ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • “Müjdeler var yurdumun toprağına taşına. Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına” 12 yaşındayım. Pangaltı Ergenekon Caddesi Nur Apartmanı’ndaki evin mutfağında üzerimde siyah okul önlüğüm, sobada kızarmış ekmekle kahvaltımı ederken radyoda 50. Yıl Marşı çalıyor. 50 yıl o kadar eski geliyor ki, sanki Cumhuriyet evde ailenin ölmüşlerinden kalan, asla kırılmaması gereken bir vazo gibi. Öyle korunaklı bir yerde ki asla kırılacağını düşünmediğin, sonra sana kalacak mavi mineli bir vazo sanki… Bir gün gelecek, Cumhuriyet’in 100. Yılını göreceksin deselerdi 12 yaşındaki kız çocuğuna, şaşırırdı herhalde. Çünkü 50’ler, 100’ler çocuklara çok geliyor… Hele de 100 yaşındaki Cumhuriyet’i “kırmaya” çalışanların olacağı söylenseydi muhtemelen algılayamazdı. 12 yaşın umut dolu yüreğiyle kahvaltıdan sonra okula yürürken, 50. Yıl Marşı’nı istemsizce mırıldanırken Cumhuriyet’i değil, seneye ortaokula başlayacağımı düşünüp neşeleniyorum. Bir şey olmak istiyorum. Ne olmak istediğimi bilmiyorum ama olmak istiyorum. 50. Yıl’da beni olur kılacak şeyin Cumhuriyet olacağının farkında değilim. 100. Yıl’da bunu biliyorum. Elimden geldiğince uğursuz bir taşla kırılan mavi mineli vazonun savrulan parçalarını toplanmasına yardım etmeye çabalıyorum. Canım Cumhuriyet, yaşamak için seni yaşatacağız

    devamını gör
    Şaziye KARLIKLI
  • Yıl 2023... 100 yıl önce bugün Cumhuriyet ilan edildi. Bugün bunu coşkuyla kutlayamadığımız bir dönemde olsak dahi bugünler de geçecek ve hep dediğimiz gibi Cumhuriyet sonsuza dek devam edecek bu topraklarda. Nutuk'ta yazılanları yaşayarak anladığımız bu zamanlarda yine oradaki “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” cümlesine umutla tutunuyorum. Belki 100 yıl benim hayal ettiğim gibi geçmiyor, inanıyorum biz Cumhuriyeti coşkuyla kutlayacağız çok yakında.

    devamını gör
    Saime HARMAN
  • 100. Yılı'nda özgür, eşit, umut dolu; geleceğe akılla, bilimle ışık tutacak Cumhuriyet. Cumhuriyet vazgeçmek değil, mücadele etmektir. Cumhuriyet ayırmak değil, birleştirmektir. Cumhuriyet yok etmek değil, var olanı çağın gerektirdiklerine göre geliştirip ilelebet yaşatabilmektir. Cumhuriyet tekçi değil, çoğulcudur. Cumhuriyet gelecek nesillere kurak, insanların boğulup tükendiği değil, rahat nefes alabildikleri ferah bir ortam sunabilmektir. Cumhuriyet başına gelebilecek her türlü olumsuzlukları görmezden gelip, baştan savmak değil, olabilecek her türlü tehlikeye karşı akılla, bilimle ve iyi bir mücadeleyle tehlikeli durumları yok edebilmektir. Cumhuriyet unutmak değil, hatırlamak ve hatırlatmaktır. Seni unutanı sen unutma, hatırlat ne kadar kıymetli ve güzel olduğunu Cumhuriyet.

    devamını gör
    Semih KAVUK
  • Merhaba Cumhuriyet. Seni hak edemedik mi desem yoksa sen bize doğru yolu gösterdikçe yanlış şeyler mi yaptık diye başlasam bilemiyorum. Belki de seni hak etmiyoruz ancak iyi ki varsın. Ülkemizin üzerinde kara bulutlar dolaşırken umudu olan insanların nedeni sensin. Yurtdışına gitmek için uğraşan doktorlardan biriyim. Para için gidiyorsunuz diyenleri umursamıyorum. Okumuş, Atatürk'ü ve ülkesini seven çağdaş insana nefes aldırmıyorlar. Doktorlar ülkeyi yönetenlerce hedef gösteriliyor. Giderlerse gitsinler diyorlar. Beş dakikada muayene et baskısı. Hastanelerde şiddet görüyoruz, öldürülüyoruz. Buna rağmen Cumhuriyetimize en yakışır hizmeti veriyoruz. Ülkede işini en iyi yapan insanlar hekimler. Gitsem de kalsam da senin ilkelerine uygun, dürüst, ahlaklı bir insan olmaya devam edeceğim. Dindar bir nesil yetiştirmeye çalışanlara inat, gençlerimizi kitap okumaya, sanatla uğraşmaya, bilime yönlendireceğim. Senin izinde sanat ve bilimle baharı getireceğiz.

    devamını gör
    Ersoy KANAY
  • Cumhuriyetimizin en büyük eserlerinden biri olarak ilelebet payidar kalacaktır. Senin bize bırakmış olduğun bu topraklar asla senin eserlerinden vazgeçmeyecektir ATAM. Ne Mutlu Türküm Diyene. M.K.ATATÜRK

    devamını gör
    Mert ESTETİK
  • Şu an okuyabiliyorsam canlarını hiçe sayıp savaşan askerlerimiz sayesinde. İyi ki var olmuşlar. Daha nice nice 100 yıllara...

    devamını gör
    Hasret KÖSEOĞLU
  • CUMHURİYET’İN İKİNCİ YÜZYILINA ADIM ATARKEN Atatürk ve yol arkadaşları egemenliği sultandan alıp millete verirken, saray ve şürekâsına tanınmış tüm ekonomik ve hukuki imtiyazları kaldırıp egemenliği paylaşan bir toplum tasarımı hayal etmişler ve Cumhuriyet’i kurmuşlardı. Cumhuriyet, her birimizin bir diğerine eşitlendiği uzun bir yolculuk olacaktı. Farklılıklarımızı, kimliklerimizi, beklentilerimizi sırtlanarak çıktığımız bu yolculukta sınıfsal, bölgesel ve nesiller arasında ortaya çıkabilecek tüm çelişkileri ve gerilimleri müzakere ederek ve uzlaşarak aşacaktık. Hiçbir çelişki ya da gerilim, herhangi birimizdeki eşit yurttaşlık hissiyatını değiştirmeyecekti. Cumhuriyet’in başarısını bu hissiyatı ne kadar paylaştığımıza bakarak ölçecektik. Cumhuriyet, kollektif bir aidiyet ve değişim ülküsüydü. Vatandaş olmakla kalmayacak, seçme ve seçilme haklarımız aracılığıyla eşit yurttaşlar olacaktık. Hiç kimseyi geride bırakmayacaktık. Savaşlardan yorgun çıkmış, saray şürekâsının yolsuzluklarından ve yozlaşmasından payına yoksulluk düşmüş halkların dirliği, ekonomik refahı ve geleceği için birlikte çalışacak, tüm sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri ortadan kaldırmanın yollarını müzakere ederek bulacaktık. Kurucular büyük bir heyecan ve özveriyle işe giriştiler. Devrim adım adım eğitimi, tarımı, sanayiyi, kadın haklarını düzenledi. Değişimin sarsıcılığı sosyal huzursuzlukları ateşledi. Buna iki dünya savaşı arasındaki gerilimler de eklenince Cumhuriyet, eşit yurttaşlık idealini terk etti ve kendini tek bir kimlik tanımına sıkıştırdı. Artık temel müzakere zemini, yani yurttaşlık yıpranmaya başlamıştı. İşte bu yüzden, müşterek sorunlarımızın hiçbirini layıkıyla çözemeden geldik bugünlere. Bu yolculuk henüz tamamlanmış değil. Kuruluş anından uzaklaştıkça genişlemek, rahatlamak, gücünü kurumlarının esnekliğinden almak yerine daralan, huzursuzlaşan, esnemesine izin vermediği kurumları parçalayıp çöpe atan bir devlet var elimizde. Her şeye sıfırdan değilse bile başlangıca hayli yakın bir yerden tekrar başlayacağız. Yapacak çok iş var. Peki kim yapacak? Biz yapacağız. Yurttaşlar yapacak! Birbirlerini yurttaşlık bilincinden tanıyan, tıpkı Cumhuriyet’in kurucuları gibi bütün olumsuzluklara, yokluklara rağmen her felakette tüm dargınlıklarını, yorgunluklarını kenara itip birbirleriyle dayanışmaktan ve bir arada yaşamaktan vazgeçmeyen yurttaşlar yapacak! Tarihsel kırılma hatlarını biz yurttaşlar onaracağız. Toplumsal barışı biz yurttaşlar kuracağız. Ekonomiyi, yani dirliğimizi, düzenimizi, kamu yararını yeniden tanımlayacak ve inşa edeceğiz. Önce yaralanan özsaygımızı onaracağız, sonra da dünyadaki itibarımızı. İkinci yüzyılın en önemli işi, Cumhuriyet’in temel vaadini birbirimize hatırlatmak. Üzerinden yüz yıl geçmiş kuruluş anındaki o travmatik aciliyet duygusuyla yüzleşmek. Ödevler kadar haklara ve karşılıklı güvene dayalı bir yurttaşlık tarifi yapmak. Böylece o öyküyü eşitlenmekten, yani birbirimizden korkmadığımız bir geleceğin ilham kaynağı kılmak.

    devamını gör
    Dr. Nesrin NAS
  • Eyy yüce CUMHURİYET! Öyle güzel geldin ki 1 asır devirdin. Şanına layık bir Türk ordusu karşılamaya geldi seni. Uyan bak şimdi Cumhuriyet'in kahramanları! Bugün görmediğiniz bizler için kimseye yâr etmediğiniz bu topraklarda, yine tam da bu toprakların üzerinde 100. yılı kutluyoruz şimdi. Gözlerimiz yine o günkü sevinç yaşıyla dolu. Gururumuz o günkü gibi taptaze. Ümidimiz sönmeyen bir mum, inancımız Ata'mızdan yadigâr. Yüreklerimiz düşmanı kovalayan halkın cesaretinde... Aldık Şerife Bacı'nın yükünü, yolumuz İstiklal oldu. Eyy CUMHURİYET! Sen adını bile bilmediğimiz nice kahramanlarımızın hatırına hep yaşa. Seni omuzlarımızda parlayan bir yıldız gibi her daim göklere çıkaracağız, öyle sonsuz ki bu gökler, ilelebet sürecek.

    devamını gör
    Esra MERİÇ
  • Sevgili Cumhuriyet, Öncelikle genç bir yaşta senin yüzüncü yaşına gireceğini göreceğim için çok heyecanlıyım ve mutluyum. Savaştan yeni çıkmış bir halka armağan edilen bir çınar ağacı gibisin. Çok uzun yıllar yaşayacaksın. Ne şartlar altında doğduğunu çok iyi biliyoruz. Bizim nesil bile çok iyi biliyor. Her ne kadar sana son yıllarda verilen önem azalsa da hala var. Sakın sen merak etme, en azından ben ölene kadar sana olan inanç bitmeyecek. İlkokulda seni öğretmenimiz anlatmıştı. O zamanlar çok önemli gelmemiştin. Değerini büyüdükçe anladım.4. sınıfta sosyal bilgiler dersinde milli mücadele diye bir konu var. Her şeyi masal dinler gibi dinlemiştim. Atatürk’ün dediği gibi: ”Az zamanda çok ve büyük işler yaptık”. Gerçekten de öyle, az zamanda baştan bir devlet kurmak ve yeni bir rejime geçmek çok zor. Şu anda bunu yapacak adam yok maalesef. Buradan da baban denilebilecek Mustafa Kemal Atatürk’e selam olsun.200. yaşında görüşmek üzere…1000 karakterden çok daha fazla anlam içeriyorsun. Çınar

    devamını gör
    Çınar KADİROĞLU