
ULUS, CUMHURİYET'İNE
SESLENİYOR
Atatürk ve Cumhuriyet sevgimin sonsuz olduğu bu yıllarda, amacım her çocuğa Cumhuriyet'in önemini Atatürk'ü sevmenin insanın içini ısıtan bir duygu olduğunu anlatmak oldu... Sonsuza kadar süreceğine inandığım Cumhuriyet'te benim de Atam gibi bütün ümidim gençliktedir...
devamını görZeynep ÇİÇEKTürkiye'de doğduğum için kendimi şanslı hissediyorum... Ulu önder Atatürk'ün açtığı yolda muasır medeniyet seviyesini aşacağımıza inanıyorum, gençlerimizin bu kapasitede olduğuna eminim...Ne mutlu Türküm diyene :)
devamını görÜnal USLUMerhaba Geleceğim… Sana bu mektubu dünyanın en güzel vatanı olan, dünyaya tarih yazdıran ve herkes tarafından örnek alınan liderin topraklarından yazıyorum. Buranın adı Türkiye, benim cennet vatanım, Cumhuriyetin ana beşiği laikliğin ve inkılapların yıllarca ilmek ilmek işlendiği, Atasının izinden giden, gençliğin uyumadığı, özgürlük meşalesini elinde tuttuğu, sanatın, sporun, bilimin önde olduğu, yeni nesillerin geleceğe ışık tuttuğu ülkem. Ne teksin ne de yalnızsın. Her zaman yanındayız, benim geleceğim benim cumhuriyetim. Nice 100 yıllara güzel vatanım. Nurlar içinde uyu Atam. Gönderen: vatan sevdalısı
devamını görLevent SOYELSevgili Cumhuriyet, Bu ülkede her zaman senin sevgin devam edecek. Ne olursa olsun benim ömrüm bitse bile sen yüz yıllar boyu ayakta kalacaksın. Sen olmasaydın sevgi, dostluk ve neşe olmazdı. Bu topraklarda kardeşlik içinde bütün çocuklar. Ve ben de onlardan biriyim. 9 yaşındayım ve Cumhuriyetimizin 100. yılını büyük bir neşeyle kutlamaktan gurur duyuyorum. Biz bu sene senin adını taşıyan okulumuzda sınıf olarak "Cumhuriyet sonsuza dek" adlı şarkıyı söyleyeceğiz ve Atamızın da bu şarkıyı dinlemesini isterdim. Atamızın ve Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı Gençliğe Hitabe ve İstiklal Marşımızı okuduğumda o acımasız savaşları düşündükçe böyle bir şey bir daha yaşanırsa ülkemin ne yapacağını bilemiyorum ve her gece yatmadan önce bir daha öyle kötü günler görmeyelim diyerek şehitlerimize, gazilerimize, askerlerimize, bu vatanı kurtaran herkese dua ediyorum ve onlara minnet duyuyorum.
devamını görEkin ŞAHİN“İSTİBDATTAN KURTULMALAR” CUMHURİYETİ
devamını gör
Annem 99 yaşında vefat etti. Yürümekte güçlük çektiği son bir iki yıl dışında, her yıl Cumhuriyet Bayramlarında Bağdat Caddesi'ndeki fener alaylarına katılır, büyük bir heyecanla elindeki bayrağı sallayarak 10. Yıl Marşı’nı söylerdi. Annemin bu heyecanı haksız değildi. Cumhuriyet'in kuruluşuna tanıklık eden bir kuşaktan olmanın verdiği coşku yanında, Cumhuriyet sayesinde yüksek öğrenim yapmış, meslek sahibi olmuş, kendi yaşamıyla ilgili kararlarını veren, oy hakkı bulunan, sivil toplum kuruluşlarında etkinlikler yapan bağımsız bir birey olarak yaşamıştı.
Cumhuriyet bir bağımsızlık savaşının, büyük bir zaferin ürünü. O nedenle de çok heyecanlandırıcı. Böyle olduğu için, bu zaferin başkomutanı Atatürk aynı zamanda Cumhuriyet'in de kurucusu olmuş, köklü devrimler yapabilmiş, bunları topluma benimsetebilmişti.
Ancak, Cumhuriyet'in kuruluş yıllarından sonra demokratik Cumhuriyet düşüncesi gelişemedi. Cumhuriyet kapsayıcı, çoğulcu, katılımcı, eşit yurttaşlığa dayanan, insan haklarına saygılı, hukuk devletinin geçerli olduğu bir demokrasiye dönüşemedi. Tersine, farklı kimliklere yer açmayan, tek tip insan yaratmaya yönelen, muhalefeti meşru görmeyen, bir rejim oldu.
1950 seçimlerinde dokuz yaşındaydım. Demokrat Parti'nin iktidara gelişinin evde nasıl bir sevinç uyandırdığını anımsarım. Tek parti istibdadından kurtulmuştuk.
1950’lerin sonunda işler tersine döndü. Demokrat Parti’nin baskıcı politikaları bıkkınlık getirmişti. Tahkikat Komisyonu, Vatan Cephesi, cezaevlerine atılan gazeteciler. 1960 yılında lise son sınıftaydım. “Menderes istifa” sloganlarıyla sokaklarda yürüyen gençler arasındaydım. 1960 darbesi bizim evde sevinçle karşılandı. Demokrat Parti istibdadından kurtulmuştuk.
Derken 12 Mart muhtırası, arkasından 12 Eylül darbesi. Baskılar, işkenceler, idamlar. 1983 seçimlerini askerlerin destekledikleri parti değil, Özal’ın partisi kazanınca sevinmiştik.
12 Eylül rejiminin istibdadından kurtulmuştuk.
Bir aydan az bir zaman sonra seçimler var. AKP’nin tek adam rejiminin istibdadından kurtulup kurtulamayacağımızı seçim sonuçları gösterecek. Bir kere daha özgürlüğe kavuştuğumuz için sevinecek miyiz?
Bu deneyimlerden çıkarılacak iki sonuç var: Birincisi, 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin bir özgürlük mücadelesi tarihi olduğu ve bu mücadelelere karşın demokratik bir Cumhuriyeti kurmakta yetersiz kaldığımız. İkincisi ise, istibdattan kurtulmanın demokrasiyi inşa etmek için yeterli olmadığı, demokrasinin kurulması için ayrı bir süreç gerektiği.
Önümüzdeki seçimlerde iktidar değiştiği takdirde, “istibdattan kurtulma” kısırdöngüsünü kırmak için önümüzde Cumhuriyet tarihinin en önemli fırsatı var.
Demokrasinin bütün kurumlarının çöktüğü bir ülkede, demokrasiyi sıfırdan inşa etmek gerekecek. Bunun için “Nasıl bir demokrasi” tartışması yapılmalı. Demokrasiyi bu kez sağlam temeller üzerinde yeniden inşa edebilirsek istibdattan kurtulma bayramları yaşamaktan kurtulabiliriz.Rıza TÜRMENSevgili Atam, Cumhuriyet yaşadığım zaman içinde hep bende olacak. Atam ne şartlarda kurdun bu Cumhuriyet'i, teşekkürler. Uzun yüzyıllar kutlamak istiyorum bu bayramı. Bize yaptıkların, kattıkların o kadar çok ki sana binlerce teşekkür. Rahat uyu Atam bu Cumhuriyet bize emanet. Üç kız evladım var, ben annem, torunum sana minnettarız, teşekkürler. Yaşasın Cumhuriyet, nice 100 yıllara. Ayrıca Oksijen gazetesine teşekkürler.
devamını görÖzden Öz“Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu” “Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan” diye başlayan o şahane marşı ne çok severiz. Ama ben “Müjdeler var yurdumun toprağına taşına” diye başlayan 50. Yıl Marşı’nı ayrı bir severim. Belki 50. yılda çocuk olduğum ve 50. Yıl’daki kutlama coşkusunun tanığı olduğum için; yalnızca tanığı da değil kutlamada görevim de olduğu için. Haftalar öncesinden öğretmenlerimiz Cumhuriyet 50. Yıl rontunu hazırlamak üzere eşit sayıda kız ve erkek öğrenciyi belirleyip boylarına göre eşleştirdiler. Şehirdeki müzik ve beden eğitimi öğretmenleri de ortak çalışarak bir koreografi belirledi. Ben de o öğrencilerden biriydim. Başladık çalışmalara. Tabii kıyafetler de dikildi. Teyzem terziydi zaten, evde diktik benimkini. Kızlar üçe bölünmüştü; yeşil, mavi ve pembe kumaşlardan volanlı eteklerimiz ve yeleklerimiz vardı, kenarları sutaşlarıyla işliydi. Benimki yeşildi. Beyaz da bluzlar giyecektik. Erkekler ise siyah takım giyecekti. Günlerce büyük bir heyecanla hazırlanıp, 15-20 dakikalık rontumuzu sunduk. Burdurlular alkışlarla şahane bir ilgi göstermişti rontumuza. Burdur’da 1973 yılı, 29 Ekim’inde Gazi İlkokulu’nda Cumhuriyetimizin 50. Yılı’nı coşkuyla kutladık. Ben 50. Yıl Marşı’nın “toprağına taşına” müjdesine neşelenirdim; “kurduna kuşuna” diye de ilave ederim içimden. Ama en çok “Cumhuriyet özgürlük, insanca varlık yolu” dizelerini severim. Çünkü “özgürlük” ve “insanca varlıktır” Cumhuriyet’i Cumhuriyet yapan. Bugün bilirim ki bizler Anadolu’nun küçük bir ilinde o gün ront yaparken, ülkenin başka yerlerinde 50 yıla gelene dek, insan yapımı ne acılar, felaketler yaşanmıştır. Ve o günden bugüne gelene dek, 50 yılda daha ne acılar yaşanacak ve yaşatılacaktır. Bu yüzden Cumhuriyet’in ikinci asrına girerken, özgür bir ülke için canlarını veren isimsiz ve isimli kahramanlara borcumuz, insan yapımı felaketlerle artık Cumhuriyet’imize söz söyletmemek, halel getirtmemektir. Geçmişe borcumuz, gelecek kuşaklara teminatımızdır. Cumhuriyet herkes için, tıpkı 9 yaşındaki bir kızın rengârenk hatırası kadar huzurlu ve neşeli olmalıdır. Dizenin devamındaki gibi, Cumhuriyet Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolundan sapmamaktır.
devamını görMelda ONURGazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Ya İstiklâl Ya Ölüm' parolasıyla başlattığı ve bütün imkânsızlıklara rağmen büyük fedakârlık ve kahramanlıklar göstererek eşsiz bir zaferle taçlandırdığı Türk İstiklal Harbi neticesinde kurulan ve kendi vatanı üzerinde bağımsız yaşama iradesinin vücut bulduğu bir eserdir Cumhuriyet. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' esası üzerine inşa edilen Türkiye Cumhuriyeti, günümüzde evrensel bir nitelik kazanan bu ilkeyi bayraklaştıran devletlerden biri olarak Türk ve dünya tarihinde özel bir yere sahiptir. Zira milletimizin modern dünya milletleri arasındaki yerini almasını sağlayan Atatürk devrimlerinin en büyüğü; millî egemenliğe dayalı, tam bağımsız, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması olmuştur. Bugün, çevremizdeki coğrafyayı ve yaşanılan olayları dikkatle irdelediğimizde, Büyük Atatürk'ün o gün ortaya koyduğu bu iradenin anlam ve değeri daha iyi anlaşılmaktadır. Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti...
devamını görDeniz KURTSevgili Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Cumhuriyetimizin 100. yılında bir Türk genci olarak senin açtığın ilim ve fen yolunda, sanatın ışığında cumhuriyetin ilelebet bekçisi olarak ilke ve inkılapların doğrultusunda fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bireyler olarak yürümeye devam ediyoruz. 100 yıl önce bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Cumhuriyet'i ilan ettiğinizde salonda yankılanan "Yaşasın Cumhuriyet" seslerini bugün koca bir ulus olarak ülkenin dört bir yanında büyük bir coşku ve kıvanç içinde haykırmaktayız. Ülkenin dört tarafı emperyalist güçler tarafından işgal altındayken 19 Mayıs 1919'da "Ya İstiklal Ya Ölüm" sloganı ile başlattığın milli mücadele ve bağımsızlık savaşımızı Kuvayı milliye ruhuyla kazandıktan sonra asıl savaşımız şimdi başlıyor diyerek başlattığınız aydınlanma savaşında cumhuriyetin ilanından sonra 15 yıl içinde modern, çağdaş ve üretken ve eşit bir toplum yarattın. Bu ülke sana minnettardır ve minnettar kalacaktır! Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa!
devamını görUmuthan TİLEV
