
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
CUMHURİYET VARSA VARIZ, YOKSA YOKUZ Bu yıl, kendimi bildim bileli horlanan, başına gelmedik bırakılmayan cefakâr Cumhuriyetimizin 100. yaş dönümü. Yüz yıllık bu ömür, bir insan ömrü olsaydı ne büyük bir mutlulukla karşılanırdı. Oysa bugün Cumhuriyet’in 100. Yılı öylesine coşkusuz, öylesine sönük ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki acılar ve kurtuluş mücadelesini, tebaadan vatandaşlık mertebesine geçişimizle ilgili devrimlerin muhteşem bir dönüşüm olduğunu kavrayamamış gibiyiz. Çünkü, işgalin ne olduğunu bilmiyoruz. Milli Mücadele’yi yaşamadık. Cumhuriyetimizin kuruluşundaki sosyal ve ekonomik değişimin koşullarını, sanayileşmenin nasıl başladığını, bin bir güçlükle demir ağlarla örülen yurdumuzda birbirimize ulaşmanın ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Açıkçası 100 yılın sonunda kimse bu kadar üzgün ve kırgın olacağımızı da hayal etmemiştir diye düşünüyorum. Oysa, Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı öylesine büyük ki; ulusal bütünlük, uygarlık, laiklik, akıl ve bilim, fırsat eşitliği, liyakat, kadın hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi. Cumhuriyetimizi kutladığımızda her birinin varlığını kutlayıp sahip çıkıyoruz. Ancak anlıyoruz ki, Cumhuriyetimizi yaşatmak ve daha ileriye taşımak için sadece kutlamak yetmiyor. Yeni fırsatlara erişmek, bazı tehlikeleri ve belirsizlikleri aşmak için arada bir oy kullanan değil; cesur, bilinçli, aktif ve sorumlu birer yurttaş olmayı da öğrenmemiz gerekiyor. Böyle bir yurttaşlık, halk olarak kamusallığın ve ortak iyinin yeni anlamlarını keşfetmekle de ilişkili. Bu kadar üzgün ve kırgınken umut taşıyabilir miyiz? Yüz yıl uzun bir zaman, ne badirelerden geçti Cumhuriyetimiz. Egemenlik hakkının belli bir kişi ya da aileye ait olduğu monarşi ve oligarşinin tam karşısında bir yönetim biçimi olduğunu, bizi bir halk olarak bir arada tutma gücünü unutmayalım. Cumhuriyetimizin bu gücü umudumuzun da kaynağı. Ve Cumhuriyet varsa varız, yoksa yokuz... Elbet yaşayacak, yaşatacağız!
devamını görProf. Dr. Şengül HABLEMİTOĞLU100 YILLIK DOSTA MEKTUP
devamını gör
Benim kuşağıma tanıdık gelir mektup yazmak, hatta belki en son benimkiler yazdı zaten, sonra da unutuldu gitti… Elektronik mektuplar var epeydir onun yerine, günün gecenin bir vakti çınlayarak geliyor üstelik telefondan, bilgisayardan…
100 yıllık bir dosta yazmak tuhafmış ama, başa gelmeyince bilinmiyor.
Belki de bundan sıkıntımız, derdimiz. Tıpkı mektup gibi, Cumhuriyet de yeni kuşak için elektroniği yapılana kadar ilgi çekmedi/ çekmeyecek…
Neler hedeflenmiş oysa 100 yıl önce bugün… Asırlarca birilerinin kulu kölesi olarak yaşamayı kader bellemiş insanlara eşit yurttaşlık verilmiş mesela, elbet kolay kabullenmemiş insanlar, her başları sıkıştığında bir kurtarıcı aramayı, beklemeyi sürdürmüşler. Oysa Cumhuriyet dediğin zaten tam da bu; insanın kendinin kurtarıcısı olması, kendi gücüne güvenmesi değil mi? Öyle olmasa, bu Cumhuriyet’in kurucusu onu gençlere emanet eder miydi hiç? Gelmez miydi aklına, yaşamını birilerinin köleliğine ses çıkartmadan sürdürenlerin sırtına binmek?
Gelmezdi ya!
Gelecek olsa niye uğraşsın, can versin bu uğurda onca insan? Gücüne yaslanır, köleliğe razı insanları korkutmaya devam ederek yaşar giderdi…
Cumhuriyet paylaşmak demek.
Tıpkı bizlere eskiden öğretildiği gibi; kederi, mutluluğu, tasayı, çareyi paylaşmak, millet olmak demek. Her farklılığıyla üstelik, birbirinden korkmamak… “Kimsesizlerin kimsesi” olacaksa Cumhuriyet herkesi kapsamalı, insanları kutuplaştırarak kendine padişah gücü isteyenlerle onların yardakçıları hariç…
Anadolu’da “Akılsız başa devlet konmaz, konsa da uzun durmaz” derler.
Umalım ki akıl galip gelsin insanın yaşamı boyunca bağnazlıkla sürdürdüğü mücadelede.
Umalım ki insanca yaşamayı kendine ödev, herkese de hak görsün bu ülkenin yurttaşları. Ayrıştırmaya çalışana direnmekten korkmasın, bu ülkenin ve bu Cumhuriyet’in nasıl kurulduğunu unutmasın hiç…
İlkinde çok iyi başladık ama sonunu getiremedik, umarım ikinci yüzyılında beceririz Cumhuriyet’e layık yaşayabilmeyi…
Nice yüzyıllara…Ünsal ÜNLÜHerkesin kimseye anlatmadığı rüyaları vardır. Güç aldığı…Ben ara ara rüyamda Atamı görürüm. Hiç değişmez karşılaşmamız, o en şık haliyle masada oturuyordur, beni görünce ayağa kalkar tüm zarafetiyle…Aman Atam derim estağfurullah. Hemen suratı değişir. Sen kahraman Türk kadınısın, sen kendine ne değer verirsen insanlar da sana o değeri verecek. Sen bir yere girdiğinde aklınla, bilginle, ışığınla her yeri aydınlatacaksın. Herkes elbet ayağa kalkacak, gülümseyeceksin. Ağlayıp sarılmak isterim, o dansa davet eder beni. Kurban değilsin, damarlarındaki asil kanı hatırla… Ne zaman düşsem, yapayalnız kalsam, imkânsız deseler, kadınım diye küçümsemeye kalksalar ya da sahnede bir oyuncu olarak yorgunluktan bacaklarım titrese, çaresizlikten sesim kısılsa Atam kulağıma fısıldar, “Kalk ayağa!” Yeniden yeniden ayağa kalkarım. Cumhuriyet, inancın, tutkunun, pes etmemenin mucizesidir. Yine dünyaya gelecek olsam, yine senin evladın olarak gelmek isterdim. İlelebet.
devamını görZeynep ÖZYAĞCILAR100 YAŞINDAKİ CUMHURİYETİMİZE EN GÜR SESİMİZLE HAYKIRIYORUZ! Aklı, bilimi, çağdaş yaşamı, hukuku yok sayanlar kazanmayacak; “Dünya düşse peşimize /Yer sarsılsa yerinden” Atatürk’ten ve laik cumhuriyetten vazgeçmeyeceğiz! Atatürkçüyüz, Cumhuriyetçiyiz; Atatürk’ün “manevi mirası” akıl ve bilim yol göstericimizdir. Yıkılmayacak olan Atatürkçü düşüncedir; onun yaptığı devrimlerdir; laik Cumhuriyetimizdir. Avrupa’da eli kanlı diktatörlerle kendi halkını ve mazlum halkları sömüren krallıkların egemen olduğu bir dönemde Atatürk, “Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur” diyerek Cumhuriyet’i kuran bir devrimcidir. Halkından korkmayan bir halkçı; yanlış anlaşılan tek sözü, yanlış kullanılan tek kuruşu bulunamayan onurlu bir devlet adamıdır.
devamını görGülsüm ELVAN100. YILIN 23 NİSAN’I 23 Nisan! Atatürk'ün çocuklara armağan ettiği "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.” 23 Nisan'ın temelinde Atatürk'ün milli egemenlik ilkesi yatmakta. Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği gün. Bu tarihten dört yıl sonra, yani 23 Nisan 1924 tarihinde ise Mustafa Kemal Atatürk bu önemli günün bayram olarak kutlanmasını istemiş ve bu bayramı çocuklara armağan etmiştir. 23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yalnızca Türk çocuklarına değil, bütün dünya çocuklarına armağan edilen ve her yıl kutlanan milli bayramımızdır. Çocuklara armağan edilen tek evrensel bayram olma özelliğini taşıyan 23 Nisan, Atatürk'ün bizlere bıraktığı emsalsiz bir armağandır. 23 Nisan, tüm dünya çocuklarının sahip olduğu tek bayram. UNESCO 1979 yılını Çocuk Yılı ilan edince, Türkiye de 23 Nisan Bayramı'nı dünya çocuklarıyla beraberce kutlamaya karar verdi. Ve 23 Nisan, yıllar geçtikçe bütün dünya çocuklarınca kutlanan uluslararası bir bayram kimliğine büründü. Cumhuriyet’in 100. Yılı’nda mutluyuz, gururluyuz. İyi ki Mustafa Kemal Atatürk'ün çocuklarıyız.
devamını görCanan TAN️Ey Aziz Atatürk, tarifsiz emeklerle kurduğun Cumhuriyetimizin 100 yılını kutluyoruz. ️Cumhuriyet bana eşitliği, özgür düşünceyi, demokrasiyi ve bilhassa adil bir ruhla halkçı olmayı öğretti. ️6 yaşında babasız kalmış bir çocuktan, eğitimli ve donanımlı uzman bir hekim yetiştiren Cumhuriyet'e minnettarım. ️Sen ve yürekli dava arkadaşlarının ruhu şad olsun Aziz Atatürk. ️Cumhuriyet ilelebet yaşayacaktır.
devamını görSerdal KANUNCUAtam öncelikle sana çok teşekkür ederim. Cumhuriyeti sen kurdun biz yaşatacağız. Bu hayatta cumhuriyet kadar değerli bir şey yok. Şimdi senin sayende hiçbir ülkenin boyunduruğu altında değiliz. İstediğimiz bir biçimde yaşayabiliyoruz. Ne olursa olsun büyük bir coşkuyla Atamızı da anmayı unutmuyoruz. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK uğruna yola devam et TÜRKİYEM. Atamın “Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz” sözüyle bitirmek istiyorum. CUMHURİYETİN 100. YILI KUTLU OLSUN.
devamını görİnci GÖKOĞLUİyi ki Atatürk bizim millete kısmet olmuş. Atam olduğu için onunla, kurduğu için Cumhuriyetimle gurur duyuyorum. Ona layık bir yurttaş olmaya gayret ediyorum. Sonsuza dek "Yaşasın Cumhuriyet!"
devamını görGülüzar ERDOĞANCanım ATA'm cumhuriyetimiz 100 yaşına geldi. Sen bu insanlığa ve Türk milletine bahşedilmiş en özel, en ölümsüz ve en kıymetli insansın. Cumhuriyet 500 yaşına da gelse bir gün bile hafiflemeyecek sana olan sevgimiz ve bağlılığımız. Mekânın cennet olsun, nurlar içinde yat.. Nice yüz yıllara inşallah, hep senin izinde ATA'm. Ne mutlu Türküm diyene!
devamını görHafize AKKAYA
