
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Atatürk bize cumhuriyeti ilan etti. Biz cumhuriyeti yaşatacağız. Cumhuriyeti kurduğun için size çok teşekkür ediyoruz. Her 29 Ekim'de cumhuriyetimizin yıllarını coşkuyla ve sevinçle kutluyoruz.
devamını görHasan Emir ATAKAY100 yıl, 100 sene, bir insan ömrünün tamamı belki; fakat bir cumhuriyet için gençliğin baharı...Bu 100 yıla neler sığdı, ne acılar, ne mutluluklar, ne umutlar, ne umutsuzluklar, ama daima genç, daima dirençli ve her daim ümidini yenileyen, sevgi dolu, azimli bir ulus hep var ve varolacak... Atamın büyük bir özveri ve sevgiyle, ilmek ilmek ördüğü bu vatan ve cumhuriyet nice güzel 100 yıllar görecek, azimle ve inatla çalışma isteği, akıl, bilim, saygı ve demokrasi ile elbet... Bir Türkiye Cumhuriyeti evladı olarak, umudu, azmi ve çalışkanlığı bana öğütleyen atamın yolundan ayrılmadan, bıraktığı cumhuriyete ve vatana, sahip çıkacağıma eskiden olduğu gibi yine and içiyorum,söz veriyorum. Muhasır medeniyet seviyesini aşacağımıza, azimli ve çalışkan olacağıma....inanıyorum, inanmak istiyorum, ümidimi yitirmiyeceğim.... Ümidim Atamın da dediği gibi gençlerde.... Hep var ol Cumhuriyet, Hep var ol Atam, Hep var ol TÜRKİYE CUMHURİYETİ....
devamını görUlaş Şentürk USTAAtam’ın 100 yıl önce söylediği gibi; “Milletin düşmanı yalnız Yunan değildi, bizim bugünkü düşmanlarımız içimizdedir." Cumhuriyetimizin 100. Yılını gururla kutlamamız gerekirken; ne acı ve utançtır ki tarikatların, cemaatlerin, çocuk istismarlarının, eğitimsizliğin, yolsuzlukların, asayişsizliklerin, gölgesinde kutluyoruz. Bugün bizlere özgür bir Türkiye hazırlayanları saygıyla takdir etmeliyiz. Çünkü onlar verdikleri sözü tuttular ve başardılar. Onlar görevlerini yaptılar. Peki ya biz başarabildik mi? Emanetlerine sahip çıkabildik mi? Bizler, özgür, adil, sömürülmeden, nitelikli, kardeşçe yaşamayı başarabildik mi? Vatanı hür ve mutlu bir hale getirebildik mi? Ne mutlu, dünyaya ışık tutan CUMHURİYETİMİZE layık olan memleketimin ilim ve bilgi sahibi memurlarına, siyasetçilerine, yargı, sağlık basın mensuplarına, bilim insanlarına, iş insanlarına, eğitimcisine, öğrencisine, sanatçısına, sporcusuna... İlelebet CUMHURİYET Bayramımız kutlu, ruhlarınız şad olsun. Sonsuz saygı ve minnetle ATAM...
devamını görElif Küçük KIRBAŞAtamızdan bize kalan, kalbimize ışık saçan sevgili Cumhuriyet, senin 100. yaşına şahit olabildiğim için çok mutluyum. Evlatlarımla beraber bayraklarımızı asabildiğim için, bu coşkuyu yaşayabildiğim için Atamıza ne kadar teşekkür etsek az. Bir kadın olarak elde edebildiğim tüm hakları ona borçluyum, ona layık olmak için her zaman başım dik, gururla yolundan ayrılmayacağıma ant içerim, Ne mutlu Türküm Diyene, sonsuza kadar yaşa Cumhuriyet.
devamını görHande SÖNMEZHer şey bir kıvılcımla başladı ve etrafında da inananlar toplandı. Aydınlıktan bir an bile asla uzaklaşmadılar. Kıvılcım alevlendi, kızıl kan rengine büründü. Kanla mürekkep birbirine karıştı romanlarda, gazetelerde ve epik şiirlerde. Kan bitti, alev ve mürekkep kazandı. Alevin başında her yıl toplanan, bu yıl da 100.kez toplanan kişiler oldukça, aydınlığın etrafında toplanan aydınlar oldukça, şanlı Türk Bayrağını, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, Türk Milletini, Türk tarihini ve Türk istikbalini anlatacak yazarların, şairlerin, gazetecilerin, bilim insanlarının, öğretmenlerin ve daha nicelerinin kılıçtan keskin kalemleri, kanları mürekkebe karışsa bile yine yazmaya hiç kuşkusuz devam edecekler. Bu unutulamayacak kadar büyük olay nice asırlarca konuşulacak, gece gündüz yapılan savaşlarda Mehmetçiklerin yere akan kanlarına yansıyan ay ve yıldızı herkes konuşmaya devam edecek, en karanlık gecede ay yıldızın nasıl parladığına yeniden şahit olacaklar. Yaşasın Cumhuriyet!
devamını görSelin ŞANLIUlu önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün ve aziz Türk milletinin azmi, inancı ve vatan sevgisiyle kurtardığı bu millet daha nice yüz yılları coşkuyla ve minnetle kutlayacak. Cumhuriyet bir milletin esaretten kurtuluşu, bir devrin bitişidir. Gelecek nesiller bu büyük devrimin gururuyla demokrasinin ve özgürlüğün onlara sağladığı imkânlarla yaşayacaklar. Türk milletinin aziz gençleri Atatürk’ün yolunda onun ilke ve inkılaplarından ayrılmadan Cumhuriyetinizi koruyun. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır. Çaresiz hissettiğiniz her an ulu önderimizin sizlere hitabesiyle yılmadan yıkılmadan yolunuza devam edin. Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur. Ne mutlu Türküm diyene!
devamını görSeda SEVERUMUDUMUN VE GENÇLİĞİMİN EN BÜYÜK DESTEKÇİSİDİR CUMHURİYET Dünyaya insan olarak geldik ve hakkımız olan, yalnızca yaşamak değil, insan gibi yaşamak. Bu hakları elde edebilmek ise büyük mücadeleler gerektirdi, hâlâ da öyle. Bizler neleri kurmayı biliriz? Mesela iş kurmayı biliriz. Bina yapmayı, bilimle uğraşmayı ve üretmeyi, çocuk sevmeyi, hayvan sevmeyi, doğaya saygı duymayı, yuva kurmayı ve göz açıp kapayınca bitecek bu hayat diliminde bize ayrılan süreyi sevgi, saygı ve mutlulukla geçirmek de isteriz. Gazi Mustafa Kemal Paşa, silah arkadaşları ve bu ülkenin insanları canla başla mücadele ederek yeni bir ülke kurdu. Biz şimdi yaptığımız her şeyi nasıl yapabiliyoruz? O mücadeleler verildiği için. Ne uğruna verildi? İnsan gibi yaşamak için. Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’i ilan etti, tüm o zorlu mücadelelerden sonra. Topyekûn bir çabayla ve istekle verilen mücadele zamanlarıydı. Ve sonucunda insanca yaşamak isteyenler kazanmıştı. Büyük bir devrim oldu, çok büyük. Ne söylesem eksik kalacağını biliyorum, fakat bu ülkenin yetiştirdiği bir evladı olarak söyleyecek sözüm de var. Hepimiz kitaplardan okumuş, tarih derslerinden öğrenmişizdir, araştırmışızdır. Bir süre önce, 1914 yılında yani 1. Dünya Harbi’nde dünyaya gelen saygıdeğer Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’la hatırı sayılır bir zaman geçirdim ve tüm o yılları yaşayan birinden dinleme fırsatı buldum. Sordukça sordum. İnanılmazdı. O senelerde verilen mücadeleleri, çabaları ve zorlukları anlattıkça bir de şimdiyi düşünüyordum ister istemez. Şimdi böyle anlatılacak hikâyelerimiz yoktu evet ama zaten bizler de başka şekilde tarihe notlar düşüyorduk diye düşündüm. Latin alfabesine nasıl alıştığını, Köy Enstitüleri’ne, üniversiteye girdiğinde verdiği mücadeleyi ve “Biz hemen bir şeyler öğrenip vatana faydalı olmak istiyorduk çocuğum” demesinin içimde vuku bulan titreyişini anlatabilmeyi isterdim. Yaşananların hepsi gerçekti ve şimdi ise bambaşka bir tablonun içindeydik. Bir ülkenin kuruluşuna dair anlatacak hikâyelerimiz yok ama küllerinden doğuşunu anlatacak hikâyelerimiz var. Bize açılan yolda emin adımlarla yürüdüğümü biliyorum. Fikirlerimi korkmadan söyleyebildiğim, her yaptığım işte kendimden emin olduğum, denemekten korkmadığım, yeniden başlayabilecek güvene sahip olduğum, burnum düşse eğilip alabildiğim, hakkaniyetli ve adaletli olduğum için Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri, başkumandan Atatürk’e minnetlerimi sunuyorum. Aklı fikri hür insanlar olmamızın ve bu aklımızı bilgiyle birleştirerek bizim de ülkeye, insanlığa katkımızın en büyük adımıdır Cumhuriyet. Her ne kadar dönem, devir değişmiş olsa da bu inkılapların ve bize verilen bu büyük hediyenin izinde yaşamaya, bu vaziyette üretmeye, faydalı olmaya; bir mum gibi yanarak anlatmaya, aktarmaya ve arkamızdan gelecek jenerasyonları aydınlatmaya devam edeceğim. Bundan tam 100 sene önce bu topraklarda neler neler yaşandı. Tüm dünyanın saygı duyduğu, bilgisine fikrine ve kararlarına hayran olduğu tüm zamanların lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün hepimize armağanı Cumhuriyet her kapının kilidini açacak sihirli bir anahtardır, ona sahip çıkmamız en büyük dileğimdir. Umudumun ve gençliğimin en büyük destekçisidir Cumhuriyet. Sevgiyle...
devamını görBüşra SANAYSevgili Cumhuriyet, Yüzüncü yılında bütün ışığınla yolumuzu aydınlatmaya devam ederken, bu çaresiz, üzgün ve bitkin gençliğinin yola devam etmesini sağlayan, Ata’mızın ruhunu varlığımızın en derininde hissetmemize olanak veren varlığın damarlarımızda akan asil kanın gururudur. Bu vatanın her köşesini seven ve bu vatandan vazgeçmemeye ant içmiş olan bu gençliğin tek umudu, değeri sensin. Varlığın bu milletin en kıymetli duygularını, memleket sevincini ve sadakatini pekiştirmek yolunda en önemli birleştirici etmendir. Bu topraklarda Atamızın ışığıyla, ruhuyla, gücüyle yaşayan her bir birey olarak sana ebediyeti borçluyuz. Emanetimiz emanet olarak kendini devam ettirecek, gelecek nesillerin yol haritası olmaya bütün umutsuzluklara rağmen devam edecek. Bu vatanın evlatları geleceğini, gününü ve umudunu sana borçlu. Türk milleti Atatürk’ün ışığında sonsuz bir sevgiyle sana muhtaç ve sensiz yapamayız. Cumhuriyet ruhu sen çok yaşa!
devamını görMine FIRATYÜZ YILLIK MİRAS
devamını gör
Cumhuriyetimiz altı yüz yıl boyunca genişleyip sonra küçülmüş, çok uluslu bir imparatorluğun yıkıntıları üzerine yüzyıl önce kuruldu ve halâ ayakta. Oysa yirminci yüzyılda kurulan bazı devletlerin, örneğin Lenin tarafından Birinci Dünya Savaşı ertesinde kurulan Sovyetler Birliği ile Tito tarafından İkinci Dünya Savaşı ertesinde kurulan Yugoslavya’nın parçalanma süreçlerine tanık olduk. Bu süreçler güç koşullarda ve ne yazık ki çatışma ortamlarında yaşandı. Dolayısıyla cumhuriyetimizin değerli mirasına sahip çıkmalı, onu korumalıyız.
Bu mirasın yazarlar için özel bir niteliği olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet sayesinde ulusal bir dilimiz, giderek yazınsal alanda yetkinleşen bir düşünce ve ifade aracımız olabildi. İlk kitabım Uzun Sürmüş Bir Yaz ile çiçeği burnunda bir yazarken Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü almam yıllardır Paris’te yaşamama karşın anadilimde yazmayı sürdürmemin en belirgin nedenlerinden biridir. Dağlarca’nın deyimiyle “Türkçem Ses Bayrağım!” haykırışına içtenlikle katılıyorum ve bu bayrağı her türlü ters rüzgâra karşın doğru biçimde dalgalandırmamız gerektiğini düşünüyorum.
Cumhuriyet’in mirasına sahip çıkalım derken yalnızca dilimize değil, laiklik ilkesiyle demokrasiye de sahip çıkmalıyız. Ve ille de şu gerçeği yöneticilerimize defalarca anımsatmalıyız: Ilımlı da olsa İslam demokrasiyle bağdaşamaz. Bu nedenle devlet, eğer gerçekten laikse, her vatandaş için inanca eşit mesafede durmalıdır. Ve dini siyasete alet etmemelidir. Ne yazık ki, bu seçim ortamında laikliğin de, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi, sürekli hırpalandığına, tırpanlandığına tanık oluyoruz. Oysa Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği “muasır medeniyet seviyesi” yüzyıl öncekinden pek farklı değil. Çağdaş uygarlığa erişme hedefi demokrasiyi tüm değer ve kurumlarıyla yaşatmak, daha da geliştirmek anlamına geliyor. Kitapları nedeniyle tam dört kez yargıç karşısına çıkmış bir yazar olarak şu gerçeği Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında bir kez daha anımsatmak isterim: Özgürlüğün olmadığı yerde yaratıcılık da demokrasi de cumhuriyet de olmaz!Nedim GÜRSEL
