
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Cumhuriyet özgürlüktür, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.
devamını görDerya ŞİŞLİTek varlığım, sonraki nesillere tek armağanım cumhuriyetim. Doğum günün kutlu olsun. Nice 100'lere.
devamını görBerra ÇARKÇICanım CUMHURİYET, ben 50 yaşındayım sense 100 yaşındasın... Bugün ayaklarımın üzerinde duran güçlü bir Cumhuriyet kadını olarak senin ve seni 29 Ekim 1923'te ilan eden Ata'mın önünde saygı ile eğiliyorum. Doğumunun 100.yılı kutlu olsun… Çok yaşa hep yaşa.
devamını görIşıl YÖNTERTürkiye Cumhuriyet’inin 100 yılının 81 yılını Türkiye’de yaşayan bir kişi olarak yoğun bir siyasal, ekonomik, toplumsal, kültürel belleği taşıyorum. Lise yıllarım 1951’de yeniden açılan Alman Lisesi’nde 1. ve 2. Dünya Savaşlarını, faşizmi, Nazizmi ve Avrupa ve ABD’nin sorgulanan demokrasisini, Sovyet ve Çin komünizmini, emperyalizm ve kolonyalizmin, ülkeleri ve kültürleri parçalayan etkilerini ve Hiroşima ve Nagazaki’yi öğrenerek ve bu olayların sonucunda nasıl karmaşık bir dünyada yaşadığımı ürküntüyle fark ederek geçti. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde de binlerce yıllık uygarlıkları ve onların çoğunun Anadolu’da bıraktığı değerli mirası öğrendim; bu eğitim de bana dünyaya daha güvenli ve geniş açıdan bakmayı öğretti. Bütün bu bilgileri taşırken Türkiye Cumhuriyeti’nin benim kuşağım ve gelecek kuşaklar için ne anlama geldiğini kavradım. 2023 yılında bu anlamı şöyle tanımlayabiliyorum: Avrupa, Asya, Afrika arasında konumlanan Türkiye’de doğmak, 20.yüzyıl boyunca ve 2000’li yıllarda hem bu bölgede hem de kendi ülkemde yaşanan bütün siyasal, ekonomik, kültürel sorunlara, çıkmazlara ve felaketlere karşın bir ayrıcalıktır. Bu konumda insan dünyaya 360 derece bir bakışa sahip olabiliyor. Türkiye bu bölgede, Cumhuriyet’in kuruluşunun nedeni olan modernizmi en erken yaşayan ülkedir; Postmodernizmi, küreselleşmeyi de sert geçişlere ve direnişlere karşın özellikle sanat ve kültür alanındaki üretimleriyle içselleştirmiş bir ülkedir. 1980’den günümüze sanat ve kültür alanındaki çalışmalarımı da bu ayrıcalıklı jeopolitik konuma borçluyum. Deneyimlerim bugün olduğu gibi gelecekte de Türkiye’de sanat ve kültür üretiminin geniş kitleye, içinde yaşadığı düzeni, siyaseti ve ekonomiyi anlamlandırmak için, düşünsel ve tinsel bir güç vereceğini gösteriyor. Bilim ve teknolojideki tüm gelişmeler de sanat ve kültürün gücünü ve etkisini güçlendiriyor. Metaforlarla ve dolaylı biçimde de olsa, sanat yalnız söz konusu olan ayrıştırıcı, köktendinci ve kutuplaştırıcı kalıntılardan kurtulmak üzere değil, tüketim ve medya ideolojilerinin olumsuz etkilerini de dönüştürmek üzere de yol ve strateji gösteriyor ve göstermeye devam edecek. Sanat yapıtlarıyla oluşturulan görsel metaforlar kutuplaştırıcı siyasal tartışmaların açtığı yarığı iyileştirici düşüncelerle dolduruyor ve doldurmaya devam edecek. Bilim ve teknolojiyle işbirliği içinde çalışan kültür ve sanat insanları karanlık siyasal ideolojilerin ağına karşı aydınlatıcı seçenekler sunuyor ve sunmaya devam edecek. Siyasi ve ekonomik gücün halk ve temsilcileri tarafından paylaşıldığı bir devlet yönetim şekli olan Cumhuriyet ile gelecek kuşakların önünde sahip çıkmaları gereken böyle bir seçenek var.
devamını görBeral MADRANE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
devamını görNedim TÜRKİnsan “ben neyim” diye sorduğunda bize ne demek istemektedir? On milyarlarca insan doğup ölerek ne gibi bir boşluğu doldurmuşlardır? Onların amacı bugün yaşayan bizleri doğurmak mı olmuştur sadece? Hayır, insan var olduğu ilk günden bu yana hep varoluşunu sorgulayarak kendisi için bir anlam talep etmiştir. Elli bin yıl ve bin yedi yüz nesil boyunca dil kullandık. Her insan kendi varlığını kendine mesele ederek kendine bir anlam kırıntısı çıkardı ve onu ortak benliğine aktardı. “İnsan yaratısı” dediğimiz şey üst üste yığılarak yapılır, gecekondularda her sene çıkılan bir kat gibi… İnsan kırıntılardan ekli bir anlamlar bütünüyse o anlamlar yapısında Cumhuriyet son kattır. İnsan biyolojik olarak insan olduğunun birinci gününde psikososyal olarak insani olmamıştır. Biyolojik insan bütünsel bir süperorganizma gibi hareket eder. Birbirini doğurur, birbiri için besin verir, kan verir, organ verir, biri öteki için ölür. Psikososyal olarak da insan, her aşamada bir damlacık kadar da olsa var olduğunu hissettiği, ona katkı verdiği, ona dayandığı büyük ve bütünsel bir “ortak benlik” varoluşu içinde insani olur. Nasıl biyolojik insan kendi bedeninde her organ ve hücrenin vazgeçilmez katkısıyla bir homeostazi (içsel denge) kurarsa ortak benliğin kendini tek tek bireyler ve toplumsal düzeyde insani olarak en iyi ve gerektiği gibi var ettiği homeostatik yönetsel düzen de cumhuriyettir. Cumhuriyet var olmak için hem bir toplumsal homeostaziye gereksinim duyar hem de var olduktan sonra toplumda onu sağlar. Cumhuriyetle toplumda içsel denge sağlandıktan sonradır ki, tek tek her insanın önü açılır ve her bir insan psikososyal olarak insaniyet kazanmak güç ve bilgeliğine kavuşur. Düşünen, özellikle de kavramsal olarak düşünen varlıksa insan, insani olmak ne anlama gelir? İnsani olmak erdem sahibi olmak demektir. Peki erdem sahibi olmak ne demektir? Aristoteles’ten öğrendik ki, erdem sahibi olmak demek, doğuştan getirerek değil de daha çok kendini eğiterek insana ve insanlığa karşı iyilik yapmak yeteneği kazanmak demektir. Eğer Cumhuriyet bizi insani, dolayısıyla erdemli yapıyor ise Cumhuriyet’in olmadığı, tek tek insanların özgürce önlerinin açık bulunmadığı ülkelerde toplumda hatırı sayılır bir oran ve yoğunlukta erdem sahibi insana rastlamak imkânsız değilse bile güçtür. Erdemler az değildir ama çok da değildir, saymakla biter: Alçakgönüllülük, nezaket, saflık, mizah, aşk, itidal, sadakat, cömertlik, merhamet, basiret, cesaret, adalet, minnet, bağışlama, sadelik, hoşgörü ve iyi niyet. Bir toplumun bunlardan yoksun değilse bile fakir olduğunu düşünebiliyor muyuz? Erdemini yitirmiş bir toplum sosyal bir çöl haline gelmiş demektir. Erdemler her zaman tekil olarak geliştirilirler ama kişiler birbirini etkiledikçe çoğul hale gelirler. Tekil olarak erdemli hale gelmek için kişinin, kendine dayalı olarak kendi geleceğini kurabilecek sosyal bir ön açıklığına sahip olduğu algısını kesintisiz taşıması gerekir. Erdemin çoklu olması, açıkçası bütün bir toplumun erdemli hale gelmesi için de tek tek kişilerde sosyal olarak bir yan açıklığı, yatay ilişki özgürlüğü algısının bulunması gerekir ki, her tek erdemli kişinin erdemini aktarabileceği ve karşıdakinin erdeminden yararlanabileceği özgür bir ilişki ortamı oluşabilsin. Bütün bunları bize cumhuriyet sağlar. Onun için Atatürk “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” demiş ve eklemiştir: Cumhuriyet fazilettir. Erdeminizi, insaniliğinizi ve giderek insanlığınızı kaybetmek ve onları kaybetmiş başka insanlarla bir arada yaşamak istemiyorsanız cumhuriyetinizden vazgeçmeyiniz.
devamını görTahir Musa CEYLANCumhuriyet: Zorlu şartlarda, nice kayıplarla, fakru zaruret içinde, harap, bitap düşmüş bir haldeyken, bir halkın nasıl dimdik ayağa kalktığının en mükemmel örneğisin! İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler!! diyen bir liderin eşsiz sanatsal varlığısın! Böyle bir hal içindeysen neler yapman, hangi yoldan ilerlemen gerektiği de apaçık belli!! Biz ve bizim arkamızdan gelen yeni neslin vazifesi Atamızın dediği gibi "Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır." Cumhuriyet sonsuza kadar payidar kalacaktır, çünkü muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur☝️ Cumhuriyet; varlığım varlığına armağan olsun Ne mutlu Türk'üm Diyene! ... Hoş geldin 100. Yıl Hoş geldin sonsuzluk Ebedi ol, sonsuz ol, ışık ol
devamını görNeslihan KAYNARSevgili Türk Gençleri Cumhuriyetimizin 100. Yılını geride bıraktık.100 yıllık bir cumhuriyete, hürriyete sahibiz ve bu hürriyeti elde etmek hiç kolay olmadı. Büyük liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde yapılan onlarca mücadele... Bazen diyorum ki, o olmasaydı ne yapardık? O adam bu kadar cesaretli, yürekli olmasaydı nasıl yaşardık? Bunları her düşündüğümde ona tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onu görmeden seven bir milletiz; onun milleti, onun askerleriyiz. Aramızda olmasa bile yanımızda olan, varlığını sol tarafımızda hissettiğimiz bir liderimiz var. Milletini canından sayan ve hatta canından çok seven bir adam. Kurduğu cumhuriyetin 100. Yılına eriştiğini eminim ki hissediyor. Daha nice yüzyıllar görecek bir Türkiye Cumhuriyeti var. Bunun temelinde de Atatürk yatar. Kurduğu cumhuriyetin yılmadan sürdürüleceğini o da biliyordu. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." Saygı, sevgi ve özlemle...
devamını görAleyna GÜRDALGüzel Atam ne kadar bilgili ve önsezilisin. Bugün olanları tek tek yazmışsın bize. O zaman bile bizleri düşünüp akıl vermişsin. Evet aynı senin dediklerin oluyor ve Cumhuriyetimizi yıkmaya çalışıyorlar. Defalarca denediler ama başaramadılar ve başaramayacaklar. Çünkü tek yapamadıkları; sana olan sevgimizi ve bağlılığını yok etmek. Torunlarımız bile senin sevginle doğuyor ve doğacak. İşte bu nedenden ötürü... Cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır. Evladın Nurten Sakallı
devamını görNurten SAKALLI
