
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR

Cumhuriyet anlatılmaz yaşanır, yaşatılır. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan yürüyeceğime sözüm olsun Atam!
devamını görAyşegül Songül ARSLAN
Atam, Gönül isterdi ki senin kurduğun cumhuriyeti, biz emanet ettiğin nesiller aynen koruyabilelim, hatta gelecek nesillere hak, hukuk, adalet, refah, eğitim seviyesi daha da yükseklerde bir cumhuriyeti teslim edelim. Maalesef bugün bunu yapamamış olmanın, tüm o kazanımları harcayarak ikinci yüzyıla bir enkaz taşıyarak girdiğimizi söylemenin utancı içindeyim. Atam, Cumhuriyet'in 100. yılında devletin kutlamalarda senin adın yok. 29 Ekim'de cumhuriyetin yüzyılının değerlendirilmesi yapılacakmış. Oysa senin başlattığın milli mücadele 100. yılında 152 devlet tarafından kutlanmak istendi. 1976'da UNESCO'nun önerisi ile 152 devlet aynı anda 100. Yılımızı kutlamayı kabul etti. Bu öneride şöyle deniyor: “ Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkılapçı, sömürgecilik ve yayılmacılığına karşı savaşan bir önder.” Dünya seni tarihte tartışmasız “eşi olmayan tek lider” kabul ediyor. Mücadeleye devam.
devamını görTijen MERGEN
Canım Cumhuriyetim, Bu sene 100. yaşını kutluyoruz. Dünya var oldukça sen de var ol! Cumhuriyet ülkenin geleceğini düşünerek ve geçmişine duyduğun saygıyla çalışmak, üretmek, farklılıklara hoşgörüyle yaklaşmak, özgürce, bilimin ışığında ve sanatla iç içe yaşamak demek. Cumhuriyet özgürlük demek, seçme ve seçilme hakkına sahip olmak, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller demek. Biliyorum ki hayattaki tek gerçek bilimdir. Bir Türk evladı olarak Atamızın manevi mirası olan bilimin ışığında ilerleyeceğime, Cumhuriyetimizin ilelebet yaşaması için elimden geleni yapmaya devam edeceğime söz veriyorum. Bize bu güzel ve bağımsız vatanı bağışlayan başta canım Atam, Mustafa Kemal ATATÜRK, kahraman şehitlerimiz ve vatan uğruna fedakârca çalışmış aziz Türk halkına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Cumhuriyet'i siz kurdunuz, bizler de onu yaşatmaya devam edeceğiz. Ne mutlu Türküm diyene!
devamını görEmine ERBİL GÜNEL
Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın ilk adımlarından biri olan halkın seçme ve seçilme hakkını benimseyen Cumhuriyet ilelebet payidar kalsın.
devamını görŞükrü İNKAYA
Eyy yüce CUMHURİYET! Öyle güzel geldin ki 1 asır devirdin. Şanına layık bir Türk ordusu karşılamaya geldi seni. Uyan bak şimdi Cumhuriyet'in kahramanları! Bugün görmediğiniz bizler için kimseye yâr etmediğiniz bu topraklarda, yine tam da bu toprakların üzerinde 100. yılı kutluyoruz şimdi. Gözlerimiz yine o günkü sevinç yaşıyla dolu. Gururumuz o günkü gibi taptaze. Ümidimiz sönmeyen bir mum, inancımız Ata'mızdan yadigâr. Yüreklerimiz düşmanı kovalayan halkın cesaretinde... Aldık Şerife Bacı'nın yükünü, yolumuz İstiklal oldu. Eyy CUMHURİYET! Sen adını bile bilmediğimiz nice kahramanlarımızın hatırına hep yaşa. Seni omuzlarımızda parlayan bir yıldız gibi her daim göklere çıkaracağız, öyle sonsuz ki bu gökler, ilelebet sürecek.
devamını görEsra MERİÇ
Cumhuriyet nedir? Cumhuriyet ilan ediliş süreci içinde öncelikle, esaretten kurtuluş ve bağımsızlıktır. Dünya üzerinde millet iradesine dayandırılan ilk başkaldırı ve kurtuluş hareketidir. Cumhuriyet bu topraklarda yaşayan her bireyin köken ve inancından bağımsız olarak bir kimlik altında birleşmesidir. Cumhuriyet aydınlanmadır. Dünya klasiklerini kendi dilinde okumanın getirdiği aydınlıktır. Cumhuriyet okullaşmadır. Eğitimin halk çocukları için ulaşılabilir olmasıdır. Cumhuriyet Köy Enstitüleri’dir. Köy Enstitüleri köy çocuklarının modern tarım, müzik, el sanatları, dans ve edebiyatla buluşmasıdır. Cumhuriyet kadınların peçelerinin ardından çıkması, toplum hayatında yer alması, yasa önünde eşit birey olarak kabul edilmesi ve işgücüne katılmasıdır. Cumhuriyet üstün yetenekli gençlerin bir kıvılcım olarak yurtdışına gönderilmesi, bir kor olarak dönmesi ve karanlığı aydınlatacak gençleri yetiştirme öngörüsüdür. Cumhuriyet önemi ve felsefesi çok iyi bilinmesi gereken ve özenle korunup sakınılması gereken bir değerdir Kısacası Cumhuriyet çağdaşlıktır. Önce “muasır medeniyet” seviyesine ulaşmak, sonra da onu geçmek idealidir.
devamını görAcar BALTAŞ
Saygım, sevgim, minnetim sonsuz Atam… Kelimeler kifayetsiz… Nice nice 100 yıllara Cumhuriyet! Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa❤️
devamını görMelike DİLSİZ
Sevgili Cumhuriyet, 100 yıl önce göze göz, dişe diş kuruldun. Yaşadığın onca şeye rağmen ilk günkü gibisin. Kurucu liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi "Türk genci, devrimlerin ve Cumhuriyet'in sahibi ve bekçisidir." Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. Her şeyden önce Türkiye dediğimiz, bir gün olsun vazgeçmediğimiz istiklale tutkun, istikbale hazır Türk gençlerinin içindeki bu sevgi hiç bitmeyecektir. Sana söz, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır. Saygılarımla...
devamını görBurcu EKEN
Cumhuriyet’in 100. yılı öznenin, hak eşitliğinin ve aydınlanmanın yüzyılıdır. Bu bağlamda kutlamakta olduğumuz bu önemli sürecin tümünü değil ama çok büyük bir kısmını yaşamış biri olarak bulunduğum kültür ortamından günümüzün kültürel karmaşasına kadar yürüdüm ve bu yolculukta kendimi bir adanmış olarak sahiplendim. Sahiplenmeden daha ötesi Cumhuriyet, onun yaslandığı demokrasi, benim doğduğum dağlarda ümmetten vatandaşa taşıdı bizi. Vatandaş bugün çok kolay telaffuz ediliyor. Hak eşitliği dediğimiz olgu da yine aynı kolaylıkta telaffuz ediliyor ancak bu kavramlara yakından baktığımızda sürü ve kitle psikolojisinin kuşattığı zihinlerden bireysel potansiyeli hayata geçiren bir aydınlanma süreci olduğunu görüyoruz. O nedenle de bizim Cumhuriyet’imiz bizi Doğulu bir toplum kuşatmasından bir dünya toplumuna doğru taşımış, bunu kurumsallaştırmış, bugün söz sahibi olduğumuz dünya için iddialı cümleler kurmuş ve bunu çok büyük bir ölçüde gerçekleştirmiştir. Bu vatandaşlık kavramına benim hayatımdan örnek vermek gerekirse, bizim Cumhuriyet’imiz bizim modernizmimizdir aynı zamanda ve bize demiştir ki artık siz bireysel hakları olan, hukuku olan öznelersiniz, gidin bu dünyayı keşfedin, öğrenin, hayal kurun, hayallerinizi gerçekleştirin. Bu yaklaşım benim ailemde o kapalı toplumun kapılarını sonuna kadar açmış ve gurbet yolculuğu başlatmıştır. Gurbet yolculuğunun çok iyi yönetildiğini söyleyemem. Ama beklentileri, bilgileri ve değerleri çeşitlendirilmiş bir topluma taşımıştır bizi. Nitekim babam 1938 yılında Çetinkaya Erzincan demiryolunun çağrısına uyarak gurbete gitmiş, ondan sonra hiç geri dönmemiştir. İki yılda ya da üç yılda bir kısa süreli köyüne gelmiş tekrar geri dönmüştür. En son babam vefat edince bir kış günü babamı o hep özlediği köyüne götürdük. İşte o gün artık çok şeyin değiştiğini, benim bıraktığım köyün eski köy olmadığını, konakların kapandığını, âşıkların atışmadığını, masal anlatıcılarının etrafında kalabalıkların toplanmadığını, bunun yerine herkesin siyah beyaz bir televizyon alarak dizileri seyrettiğini ve kapılarını herkese kapattığını görmek ağır geldi. O zaman Edward Said aklıma geldi. Onun doğduğu evi ziyarete gittiğinde evin ölçüsünün artık çok küçük geldiğini anlattığını hayretle okumuştum. Aslında ev oradaydı, aynı ölçüdeydi, değişen Edward Said’in boyutlarıydı. Bizimkiler de artık konaklarda masal dinlemek yerine evlerine çekilerek o karıncalı görüntülerin sunduğu dizileri seyretmeyi tercih ettiler. Köyün en büyük sorunu da elektrikler kesildiği için dizileri tam olarak izleyememeleri oldu. Bu durum birileri açısından son derece basit bir hal olarak tanımlanabilir ama içinde yaşayan birisi olduğunuzda ne kadar çok şey kaybettiğimizi ve bir boşlukta yaşamaya başladığımızı algılamak çok kolay. Öteki yanıyla 1938’de gurbete giden babamın, çocuklarını mutlaka okutması gerektiğine olan inancı Cumhuriyet’in ilhamıdır. O inançla benim bütün sezgilerimin önünü açan o insan artık bir Cumhuriyet vatandaşı ve bir Anadolu bilgesidir. Bu bağlamda bakınca; benim birey olarak çağımızın dünyasını tanıyan, kültür ve sanatıyla yakından ilişkisi olan bir özne olarak eski adı Baksı olan köye geri dönüp babama teşekkür edeceğim Baksı’yı inşa etmem Cumhuriyet’in bozkıra armağanıdır diye düşünüyorum. Köy Enstitüleri, Halkevleri, Anadolu’ya sanatçıların gönderilmesi, kültüre yönelik araştırmalar, okuryazarlık oranının yükseltilmesi, kadına seçme seçilme hakkının verilmesi ve yeniye yönelik büyük heyecan büyük aydınlanma girişimlerinin hemen hepsi Cumhuriyet'in ilhamıyla başarılmış projelerdir. Bizim gibi Ortadoğu ve Doğu toplumları için bir Batı’ya geçiş köprüsü oluşturan ya da Batı ile buluşma köprüsü olan Anadolu’nun, halkın, halk ezgilerinin ve anlatılarının önemle ele alınıyor olması da bu aydınlanma hareketinin bir başka yüzünü oluşturur. Bugün içinde yaşadığımız büyük karmaşa, hareketlilik ve çatışmacı çözüm arayışları bulunduğumuz çok kritik toprak parçasındaki çeşitliliğin tehdit olarak algılanması yüzyıl içerisinde aldığımız büyük mesafenin yeterince hazmedilmemesindendir. Onun için artık yüzde yüze yakın bir okur yazar oranı ve kadın erkek eşitliğinin tümden kabul edilmiş olması biçimsel algılamanın ötesine taşınmalıdır ve Cumhuriyet’in ilk 100 yılının bizi getirdiği dünyadan artık yenilenerek bir ikinci yüzyıla geçmemiz gerekiyor. Orada da tüm ümit bireyindir. Çünkü Cumhuriyet bireyi yaratmak istemiştir. Bu görev gençlerindir çünkü Cumhuriyet kendi geleceğini gençlere emanet etmiştir. Kadınlarındır çünkü Cumhuriyet kadını perdenin arkasından aydınlığa çıkarmış, onun eşitliğini bir biçimde kabul etmiştir. O nedenle Cumhuriyet'in bu aydınlatıcı ışığı bugüne kadar bizi Doğu toplumlarının önyargılarından, dogmalarından kurtarmış, barışçıl bir toplum olarak kendimizi tarif etmemizi sağlamıştır. O zaman yaşasın birey, yaşasın Cumhuriyet, yaşasın gelecek, sevgi ve adanmışlık. Bunlar yeni yüzyılın en büyük itici gücü olacaktır. Kişisel olarak yaptığım her şeyi bu ilhamla yaptım. Bu yüzden Baksı Müzesi benim için bir Cumhuriyet ilhamıdır ve bir Cumhuriyet yapısıdır…
devamını görHüsamettin KOÇAN
