ULUS, CUMHURİYET'İNE

SESLENİYOR   

  • CUMHURİYETİMİZE SEVGİLERLE... 29 Ekim günü milli bayram günümüz. Bugünü coşkuyla kutlamamızın nedenleri çok. Hatırlayalım, 29 Ekim 1923 günü başlayan o sürecin sadece birkaç özelliğini: • 29 Ekim 1923, 10 yıl süren bir “savaşlar dönemi”ndeki yenilgilerden sonra, Kurtuluş Savaşımızı kazanıp yeniden bir “bağımsız devlet” olduğumuz gündür. • O yeni bağımsız devletin rejimi -krallık, imparatorluk, çarlık, padişahlık gibi- makamların babadan evlada geçtiği, artık çağdışı kalmış olan totaliter bir rejim değildir. Millet iradesine dayanan bir cumhuriyet rejimidir. 29 Ekim 1923 günü, o yanıyla, en büyük “siyasal devrim”imizi yaşadığımız gündür. • 29 Ekim 1923 günü, aynı zamanda kendi kuruluşu da başlı başına bir devrim olan cumhuriyet rejimimizin -çeşitli alanlardaki- çağdaşlaşma hamlelerinin başlangıcıdır. “Hukuk devrimi, eğitim devrimi, laiklik devrimi, kadın hakları devrimi” gibi atılımlar, cumhuriyetin ilanını izleyen dönemde birbirini izlemiş ve yeni devletimizin temel yapılarını oluşturmuştur. • Devletin bağımsızlığının şartlarından olan sağlam bir ekonomik düzene kavuşmak amacıyla devlet eliyle başlatılan ekonomik kalkınma hamlelerinin, ulaştırma, iletişim, karayolları, köy yolları gibi altyapı yatırımlarıyla birlikte, tarım ve sanayi başta olmak üzere her alandaki planların uygulanması ve geliştirilmesi de cumhuriyetle başlayan süreçlerin sonucudur. *** Bu eşzamanlı hedefler ve gelişmeler saymakla bitmez. Cumhuriyet Bayramımızı kutlarken bunların hangisine öncelik verilmelidir? Hangilerinin öncelikli anılması daha önemlidir? Bu sorunun cevabı basittir: Hepsinin... Eğer bütün bunları bir araya getirecek bir sözcük arayacaksak o sözcük de bellidir: “Çağdaşlaşma”... Cumhuriyetimizin yukarıda hatırladığımız özelliklerinin hepsi sonuç olarak o tek hedefe yöneliktir. Her alanda “çağdaşlaşma” hedefine... Dilerim, Cumhuriyetimizin bu yıl dönümü, o hedefe uygun yeni bir sürecin başlangıcı olur. Bu dilekle, Doğan Yayınları’nın tüm mensupları ve okurlarıyla birlikte, tüm yurttaşlarımızın Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarım.

    devamını gör
    Altan ÖYMEN
  • CUMHURİYET’TE EMEĞİMİZ VE SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR Kurtuluştan kuruluşa Cumhuriyet’te emeği olan kadınların 1850’li yıllardan bu yana süregelen mücadelesinin sayesinde biz kadınlar Cumhuriyet ile var olduk. Cumhuriyet’in harcında yoğrulduk. Kafes arkasından çıkıp aydınlıklara eriştik. İş kadını, doktor, öğretmen, mühendis olduk; kısaca insan sayıldık. Karar mekanizmalarında yer aldık, yaşamlarımız üzerinde birey olarak söz ürettik. Medeni Kanun ile miras hakkından, nafaka ile insan onuruna yakışan sürdürülebilir yaşama; eğitime, ulaşıma ve istihdama kadar yasal mevzuatların koruyucu kalkanı oldu Cumhuriyet bize. Laiklik, muasır medeniyet, Anayasal eşitlik, Medeni Kanun ve birey olma hakları, yani adına kısaca Cumhuriyet kazanımları dediğimiz haklar bizim güvencemizdir. Bu yüzden Cumhuriyet kadın demektir. Ancak bugün kapkaranlık günlerin içinden geçerken Cumhuriyet’e emeği geçen kadınların torunlarına, sizlere seslenmek istiyorum. Sevgili kadınlar, mücadelede yol arkadaşlarım, Cumhuriyet kazanımlarının rahatlığında sandık ki bu düzen hep böyle sürecek. Çok ama çok yanıldık. Anayasa’nın değişmez ilkelerinden Medeni Kanun’da müftüye nikâh yetkisi veren müdahaleye tanıklık ettik. Son 10 yılda kadın mücadelemiz ne yazık ki sadece satıh mücadelesine döndü. Var olanları korumaya yönelik mücadeleyle bugünlere geldik. Bugün Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına az bir zaman kala bu kazanımlar üzerinden siyaset yaparken kadınları kullanan siyasi zihniyet şimdilerde tarikatlar, cemaatler, Hizbullah kalıntıları ve baba mirası üzerinde tepinenlerle kol kola bize gelecek vaat ediyor. Kadınlar ve kız çocukları için vaat edilen cennet, aile kurumunun mütemmim cüz’i olma, erken yaşta evlilik, şiddet sonucu katledilme, güvencesiz yaşam hakkı, iş, eğitim ve sosyal hayattan el çektirmeye kadar varan bir dizi erkek egemenliğinin hayalleri. Yani LAİKLİKTEN vazgeçiş. Cumhuriyet mitinglerinden üçüncüsü İzmir’de ve laiklik için yapılmıştı. Düzenleyicisi olarak daha sonra adım “Laikçi teyze” olarak anıldı. O zamanlar laikliğin kazanımlarını net anlamayanlar için bugün altını önemle çizmek istiyorum: LAİKLİK bu ülkenin kadınlarının nefesidir, yaşam garantisidir. Cumhuriyetimizin vazgeçilmezidir. Sokakta yürürken, eğitime erişirken giydiği kıyafetin, yaşadığı özel hayatın sorgulanmasının önünde benttir. “Boş ol boş ol” denilerek bir köşeye atılmayacağı hukuki güvencesidir. Hangi dine, hangi mezhebe ve hangi siyasi partiye mensup olursanız olun LAİKLİĞİN yılmaz savunucusu olun. Demokrasiden çağdaşlıktan vazgeçmeden mücadele edin. Kadınlar için CUMHURİYET kadın mücadelesine inanan ve siyasi kazanımları hayata geçiren Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine sahip çıkmaktır. O zaman da bu zamandır. Unutmayınız ki, mücadele kazandırır.

    devamını gör
    Canan GÜLLÜ
  • Cumhuriyet benim için kadın demektir. Kendimden biliyorum. Maraba bir babanın 1950'de doğmuş üçüncü çocuğuyum. Babam bizi zor koşullarda okuttu. Annem hiç okuma bilmezdi; babam ilkokulu onun bunun elinde okumuş. Bizleri de okuttu. Eğer Cumhuriyet idaresi olmasaydı ben de anam gibi olacaktım. Annemi "Kız çocuğu okumaz" diyerek okutmamışlar. Babamın olanakları olsaydı, ilkokul öğretmeni değil, daha yüksek mertebelerde olurdum. Cumhuriyet sayesinde ve Atatürk'ün devrimlerini içime sindirerek, köyde ilk okumayı öğrenen ve kadın öğretmen olan ben oldum. Atamızın ilkelerinden sapmadan bu yaşıma geldim. Cumhuriyet laiklik demektir. Cumhuriyet'in kuruluş döneminde bir asırdan beri devam eden medeniyet mücadelesinin kesin zaferi, Medeni Kanun ve laiklikle kazanılmıştır. Laiklik, Cumhuriyet'in temelidir.

    devamını gör
    Meryem ÖZDEMİR
  • Sevgili Atam: Aslında sana hislerimi değil birkaç cümleyle anlatmak için yıllarımı verirdim. Senin en sevdiğim özelliğin asla yılmaman, başkalarının laflarına aldırmayıp doğruyu yapmandı. Senin yaptıklarını duyunca öyle gururlanıyorum ki anlatmaya ömrüm yetmez. Biliyorum şu an dünyaya gözlerini kapattın ama hâlâ ATATÜRK ÇOCUKLARI`nın kalbinde yaşıyorsun. Aslında sen birkaç basit kelimeyle değil, altın harflerle yazılmalısın. Seni görmeyi, sesini duymayı öyle çok isterdim ki. Atam belki beni görüyorsun ve hatta duyuyorsun ama şunu asla unutma, sen, benim hatta benim gibi birçok çocuğun gönlünde yatıyorsun. MUSTAFA KEMALLER ÖLMEZ. Sonsuz sevgilerimle.

    devamını gör
    Ömür Eymen ÇELİK
  • Değerli Cumhuriyet, sana 100. yılın olduğu için mektup yazmak istedim. Bu bayramı daha da coşkulu kutlayacağız. Seni kutlayıp okulda gösteriler yapacağız. Seni çok seviyorum, sen benim Cumhuriyetimsin. Sen benim canımdan daha önemlisin.

    devamını gör
    Zeynep AYRANCI
  • Ben Rize Fen Lisesi son sınıf öğrencisi Feyza. Bugün Cumhuriyetimiz 100 yaşında. Atamızın izinden giderek onun bize bıraktığı bu hediyeyi 100 yıldır koruyoruz. Bugün biz Türk kadınları onun sayesinde söz sahibiyiz ve olmaya devam edeceğiz. Umarım siz de Atamızın izinden şaşmadan Cumhuriyetimizin 200. yılını özgür ve bağımsız bir şekilde kutlar ve bayrağımızı arşa çekersiniz. Nice bağımsız yıllara... Sen çok yaşa Atam.

    devamını gör
    Feyza YAZICI
  • Merhaba sevgili milletim, Öncelikle Cumhuriyetimizin 100. yılı ulusuma kutlu olsun. Daha nice 100 yıllara huzurla, barışla... Bu vesileyle basta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına bu uğurda mücadele veren, şehit düşen tüm şehit ve gazilerimizi şükranla anıyor, teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Bu ülkede birçok mücadele verildi. Her anlamda küllerimizden doğduk. Gelecek nesillere bunu hele ki bu zor geÇen 20 yılda iyice anlatmak bizlerin vatandaşlık görevi oldu. Bu son 20 yılda Türkiye Cumhuriyeti çok zor koşullardan geçiyor. Yüce Atatürk'ün gençliğe hitabesinde bahsettiği tüm konular adete linç edilerek gözler önüne seriliyor. Kanlarımızla kazanılan yurdumun her karış toprağı araplara hunharca peşkeş çekiliyor. Köylüm, çiftçim, esnafım, öğretmenim, doktorum ve halkım adeta yoksulluğa terk ediliyor. Son 20 yılda bu ülkeye tek bir fabrika dahi kurulmadı. Var olanlarda maalesef Araplara satıldı. Ülkede hak hukuk adalet ayaklar altında.

    devamını gör
    İpek AKTEN
  • Sevdamızla sonsuzluğa seslenişimiz, asırlık sevgimiz Cumhuriyet, Hayatta önce hayal ettiği, sonra esareti sindiremediği için cesaretle en büyük güçleri karşısına alarak hürriyet için yola çıkıp kahramanlık destanı yazan kaç millet var bu dünyada? Duy beni Cumhuriyet, bize bu gururu yaşatmak için birlikte yola çıktığın o güzel insanları bir yerlerde görüyorsan onlara söyle! Yaktığınız ışıkla, aydınlattığınız yolda, dimdik gururla ayaktayız. 100. Yılımızı kutluyoruz. Seni bizde var eden Atamızı ve yol arkadaşlarını hiç unutmadık ve minnetle yüreklerimizde yaşatıyoruz. Biz buradayız, bir aradayız, hiç şakamız yok ve hâlâ çok çılgınız, hâlâ aynı kafadayız. Atabildiğimiz her şen kahkahanın temelinde sen varsın. Yüzlerce yıl sonra bu satırları okuyan çocuklarımızın şen kahkahalarına hazır ol. Bu ülkenin, söz sahibi, özgür seslenişi olan tüm kadınları adına şükran ve minnetlerimizle, sonsuzluğa ant içtik. Adımız Türkiye, Soyadımız Cumhuriyet.

    devamını gör
    Neslihan SALTOĞLU
  • Ben İstiklal Savaşımızın gazilerinden birinin torunuyum... Cumhuriyetimiz şu an 100 yaşında... Bunu başta cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’e, yani Atatürk’ümüze ve şehitlerimize borçluyuz... Ben şu anda 66 yaşındayım, cumhuriyetimizin 100. yılını görmekten çok mutluyum. İnşallah cumhuriyetimizin 150. yılını da görürüm... Tüm şehitlerimize ve Atatürk’ümüze Allah’ımdan rahmet diliyorum... Mekânları cennet olsun...

    devamını gör
    Hüseyin KILIK