
Doğan Kitap olarak, 100. yaşında ulusun Cumhuriyet’e sesleneceği ve ona olan sevgisini dile getirebileceği bir projeyi hayata geçiriyoruz: Cumhuriyet’e Mektuplar. “Ulus, Cumhuriyet’ine sesleniyor” sloganıyla başlattığımız bu proje kapsamında herkesi klavye başına oturup yazmaya davet ediyoruz. Bu platformda herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı, başardıkları, ona duyduğumuz bağlılık, kurucu kadrolara duyduğumuz gönül borcu, hayal ettiğimiz gelecek gibi konularda serbestçe yazıp toplumla paylaşabilecek.
Cumhuriyet’e 100. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1000 karakter ile sınırlı olmak üzere cumhuriyetemektuplar.com adresine yazabilirsiniz. Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

Sizden Gelen Mesajlar

Canım Cumhuriyetim seni her 100 yılında kutlucaz canım Cumhuriyetim sen bize Atamızdan armağansın. Bayrağımız hep dalgalansın göklerde. Neşeyle cöşkuyla kutlarız seni her sene. Seni seviyorum canım . Cumhuriyetim.
devamını görBeril ÖZALP
ATAM; 30 yıldır yanlış politikalar, bitip tükenmek bilmeyen Cumhuriyet düşmanlığı, kurmuş olduğun eşsiz sistemi sürekli değiştirmeye çalışma girişimleri sebebiyle çok yerimizde saydık. Asla umutsuz değilim, olmamalıyım. Durursak düşeriz bilirim. Kulaklarımda şu sözlerin çınlar Atam; "Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman dahi durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada dinlenmeden beni takip etmektir." Çünkü Cumhuriyetimizin temeli çok sağlam, bilirim. Bizlere emanet ettiğin CUMHURİYET’in koruyucusu ve bekçisiyiz. 100. yılında vizyonumuz, senin ışığında ve izinde Türkiye'de tam bağımsızlığın, ulusal egemenliğin, demokrasinin, ulus bilincinin, fırsat eşitliğinin, özgürlüklerin, kadın haklarının, hukukun, kültür-sanatın, akılcı ve bilimsel eğitimin, çağdaş yaşamın güvencesinin laik cumhuriyetten geçtiğini unutmamak, korumak ve yaşatmak için son nefesimize kadar çalışmaktır. Evlatların izinde. izin silinmez! Seni çok seviyorum. Varlığına minnetle. Saygıyla. Özlemle.
devamını görEzgi AKDEMİR
Atam, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türk’üm diyene… İnkılaplarla ve Cumhuriyetle bu ülkede özgürce yaşıyorsak senin sayende. İzmir'in dağlarında çiçekler açar ve adını her mücevher taşa yazıp bu yolda istikbal göklerdedir diye yürüyüp, asla vazgeçmemeyi sonuna kadar devam etmeyi, zorluklarla mücadele etmeyi senden öğrendik. İyi ki sen Atam iyi ki… Saygı ve minnetle...
devamını görAyşe Esra ÇETİNER
Mavi gözlü bir komutan, beraberinde Türkiye'nin umutları, silah arkadaşları ve karşında bir dünya düşman. Bir an bile ürkmeden, vazgeçmeden, nice zorluklar ile yapılan fedakârlıklar, sonucunda ise armağan edildi bize bu vatan. Tıpkı o dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna tanık edenler gibi 100. Yılı'na bizzat şahit olmanın ve onu en güzel biçimde yaşatacak olmanın gururunu yaşıyorum. Evlatlarıma bırakacağım en büyük miras hiç şüphesiz Cumhuriyetimize sahip çıkmak olacaktır. Son sözlerimi Atamızın bir sözü ile bitirmek isterim "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır".
devamını görMilen Su BALCI
Türkiye'de doğduğum için kendimi şanslı hissediyorum... Ulu önder Atatürk'ün açtığı yolda muasır medeniyet seviyesini aşacağımıza inanıyorum, gençlerimizin bu kapasitede olduğuna eminim...Ne mutlu Türküm diyene :)
devamını görÜnal USLU
CUMHURİYET’İN İKİNCİ YÜZYILINA ADIM ATARKEN Atatürk ve yol arkadaşları egemenliği sultandan alıp millete verirken, saray ve şürekâsına tanınmış tüm ekonomik ve hukuki imtiyazları kaldırıp egemenliği paylaşan bir toplum tasarımı hayal etmişler ve Cumhuriyet’i kurmuşlardı. Cumhuriyet, her birimizin bir diğerine eşitlendiği uzun bir yolculuk olacaktı. Farklılıklarımızı, kimliklerimizi, beklentilerimizi sırtlanarak çıktığımız bu yolculukta sınıfsal, bölgesel ve nesiller arasında ortaya çıkabilecek tüm çelişkileri ve gerilimleri müzakere ederek ve uzlaşarak aşacaktık. Hiçbir çelişki ya da gerilim, herhangi birimizdeki eşit yurttaşlık hissiyatını değiştirmeyecekti. Cumhuriyet’in başarısını bu hissiyatı ne kadar paylaştığımıza bakarak ölçecektik. Cumhuriyet, kollektif bir aidiyet ve değişim ülküsüydü. Vatandaş olmakla kalmayacak, seçme ve seçilme haklarımız aracılığıyla eşit yurttaşlar olacaktık. Hiç kimseyi geride bırakmayacaktık. Savaşlardan yorgun çıkmış, saray şürekâsının yolsuzluklarından ve yozlaşmasından payına yoksulluk düşmüş halkların dirliği, ekonomik refahı ve geleceği için birlikte çalışacak, tüm sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri ortadan kaldırmanın yollarını müzakere ederek bulacaktık. Kurucular büyük bir heyecan ve özveriyle işe giriştiler. Devrim adım adım eğitimi, tarımı, sanayiyi, kadın haklarını düzenledi. Değişimin sarsıcılığı sosyal huzursuzlukları ateşledi. Buna iki dünya savaşı arasındaki gerilimler de eklenince Cumhuriyet, eşit yurttaşlık idealini terk etti ve kendini tek bir kimlik tanımına sıkıştırdı. Artık temel müzakere zemini, yani yurttaşlık yıpranmaya başlamıştı. İşte bu yüzden, müşterek sorunlarımızın hiçbirini layıkıyla çözemeden geldik bugünlere. Bu yolculuk henüz tamamlanmış değil. Kuruluş anından uzaklaştıkça genişlemek, rahatlamak, gücünü kurumlarının esnekliğinden almak yerine daralan, huzursuzlaşan, esnemesine izin vermediği kurumları parçalayıp çöpe atan bir devlet var elimizde. Her şeye sıfırdan değilse bile başlangıca hayli yakın bir yerden tekrar başlayacağız. Yapacak çok iş var. Peki kim yapacak? Biz yapacağız. Yurttaşlar yapacak! Birbirlerini yurttaşlık bilincinden tanıyan, tıpkı Cumhuriyet’in kurucuları gibi bütün olumsuzluklara, yokluklara rağmen her felakette tüm dargınlıklarını, yorgunluklarını kenara itip birbirleriyle dayanışmaktan ve bir arada yaşamaktan vazgeçmeyen yurttaşlar yapacak! Tarihsel kırılma hatlarını biz yurttaşlar onaracağız. Toplumsal barışı biz yurttaşlar kuracağız. Ekonomiyi, yani dirliğimizi, düzenimizi, kamu yararını yeniden tanımlayacak ve inşa edeceğiz. Önce yaralanan özsaygımızı onaracağız, sonra da dünyadaki itibarımızı. İkinci yüzyılın en önemli işi, Cumhuriyet’in temel vaadini birbirimize hatırlatmak. Üzerinden yüz yıl geçmiş kuruluş anındaki o travmatik aciliyet duygusuyla yüzleşmek. Ödevler kadar haklara ve karşılıklı güvene dayalı bir yurttaşlık tarifi yapmak. Böylece o öyküyü eşitlenmekten, yani birbirimizden korkmadığımız bir geleceğin ilham kaynağı kılmak.
devamını görDr. Nesrin NAS
CUMHURİYET’E, Gelecek yüzyılın cumhuriyet çocuklarına; Cumhuriyet’in 100. yıl dönümündeyiz. Zor şartlarda ve imkânsızlıklar içinde, ellerimizle yarattığımız Cumhuriyet, özellikle son 20 yılda çok büyük saldırılara uğradı. Ne yazık ki Cumhuriyet’le birlikte elde ettiğimiz tüm kazanımlarımız tehdit altında. En temel hakkımız olan yaşam hakkımız dahi yok ediliyor; liyakatsiz yönetimler bizi hiçe sayıyor. Siz çocukların eğitim hakkı gasp ediliyor. Gençlerimiz, çocuklarımız eşit koşullarda eğitim göremiyor. Sağlık hakkımız artık ticarethane gibi işleyen kurumların ellerinde. Bozuk sistemin içinde hem hastalar hem de fedakâr doktorlarımız, hemşirelerimiz ayrı ayrı zarar görüyor. Özel hastanelere imkânı yetmeyenler sürünüyor, hayatını kaybediyor. Düşüncelerimizi açıkça söylediğimizde, toplanıp ifade ettiğimizde bize düşman gibi davranıyorlar. Oysa Cumhuriyet değil miydi bize düşüncelerimizi ortaya koyabilmek için toplanıp yürüyüş yapma özgürlüğü veren? Şimdi adalet dahi arayamıyoruz. Esaret altındaki mahkemelerde suçluları değil, hak arayanları cezalandırıyorlar artık. Ve tüm bunlar olurken basın da bağımsızlığını yitirdi. Gerçekleri anlatmaktan korkmayan basın kurumları ise tüm zor şartlara rağmen halkın doğru bilgi ve haber alma hakkından mahrum kalmaması için adeta savaşıyor. Çok üzgünüm bunları sizlere anlattığım için. Çok üzgünüm değerlerimize böyle saldırıldığı, geldiğimiz bu halden bahsettiğim için. Özür dilerim kendi adıma, kontrolü bu kadar kaybedip meydanı gericilere, sömürenlere bıraktığımız için. Size bir Cumhuriyet kadını olarak söz veriyorum. Artık silkelenme vakti. Artık ayağa kalkma vakti. Artık bu Cumhuriyet’i emek ve dayanışmayla taçlandırma vakti. Cumhuriyet kadını olmaktan her zaman gurur duydum. Tüm bu gerici, insanı ve emeği hiçe sayan tutumlara rağmen hâlâ özgürüm. Bu nedenledir ki kendimi bildim bileli, sımsıkı sarılırım Cumhuriyet’in aydınlanmacı, ilerici değerlerine. Şimdi tırnaklarımızla kazıyarak elde ettiğimiz seçme ve seçilme hakkımız sayesinde kazanımlarımızı güçlendirmek adına hem seçmeye hem seçilmeye gönüllüyüm. Bu uğurda elini taşın altına koymuş kadınlardan biriyim. Sizin aydınlık yarınlarınız için yeniden kazanacağız laikliği… Eğitimin ve bilimin öncülüğünde eşit şartlarda eğitim almanızı sağlayıp, taşıyacağız ülkemizi olması gereken yere. Kadınlar güçlerini daha çok koyacaklar ortaya. Ve biz sokaklarda, meydanlarda daha özgür, daha kardeşçe, daha bağımsız olacağız. Nasıl ki en zor şartlar altında doğduysa bu Cumhuriyet, şimdi de 100. yılından itibaren daha da güçlendirip bilimle, eğitimle, akılla yürüyeceğiz gelecek yüzyıllara. Değerlerimize sımsıkı sarıldık, dayanışmamız ve emeğimizle daha güzel yarınlar kuracağız. Cumhuriyet’in 100. yaşı en çok sizin için kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet.
devamını görMısra ÖZ
Yaşasın Cumhuriyet, sonsuza kadar Cumhuriyet. İlk 100.yılda Cumhuriyet'i bizlere emanet eden, canımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve kahraman silah arkadaşlarına sonsuz şükranlarımla.❤❤
devamını görFatma ÖZCAN
İstiklalde ve istikbalde Cumhuriyetimizin 100. yılında başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.
devamını görİsmail PAYDAŞ




