ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • Bizleri ümmet anlayışından millet anlayışına taşıyan, padişahın önünde tebaa olmak yerine hukuk önünde yurttaş yapan ve özgür bireyler olmamızı bizlere armağan eden Cumhuriyetimizin 100.Yılı Kutlu olsun. Bizlere bu Cumhuriyeti armağan eden Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle anıyoruz. 100 değil 1000 yıl geçse de Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. 

    devamını gör
    Güven GÜRCÜOĞLU
  • Bundan 100 yıl önce bir dahi, bir idealist, bir asker; parçalanmış bir imparatorluktan, kaybedilmiş topraklardan yepyeni bir vatan yarattı. Bunları yaparken de mücadeleci ruhu ve milletine olan inancıyla hareket etti. Ve yeniden yarattığı bu güzel ülkeye; hakimiyetin millette olacağı en güzel yönetim biçimini, cumhuriyeti seçti. İşte bu eşsiz, mükemmel insan ve tek önderimiz Atamız Mustafa Kemal Atatürk'tür. Biz her zaman olduğu gibi yine ona şükran borçluyuz. En önemli bir diğer borcumuz da onun kurduğu cumhuriyet ve kazanımlarını sonsuza dek sürdürmek ve korumak olmalıdır. Bizden sonraki nesillerle de cumhuriyet var olmaya devam edecek ve atamızın emanetine sahip çıkacağız. Nice yüzyıllarda da var ol cumhuriyet.

    devamını gör
    Pakize Gülay AYSEV
  • Sevgili Cumhuriyet, Biliyorum ki bu topraklarda yaşayan herkesin cumhuriyeti farklı ancak “Sevgili” ile başlamayınca mektup yazmanın da bir anlamı olmuyor. O nedenle ben sana bendeki seni, kendi cumhuriyetimi anlatmak istiyorum. Benim için cumhuriyet, fırsat eşitliği ve özgürlük demek. Geleceğe dair hayal kurabilmek ve bu hayallerin altında ezilmemek demek. Gücün, güçlünün karşısında utanıp sıkılmadan hakkını arayabilmek, hak ettiğini alabilmek demek. El pençe divan durmamak demek cumhuriyet; onun yerine dans etmek… Kocandan dayak yememek, patrondan azar işitmemek, konuştuğun dil yüzünden dışlanmamak demek. Adaletin zamanında gelmesi, ilacın eczanede bulunması, gazetecinin dilediğini yazması demek. Çocukların sokakta oynaması demek sonra, tankların onları ezmemesi demek. Cumhuriyet, bana sorarsan eğer, huzurlu bir hayat demek. Yaşlılıktan korkmamak demek, korkmadan hastaneye gidebilmek. Emekli maaşınla geçinebilmek, torunlarına harçlık verebilmek, ben ölünce çoluğum çocuğum ne yapacak diye düşünmemek demek. Ne yalan söyleyeyim, cumhuriyet benim için biraz da aşk demek. Herkesin herkesi sevebildiği, insanların sevgilisiyle nasıl oturacağına karışılmayan yeşil bir park demek. Gölgesi serin olan ağaçlar demek. Dilediğin gibi denize girebildiğin imarsız kıyılar demek. Gezi demek. Hepsinden önce cumhuriyet, fikirlerin özgürce söylendiği, ortak bir cumhuriyet tanımı yapabilme hayali demek… İkinci yüzyılda herkesin hayalindeki cumhuriyete kavuşabilmesi dileğiyle.

    devamını gör
    Orhan BAHTİYAR
  • Sevgili Cumhuriyet; Bu yıl doğum gününü oğlumuzla kutlayabileceğiz. 100 yaşında olan seni, 1 yaşındaki yavrumuza anlatıp kutlamalarda birlikte coşkulanacağız. Ve sana söz olsun, Atatürk'ümüz seni nasıl ilmik ilmik işlediyse, biz de yavrumuza seni öyle işleyeceğiz. Çünkü torunlarımıza mirasımız olman gerek. Çünkü senin sevginle yetişen, senin kıymetinin, öneminin öğretildiği çocukların seni koruyacak ancak. Türk milleti ve bayrağı, Cumhuriyetiyle ilelebet yaşasın, varlığım, varlığına armağan olsun. Dilimizde marşların, elimizde ay yıldızlı al bayraklar, iyi ki varsın, nice 100'lere Cumhuriyet.

    devamını gör
    Nilüfer KURNAZ
  • Herkesin kimseye anlatmadığı rüyaları vardır. Güç aldığı…Ben ara ara rüyamda Atamı görürüm. Hiç değişmez karşılaşmamız, o en şık haliyle masada oturuyordur, beni görünce ayağa kalkar tüm zarafetiyle…Aman Atam derim estağfurullah. Hemen suratı değişir. Sen kahraman Türk kadınısın, sen kendine ne değer verirsen insanlar da sana o değeri verecek. Sen bir yere girdiğinde aklınla, bilginle, ışığınla her yeri aydınlatacaksın. Herkes elbet ayağa kalkacak, gülümseyeceksin. Ağlayıp sarılmak isterim, o dansa davet eder beni. Kurban değilsin, damarlarındaki asil kanı hatırla… Ne zaman düşsem, yapayalnız kalsam, imkânsız deseler, kadınım diye küçümsemeye kalksalar ya da sahnede bir oyuncu olarak yorgunluktan bacaklarım titrese, çaresizlikten sesim kısılsa Atam kulağıma fısıldar, “Kalk ayağa!” Yeniden yeniden ayağa kalkarım. Cumhuriyet, inancın, tutkunun, pes etmemenin mucizesidir. Yine dünyaya gelecek olsam, yine senin evladın olarak gelmek isterdim. İlelebet.

    devamını gör
    Zeynep ÖZYAĞCILAR
  • Sevgili Atatürk, Bizler bu ülkede özgür ve bağımsız yaşayabiliyorsak bunu sana borçluyuz. Bunun için sana ne kadar teşekkür etsek azdır. Sen bizim vatanımızın temelisin sen cumhuriyetin ilk başkanısın. Bizim için verdiğin mücadeleyle Türk ulusunu kurulmasına çok büyük katkılar sağladın. Sevgilerimle, 

    devamını gör
    Burak Kaan ÇETİN
  • Bu kutlu günün 100. yıldönümüne şahit olmak ne büyük gurur. Bir ülkeyi onca zorluklar içinden çıkartıp böyle güçlü kılmış olmak yalnızca gerçek bir kahramanın eseri olabilirdi... Coşkuyla kutlanacak daha nice yıllara...

    devamını gör
    Manolya SAKARYA
  • Sevgili Cumhuriyet, sen olmasaydın şu an çok kötü bir ülke olabilirdik. Sen olmasaydın ne sevgi ne de bir dostluk kutlayabileceğimiz bir bayram olmazdı. Özgür olamazdık, demokrasi hayatımızda olmazdı. Dört gün sonra 100. yılı kutlayacağız. Bu bizim için en önemli bayram. Bu bayramda bazı öğrenciler okula gidip gösteri yapacaklar. Bunlardan biri de benim. Bunun için her gün eve gidip gösteriyi çalışıyorum. Ben bunun için çok heyecanlıyım, Pazar gününü (29 Ekim) bekliyorum. 

    devamını gör
    Elif Gül UYAR
  • CUMHURİYET’E MEKTUBUMUZ VAR

    Ben, 29 Ekim 1943’te doğmuşum. Cumhuriyet’in 100. yılı, benim de hayatımın 80. yılı oluyor. Ben bu tarihte hep iki mutluluğu bir arada yaşarım. Küçüktüm. Fatih’teki parkta havai fişek gösterileri vardı. Annem, ablam ve ben tramvayla parka gittik. Benim için, doğum günüm nedeniyle bu kadar masrafa girmelerine şaşırdım. Yıllarca 29 Ekim kutlamalarını, benim doğum günüm kutlamaları sandım. Ta ki küçük arkadaşım Selahattin bana: “Oğlum seninle alakası yok, Cumhuriyet Bayramı için bunlar” diyene kadar.

    Çok şeyi başardı Cumhuriyet. Ümmetten millete geçişin temelleri atıldı. Mustafa Kemal ve arkadaşları çok çalıştılar. Lozan’la da ülkemin konumu resmiyete bağlandı. Artık bir Türkiye Cumhuriyet’i vardı dünyada. Bir liranın doksan sent olduğu bir ülke. Lozan derken İsmet İnönü’yü ve arkadaşlarını anmadan geçemem. Onlar Cumhuriyet’in kurucu kadrolarıdır. Cepheden Cumhuriyet’e yürüyen yolda büyük emek verdiler. Hepsine gönül borcumuz var. Ta Çanakkale’den başlayarak Ankara’ya uzanan yolda ve de çok kısa sürede büyük yol kat etti Cumhuriyet. Harf devrimi, kıyafet devrimi, sanayi devrimi (ki Atatürk tarıma dayalı sanayi düşüncesinde büyük işler yaptı) devrin sıkıntılı koşulları altında başarılması çok güç olan işlerdi. İkinci Dünya Savaşı’na ülkeyi sokmayan devrin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, salt “Lozan Kahramanı” olarak değil, Atatürk’ün en yakınındaki ikinci adam olarak da büyük işler yapmıştır. Ülkemizde demokrasinin kuruluşunu başlatmış, bu uğurda kendi siyasi hayatını riske atmıştır. Onun, “Evet, ben kaybettim ama demokrasi kazandı” sözü önemlidir.

    100. yılında bu güzel bayramı bize armağan eden Atatürk ve onun arkadaşlarına şükran borcumuz var.

    devamını gör
    Müjdat GEZEN