rağmen yaptı. Bu gücü başka şekilde de kullanabilirdi. Eski kelimeleri canlandırabilirdi mesela, fakat o paylaşmayı seçti. İşte bu yüzden böyle anlamlı bir günde elindeki sınırsız güce rağmen, yönetme hakkını bir kişiden alıp çok kişiyle paylaşan, beraber omuz omuza çarpışıp bir ülkeyi kurtardığı halka itibarını iade eden, dost düşman herkesin gıptayla baktığı Türkiye Cumhuriyeti'ne babalık eden Atatürk'ü sonsuz saygı, minnet ve gururla anıyoruz. 100. Yaşımız kutlu olsun. Dileriz ki dünya da onun felsefesini benimser ve yine onun söylediği gibi “Yurtta sulh cihanda da sulh” dünya için geçerli bir düstur olur.
devamını görCan EDİBOĞLUBENİM İÇİN CUMHURİYET Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yaşında, 21 yaşında üniversite öğrencisi bir genç olarak Cumhuriyet’i düşündüğümde, aklıma gelen ilk kelimeler eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi. Mustafa Kemal Atatürk’ün ve yoldaşlarının kurduğu Cumhuriyet’e, ilkokuldan anımsadığım ilk törenlerden beri her zaman büyük bir minnet ve bağlılık duyarım. Hayallerimden vazgeçmemeyi, her zaman iyilik ve gelecek için mücadele etme cesaretimi Cumhuriyet’e borçlu olduğumu düşünüyorum. Ülkemiz Cumhuriyet tarihi boyunca zorlu dönemler görmüş olsa da bu toprakların halklarının hayatları her zaman dayanışmayla, omuz omuza mücadele ederek geçti. Otizmliyim, hafızam birçok insana göre daha kuvvetlidir. Belki de bu yüzden adalet arayışının da barış mücadelesinin de, birlikte yaşayabilme talebimizin ve özgürlük ihtiyacımızın da nasıl hiç azalmadan devam ettiğini hayatım boyunca çok farklı olaylardan anımsıyorum. Ben bu ülkenin geleceği için çok endişelenen ama sözünü söylemekten hiç sakınmayan milyonlarca gencinden sadece biriyim. Şimdi, tarihimizin en karmaşık dönemlerinden birini bitirmek amacıyla, Cumhuriyet’in biz vatandaşlara sağladığı eşit haklara ulaşmak için dayanışma ve özveriyle yan yana, omuz omuza geleceğimizi kurmak bence 100 yaşına ulaşan Cumhuriyet’e verebileceğimiz en güzel hediye olacak. 14 Mayıs 2023’te bir vatandaş olarak ilk kez oy kullanacağım. Ayrımcılıktan uzak bir sosyal yaşamda, özgür, eşit, demokratik, adil ve barış içinde bir Türkiye Cumhuriyeti hayalimiz için her zaman mücadele etmeye devam edeceğime söz veriyorum. Yaşasın Cumhuriyet!
devamını görNâzım Özgün AFŞİN
