ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • Somut da olsa, bir fikre mektup yazmak çok zor. Bir kişiye mektup yazmaya koşullanmışız çünkü. Ben de Atatürk’e mektup yazacağım. Çünkü benim için Cumhuriyet demek Atatürk demek! Mustafa Kemal, Atatürk soyadını almadan önce kurtarıcı idi, Cumhuriyet'i ilan ettikten sonra kurucu oldu. Kurtarıcı ve kurucu lider, önder. İşte onun için Cumhuriyet deyince aklıma ilk gelen Atatürk. Sonrası Özgürlük. Sonrası birey olma hakkı. Padişahın tebaası, Allah'ın kulu olmanın ötesinde birey olma hak ve özgürlüğü. Bu hak ve özgürlüğün bir Anayasa ile teminat altına alınmış olması. Nedir bu haklar? Yaşama hakkı. Her birey özgür doğar ve yaşam hakkına sahiptir. Bunun için idam cezası kaldırıldı! Her canlı, din, ırk, millet, cins ve renginden ötürü farklılaştırılamaz, ötekileştirilemez, eşittir, eşit muamele edilir. Düşünce, fikir ve ifade hakkı. Yönetenden farklı düşünebilir ve bunu ifade edebilirim. Senin gibi düşünmek zorunda değilim. Laiklik. Dini inançlarıma ve ibadetime kimse karışamaz. Yönetenin emrettiği ve istediği dine inanmak zorunda değilim. İstersem çoğunluğun dışında bir dine inanırım, istersem taşa, güneşe taparım, kime ne? Çalışma, seyahat etme hakkı. Bir yerden bir yere gitmek için izin almak zorunda değilim. İstemediğim işte çalıştırılamam. İstediğim işte çalışırım! Mülk edinme hakkı. Kişi olarak mal varlığım olabilir ve bu yasalarla korunur. Malıma, mülküme el konulamaz. Eğitim ve sağlık hizmetleri hakkı; devlet beni eğitmek ve sağlığımı korumakla görevlidir. Eğitim ve sağlık ücretsiz ve herkese eşit olmalı. Beslenme hakkı; kazandığım parayla sağlıklı ve sürekli olarak kendimi ve ailemi besleyebilmeli, soyumun devamını sağlayabilmeliyim. Sağlıklı ve güzel insanlar olmak için olanaklarım yetmediği takdirde devlet bunu sağlamalı. Barınma hakkı; başımı sokacak bir konutum olması gerekli. Devlet bunun için sosyal konutlar inşa etmeli, kiralamalı, sokaklarda evsiz kimse kalmamalı. Can ve mal güvenliği; sokakta, evimde, işyerimde can ve mal güvenliğim devletin kolluk kuvvetleri tarafından sağlanmalı, saldırıya uğradığım takdirde korunmalı, zarar gördüğüm takdirde zarar veren cezalandırılmalı. Kültür ve sanat herkesin ulaşımına açık olmalı. Birey ve toplum olarak kendimizi geliştirebilmeli, eğitebilmeli, ince duygu ve değerlere sahip olmalıyız. Seçme ve seçilme hakkı: Her birey kendisini yönetecek kişileri seçme hakkına sahip olmalı ve seçilmek için başvurabilmeli. Devleti ve toplumu ancak belli bir çoğunlukla ve düzenle seçilmiş kişiler yönetmeli. Hadi canım sen de! Ütopya mı? Böyle bir düzen yok mu? Olamaz mı? Neden? Böyle olması gerekmiyor mu? Böyle olmayacaksa neden savaştık yıllarca, neden o kadar kan döküldü? Padişahları neden kovduk, beceremeyen rejimleri neden tu kaka ettik, devrimleri neden yaptık? Neden sokaklarda bağırdık, neden öldü insanlar? Atatürk, Cumhuriyet'i kurarken böyle bir altyapı ve ülke hayal ediyordu. Çarığı olmayan ülkede opera kurmaya niyetlenecek kadar ileri görüşlüydü. Cumhuriyet, Çin’deki gibi, önce karınlarını doyuralım, sonra insan yerine koyarız fikriyle kabaca başlamadı. İnsanlar başları sıkılacak birer vida olarak görülmedi. Duyguları, arzuları, özellikleriyle insan olarak düşünüldü. İleri değil, geri gittik Cumhuriyetin 100. Yılı'nı geride bırakırken ilk 10 yılında geldiğimiz yerin ne yazık ki gerisindeyiz. Yollar, köprüler ve beton evler yapmış olmamız, ilerlediğimizi göstermiyor. Ne yazık ki geri gittik. Özgürlük ve insanlık anlayışımız lafta kalıyor, her tür eylemimiz müsamere düzeyinde. Başımızdaki yöneticiler ömür boyu yönetime talip olmakla kalmayıp veliaht tayin etmeye kalkıyor, onu seçtirmek için de anayasa değiştirmeye! Eğitim yerlerde sürünürken artan şey, nitelik değil, nicelik, yüzlerce hukuk fakültesi açmak, hukukçu yetiştirmek değil, hukuku katletmek demektir! Hukukçunun olmadığı, hukukun geçerli olmadığı yerde de insan olmanın temel hak ve özgürlüklerinden bile bahsedilemez ve yukarıda saydıklarımdan hemen hiçbiri için bugün var diyemeyiz! Bayrak güzel de Cumhuriyet, seni bayrak sallayarak yaşatma şansımız yok. Sana sahip çıkmak, reklam filmi çekmek ya da maytap patlatmakla olmuyor. Cumhuriyet baloları ancak zengin eğlencesi olabilir, çocukların aç yattığı bir ülkede! Azınlığın bile mutlu olmadığı bir ülke yönetim biçimine Cumhuriyet denilemez. Seni hep elinde meşale tutan genç ve güzel bir kadın olarak düşünürler, en rahat ırzına geçilebilecek canlı türü, genç bir kadın olduğu için mi? Ben onun için Cumhuriyet deyince aklıma Atatürk’ü getiriyorum, ona bir şey yapamazlar! Umut veren bir mektup yazmam gerekiyordu, umut edemeden nasıl umut verebilirdim ki? Gençliğe güveniyorum, onlar cumhuriyete sahip çıkacak. Nasıl mı? TİKTOK çekecek!

    devamını gör
    Yazgülü ALDOĞAN
  • Değerli Dostlar, Cumhuriyetimizin 100. yılına giriyoruz, bu özel yıl bizim için büyük bir anlam taşıyor. 28 Ekim 1923'te "Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" kararı alındığında, bu karar aniden alınmış bir karar değildi. Cumhuriyetimizin temelleri, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde uzun bir sürecin sonucuydu. İşte bu nedenle, Cumhuriyet'in temel felsefesini anlamamız için Atatürk'ün şu sözünü hatırlatmak önemlidir: "Yolunda yürüyen bir yolcunun, yalnız ufku görmesi kâfi değildir. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır." Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu dönemde, Atatürk'ün ileri görüşlülüğünü hatırlamalı ve Cumhuriyetimizi daha da ileriye taşımak için, "Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak!" diyen Atamızın bize emaneti olan vatanımıza sahip çıkmalı, var gücümüzle çalışmalı ve Atatürk'ün mirasını gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmalıyız. Kutlu olsun Cumhuriyetimiz! Nice 100. yıllara!

    devamını gör
    Tuğçe KESKİN
  • Bu cennet vatanı ve Cumhuriyet'i bize armağan eden ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e minnet ve sevgilerimle...

    devamını gör
    İlayda SEVEN
  • Bizim için güç kaynağıdır Cumhuriyet. Umutsuzluğa kapılmış gönüllerin umut kaynağı, harap bitap düşmüş kişilerin dopingidir. İsmi geçtiği her zaman bizlere umut olur, güven olur, motivasyon olur. Biz gençler Ulu Önderimiz Atatürk’ün bu emanetini ilelebet muhafaza ve müdafaa edeceğiz. Gözün arkada kalmasın. Atam bekçisiyiz biz bu vatanın. Biliyoruz bizleri görüyorsun, duyuyorsun çünkü biz Atatürk gençliğiyiz.

    devamını gör
    Hüseyin Osman TARHAN
  • Türk milletinin tarihi yolculuğunda varoluş mücadelesi Cumhuriyet'in ilanı ile taçlanmıştır. Bağımsızlık düşüncesi ile inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti istiklal mücadelemizi zafere ulaştıran birlik ve beraberlik ruhunun eseridir.

    devamını gör
    Aysın Akyıldız GÜNEN
  • Ben Merve, bir kadın olarak erkek mesleği olarak bilinen polislik mesleğine atanmak için bekliyorum. Çok çalışıyorum, ileride bu mesleğin başına geçtiğimde vatanım için sonuna kadar çalışacağım. Topraklarımız bizimdir, bizim kalacak. Ne mutlu Türk’üm diyene, yattığın yerde mutlu ol Atam. Çocuklarına emanet buralar.

    devamını gör
    Merve DORUKLU
  • Asırlık yaşın kutlu olsun vazgeçilmez coşkumuz... Senin kıymetini anlayamayan, hiçe sayanlarla etrafımız çevrili olsa bile sayende güçlü ve onurluyuz. Dört nesildir tek liderin ve tek doğrunun arkasından yürümekten vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bu uğurda Milli Mücadele döneminde ve bir asırlık süreçte feda olan tüm asil ruhlarımızın mekânı cennet olsun. YAŞASIN CUMHURİYET!

    devamını gör
    Erdal ALAN
  • Sevgili Cumhuriyet, Biliyorum ki bu topraklarda yaşayan herkesin cumhuriyeti farklı ancak “Sevgili” ile başlamayınca mektup yazmanın da bir anlamı olmuyor. O nedenle ben sana bendeki seni, kendi cumhuriyetimi anlatmak istiyorum. Benim için cumhuriyet, fırsat eşitliği ve özgürlük demek. Geleceğe dair hayal kurabilmek ve bu hayallerin altında ezilmemek demek. Gücün, güçlünün karşısında utanıp sıkılmadan hakkını arayabilmek, hak ettiğini alabilmek demek. El pençe divan durmamak demek cumhuriyet; onun yerine dans etmek… Kocandan dayak yememek, patrondan azar işitmemek, konuştuğun dil yüzünden dışlanmamak demek. Adaletin zamanında gelmesi, ilacın eczanede bulunması, gazetecinin dilediğini yazması demek. Çocukların sokakta oynaması demek sonra, tankların onları ezmemesi demek. Cumhuriyet, bana sorarsan eğer, huzurlu bir hayat demek. Yaşlılıktan korkmamak demek, korkmadan hastaneye gidebilmek. Emekli maaşınla geçinebilmek, torunlarına harçlık verebilmek, ben ölünce çoluğum çocuğum ne yapacak diye düşünmemek demek. Ne yalan söyleyeyim, cumhuriyet benim için biraz da aşk demek. Herkesin herkesi sevebildiği, insanların sevgilisiyle nasıl oturacağına karışılmayan yeşil bir park demek. Gölgesi serin olan ağaçlar demek. Dilediğin gibi denize girebildiğin imarsız kıyılar demek. Gezi demek. Hepsinden önce cumhuriyet, fikirlerin özgürce söylendiği, ortak bir cumhuriyet tanımı yapabilme hayali demek… İkinci yüzyılda herkesin hayalindeki cumhuriyete kavuşabilmesi dileğiyle.

    devamını gör
    Orhan BAHTİYAR
  • Cumhuriyet; Bir kız çocuğunun özgür bir birey olarak yetişmesidir. Kız çocukları ve kadınların geride bırakılarak toplum kalkınmasının mümkün olamayacağı bilincidir. “İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki; bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki; bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?” diyen Atatürk’ün, kalkınmanın ve toplumsal ilerlemenin gereği olan toplumsal cinsiyet eşitliğine olan kuvvetli inancıdır. Edilgen değil; yaşamımıza etkin bir birey olarak katılım sağlamanın ve katılım hakkının ön koşuludur Cumhuriyet. Böylelikle, birilerinin “uzantısı” ya da birilerinin “tamamlayıcısı” değil; katılım, seçim hakları ve bu hakları Anayasa’da güvence altına alınmış üç kuşak anayasal hakları ile var olan “biricik ve eşsiz” bir “birey” olabilmemizin güvencesidir. Temel hak ve özgürlüklerimizin, salt vatandaş olmamızdan ve insan onurundan ileri geldiğinin bilincidir Cumhuriyet… Cumhuriyet köyde büyüyen bir çocuk ile kentte büyüyen bir çocuğun, yaşama, korunma, gelişim ve katılım haklarından eşit şekilde yararlanması ve fırsat eşitliğinin her çocuğa ayrımcılık yapmadan sunulmasıdır. Cumhuriyet; egemenliğin tanrısal güçten alınıp bireysel akıllarımıza, seçimlerimize ve halka verildiği; bu sayede özgürlük ile sorumluluğu eşzamanlı bir terazide taşımamız gereken bir üst bilinçtir. Egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait oluşudur. Cumhuriyet, teokratik monarşinin karşısındadır. Bu yönüyle laiklik ilkesi korunmalı ve yüceltilmelidir. Cumhuriyet, liyakattir. Halkı yöneten liderlerin seçimle görev aldıkları, “baba-oğul” yoluyla statü tayininin yetersiz olduğu, kişinin kendi oluşturduğu statü ve bireysel birikimin meta değer kazandığı yönetim şeklidir. Bu bağlamda Cumhuriyet, hazırda sunulan ayrıcalıklara değil; emek odaklı gelişimin ve emek yoluyla kazanılan ayrıcalıkların ve değerlerin önemine vurgu yapan bir yönetim şeklidir. Bu yönüyle Cumhuriyet; liyakat ve hak gibi değerleri yüceltirken, klientalizm ve nepotizmin tam karşısındadır. Cumhuriyet demokrasidir; çoğunluğun baskısı değil, farklılıklarımız ve çeşitliliklerimizle, çoğulcu ve çok kültürcü katılımımızla zenginleşen bir yelpazedir. Bu zengin toplum; ortak geçmişi, ortak kültürü, ortak gelecek hedefleri yoluyla birbirine içtenlikle bağlıdır. Sağlıklı toplumda millet olma bilinci ortak değerlerle sürdürülmektedir. Cumhuriyet, sosyal ve ekonomik hakların sağlanmasında devletin rol aldığı sorumluluktur ve sosyal devlettir. Bu mekanizmaların yerine geçmeye çalışan, zehirli sarmaşıklarla ve istismarcı yapılarla mücadele etme sorumluluğudur. Cumhuriyet değerini yüceltmek hepimizin sorumluluğu... Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun! Mustafa Kemal Atatürk’e şükran ve saygıyla,

    devamını gör
    Doç. Dr. Gamze Erükçü AKBAŞ