ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • Türk bayrağına saygı gösteren ve milli kimliğimize bağlılığımızı yansıtan Cumhuriyet Bayramı'nın 100'üncü yılını, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin asil evlatları olarak hep birlikte gururla ve coşkuyla kutluyoruz.. Alp Er Tunga'dan Bilge Kağan'a, Tuğrul Bey'den Alparslan'a, Melikşah'tan Fatih Sultan Mehmet'e ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e kadar nice kahramanlar.. Onlardan aldığımız mirası Cumhuriyet'le taçlandırılmış bir milletin mensubu olmakla gurur duyuyorum.. Yok olacağı düşünülürken defalarca küllerinden doğan bir milletin bir kez daha şahlanışıdır CUMHURiYET... Damarlarımızdaki asil kandan aldığımız güçle Atatürk'ün armağanı olan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatmak biricik gayemiz ve görevimizdir.. Toprağı “Vatan” yapan şehitlerimize rahmetle.. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk'üm diyene!

    devamını gör
    Ayşegül ÇOBAN
  • Merhaba Atam senin var ettiğin topraklarda doğdum büyüdüm ve öleceğim. CUMHURİYET'imizin 100 Yılı'nı gördüm. NE MUTLU BANA, NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE... CUMHURİYET'imiz ilelebet var olacaktır. Elbet bunu yok etmek isteyenler var ama bizler, senin çocukların olduğu müddetçe hiç kimse bu güzel VATAN'ımızı bölemeyecektir. Emanet ettiğin topraklar nesilden nesle CUMHURIYET, ÖZGÜRLÜK, BARIŞ içerisinde olacaktır. Yarın 100. yılımızı kutlayacağız senin sayende. İyi ki varsın, iyi ki var oldun ATAM. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE.

    devamını gör
    Pembe AKBAŞ
  • Kağnıda, heybede taşınan, Anaların koynunda bir tohumdun. Sarı Paşa'nın ise tüm bedenini kaplayan bir çınar Her doğan bebeğin ilk nefesinde filizlendin. Bazen düşüncede sonsuzluk oldun. Bazen gözlerde ışıltı. Çocukların yüzünde mutluluk resmiydin. Kadınların yüreğinde umut. Her bebek nefesinde tekrar tekrar filizlendin. Musa Ağacı gibi sonsuzluğa selam durdun. 100 yaşında bir filiz olur mu hiç! Olur dedi Gazi Paşa Mavi gözleri ile sonsuzluğa bakarak Var olasın Gazi Paşa Var olasın Cumhuriyet İlelebed ...

    devamını gör
    Oğuz KIRMIZ
  • Senin hayalin hepimizin gerçeği ve ilelebet payidar kalacak. Cumhuriyetimizin 100. Yılı'nda sana olan hislerimi şöyle açıklamak isterim: Yaşamına konuğun olduğum Atam Sönmeyecek ışığın altındayım Umut ışığın hep benimle olsun Yegâne ömrümün her dakikası Sonsuz maviliğinde hayat bulsun

    devamını gör
    Ceyda KARACA
  • Sevgili çocuklarım, sizlere Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutladığımız bu özel günde yazmak istedim. Cumhuriyet demek; milletin kendi kendini yönetmesi demektir. Cumhuriyet demek; kadınların özgürce kendini ifade edebilmesi, istediği mesleği yapabilmesi demektir. Cumhuriyet demek; dünyada tek olan çocuk bayramının kutlandığı ülke demektir. Cumhuriyet demek; Ne kadar yok etmeye çalışsalar da, Köy Enstitüleri ruhunun devam ettiği çağdaş eğitim demektir! Cumhuriyet demek; dinini özgürce yaşayabilen aynı zamanda bunu insanların gözüne sokmadan, menfaat beklemeden ifade eden, farklı inançlara saygı duymak demektir! Cumhuriyet demek; çoğulcu parlamenter sistemle yönetim demektir! Cumhuriyet demek; bilim ve sanatta dünya ile yarışan toplum demektir! Cumhuriyet demek; köylü Gazi Hasan’ın oğlu, işçi Cemal’den doğma Eczacı Celal Özel demektir. Evlatlarım; Cumhuriyeti müdafaa etmek durumunda kalırsanız, “Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.”

    devamını gör
    Celal ÖZEL
  • Atam, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türk’üm diyene… İnkılaplarla ve Cumhuriyetle bu ülkede özgürce yaşıyorsak senin sayende. İzmir'in dağlarında çiçekler açar ve adını her mücevher taşa yazıp bu yolda istikbal göklerdedir diye yürüyüp, asla vazgeçmemeyi sonuna kadar devam etmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi senden öğrendik. İyi ki sen Atam iyi ki… Saygı ve minnetle...

    devamını gör
    Ayşe Esra ÇETİNER
  • Sevgili Cumhuriyet; sen yeni Türk devletini yağmalanmış topraklarda Atatürk'ün önderliğinde yarattın. Yeni vatanı kadim ve bilimsel değerler ışığında var ettin. İmkânsızlıklar içinde mucizevi bir şekilde yapılandırılan bir sistemin; eğitim, sağlık, hukuk, ekonomi, kültür kazanımlarının uğurlarına mücadele verip korunmadıkları takdirde kaybedilebileceğini hiç mi düşünmedik? Nutuk'tan okumadık mı Cumhuriyet ve laiklik düşmanlarının içimizde olabileceğini? Yoktan var edilmişler, yok edilirken farkına varmadık mı? Rehavet uykusuna mı daldık? Sevgili Cumhuriyet; 100. yılında karşında suçluluk duygusu ile boynu bükük duruyorum, onur ve güvenle değil. Ümidim bir asrın tarih nezdinde kısa bir süre olması... Ümidim; bizden sonraki kuşakların Kemalist Cumhuriyet'e gerçek bağlılığın, gönül borçlarının ödenmesi ile kaim olduğu bilinciyle hizmet etmesi... hizmet beklemeden! Hayalim ikinci yüz yılını laik, demokratik bir hukuk düzeniyle sürdürmen...

    devamını gör
    Erzen PAKEL ONUR
  • “Kimsesiz çocuklar için ne mümkünse veriniz.” Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet’te bugün; Açlığın ülkenin utancı olarak görüldüğü, çocukların kimsesiz bırakıldığı, artık işleyemediği topraklarından bir lokma için bilmedikleri şehirlerin gökdelenlerinde canlarını bırakıp yine kendi topraklarına dönenlerin kimsesiz gömüldüğü, kimsesizlerin kimsesi 2023’ün Cumhuriyeti. Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet’te dün; 1925 yılında Uşak’ta bir yetim yurdunda kalan kimsesiz çocuk Aziz, yurda yerleştirildiği için mutludur yurda ziyarete gelen Atatürk’e kimsesizliği şöyle tarif eder: “Babamı şahadet, annemi yoksulluk aldı. Uşak yetimleri adına yüz binlerce teşekkür ve yüz binlerce selam." Atatürk gözyaşlarını tutamaz. Aziz çocuğun, annesini yoksulluğun aldığını söyleme hakkıdır Cumhuriyet, 1928’de Atatürk, Emlak Eytam Bankası'na kimsesizler için yatırılan paranın müjdesini “Cumhuriyetin bilhassa kimsesizlerin kimsesi olduğunu yeniden ispat eden bu neticeyi memnuniyetle takdirinize arz ederim” der alkışlar arasında. Halk için yapılan inşaatları desteklemek ve yetim haklarını korumak için kurulan "Emlak ve Eytam Bankası"nın hakları son olarak bugünün TOKİ’sine geçmiştir. Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet’te bugün; Bugünün TOKİ’si depremde yetim kalan çocuklara, üniversite öğrencilerine, kirasını ödeyemeyenlere bedelsiz konutlar, yurtlar, rehabilitasyon merkezleri, ücretsiz kreşler yapmıyor. Rezidansların, AVM’lerin, imara açılan ormanların, acil kamulaştırılan arazilerin yeni sahiplerinin kimsesi bugünkü Cumhuriyet. Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet’te dün; Mustafa Kemal Atatürk, çocukların haklarını korumak için 1928’de imzaladığı Cenevre Bildirgesi : “Acıkan çocuk beslenmeli, hasta çocuk tedavi edilmeli, terk edilen çocuklar korunmalı, herhangi bir felaket anında öncelikle çocuğa yardım yapılmalı, her türlü istismara karşı korunmalı.” Atatürk çocukları korumak, beslemek, eğitmek, ihmal ve istismarı engellemek için sonradan adı Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu olarak değişen Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni kurup, yokluğa, yoksulluğa ve kimsesizliğe savaş açıyor “Kimsesizlerin Cumhuriyeti”nde. Çocukların yaşam hakkı, eğitimi, sağlıklı bir nesil hedefiyle kurulan Cemiyet suç işleyen, dilenen, engelli, kimsesiz, yoksul, ihtiyacı olan her çocuğa kucak açıyor. Talebe sofraları, aşevleri, yetim evleri, bakıcı okulları, hemşire kolejleri... Hatta bir milyona yakın nüfuslu İstanbul’da yetersiz beslenen 6 bin çocuk için Cumhuriyet gazetesine ilan veriliyor “Kimsesiz çocuklar için ne mümkünse veriniz.” 1929 yılının karakışında yoksul çocukların giyimi meselesi tüm ülkenin gündemi. 1930’lu yıllarda, yoksul çocukların eğitimi için Çocuk Kütüphaneleri açıyorlar. Kütüphaneye devam eden çocuklara her akşam, bisküvi, incir ve üzümden bir kahvaltı, oyun oynamaları ve eğlenmeleri için de çocuk bahçeleri kuruyorlar. Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet’te bugün; Bugünün Cumhuriyet’inde çocuklar için okul yemeği yok, 10 milyon çocuk ağır yoksulluk koşulları içinde, 1,5 milyon kız çocuğu eğitim dışında, laik bilimsel eğitim yerine karma eğitim tartışılıyor, yüzbinlerce suça sürüklenen çocuk, milyonlarca çocuk işçi. Her beslenme saatinde arkadaşlarının yanından ayrılıp okulun etrafında beş tur atan 11 yaşındaki Ali’nin mi kimsesi, yoksa okul yemeğine ayrılacak kaynağın aktarıldığı bir avuç zenginin mi kimsesi olmuş bugünkü Cumhuriyet. Bizler hala 95 yıl önce imzalanan Cenevre Sözleşmesindeki çocuklar için okul yemeği kampanyasını sürdürüyoruz. Barınamayan, beslenemeyen artık “geçinmeye odaklanan” üniversite öğrencilerinin mi kimsesi bugünün Cumhuriyeti. Yoksa, onca yıl memleketin kalkınması için çalışan ama bugün çalışmanın huzurunu değil acısını çeken emeklinin mi kimsesi bugünkü Cumhuriyet. Kimsesizlerin Kimsesi Cumhuriyet’te dün; 1932 yılında “kimsesizlerin kimsesi olsun” diye Atatürk’ün isteği ile kurulan halkevlerinde sağlıklı yetişsin diye çocuklar, sağlık taraması, bir insanın alması gereken besin değerini hesaplarlarmış, öğrenci yurtlarında kalanlar için sıcak yemek, cezaevlerinde eğitim, köyden gelen işçilere barınak kurarlarmış. Şimdi yeniden kimsesizlerin kimsesi olsun diye ikinci yüzyılında Cumhuriyete, 2 yaşında kimsesiz bir çocuk gibi sıkı sıkı sarılarak, örgütlenip, dayanışarak yeniden umutla büyüteceğiz.

    devamını gör
    Hacer FOGGO
  • İnsanın kendini şanslı hissettiği anlar vardır, benim için Cumhuriyetimizin 100. yılını yaşayabiliyor olmak hayatımın "İyi ki bir parçasıyım" dediğim anlarından. Büyük zorluklar atlatarak geldiğimiz, uğruna büyük emekler verdiğimiz, büyük fedakârlıklar sonucu elde ettiğimiz bugünler gerçekten çok değerli. Bu değerli emaneti bizden sonraki nesillere bırakabilmek ise büyük bir emek istiyor. Bunu başarabilmek ve Cumhuriyetimizi nice yüzyıllara taşıyabilmek umarım ki bizlerin emekleriyle olacak. Cumhuriyetimiz için başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, emek veren herkese derin minnet ve teşekkür de asla unutulmamalı. Daha da ileri gidebildiğimiz, örnek teşkil ettiğimiz nice hür ve mutlu senelere!

    devamını gör
    Hüseyin Bora Gürer