Hayallerimizle, değerlerimizle ikinci yüzyıla ve

Cumhuriyet’e Mektup Yaz

Cumhuriyet’e 1OO. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1.OOO karakter ile sınırlı olmak üzere aşağıdaki “mektup yaz” ikonuna tıklayarak yazabilirsiniz.

Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Hayallerimiz ve değerlerimizle nice mutlu 1OO'lere...

Doğan Kitap olarak, 100. yaşında ulusun Cumhuriyet’e sesleneceği ve ona olan sevgisini dile getirebileceği bir projeyi hayata geçiriyoruz: Cumhuriyet’e Mektuplar. “Ulus, Cumhuriyet’ine sesleniyor” sloganıyla başlattığımız bu proje kapsamında herkesi klavye başına oturup yazmaya davet ediyoruz. Bu platformda herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin anlamı, başardıkları, ona duyduğumuz bağlılık, kurucu kadrolara duyduğumuz gönül borcu, hayal ettiğimiz gelecek gibi konularda serbestçe yazıp toplumla paylaşabilecek.

Cumhuriyet’e 100. Yılı’nda söylemek istediklerinizi, 1000 karakter ile sınırlı olmak üzere cumhuriyetemektuplar.com adresine yazabilirsiniz. Burada yazılanları yıl boyunca herkes görüp okuyabilecek. Yılın sonunda, seçilecek yazılardan Cumhuriyet’e Mektuplar kitabı ortaya çıkacak. Herkesi bu açık platforma ve kitaba katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

Sizden Gelen Mesajlar

  • CUMHURİYETİN KIYMETİNİ BİLELİM Babam, babası şehit olduğunda henüz çok küçükmüş. Cumhuriyet ilan edildiğinde olanları ona annesi ve kendinden oldukça büyük ablaları anlatmış. “Babamız bu uğurda şehit oldu ama bak, kanı yerde kalmadı babamızın. Bu gün Cumhuriyet ilan edildi. Artık devletimiz her birimizi insan yerine koyacak. Kimseye kulluk etmeyeceğiz. Hepimize eşit muamele edilecek. Bunlar ne demek, sen biliyor musun? Sen henüz küçüksün ama Cumhuriyet’in kıymetini bil” demişler. Memlekette davullar çalınmış, evlerin camlarına bayraklar asılmış. Herkesle birlikte babam da bağırmış; “Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Mustafa Kemal Paşa” diye… Ben ilkokula giderken okulda öğrendiklerimi babama anlatır, Cumhuriyet Bayramı’nda kürsüye çıkıp şiirler okurdum. Beni dinlerken hep gözleri dolardı. “Ne mutlu bize, öyle değil mi kızım… Çok şanslı bir neslin evlatlarıyız biz. Sen de erkek çocuklarla birlikte okula başladın. Büyüyünce sen de onlar gibi oy kullanacak, istersen Meclis’e girip mebus olacaksın. Ya da istediğin okulda okuyup istediğin mesleği seçeceksin.” Bunları dinlerken babamın bana ne demek istediğini pek de anlamazdım, çünkü onlar benim için o kadar doğaldı ki… Tabii ki öyle yaşayacak, tabii ki öyle yapacaktım. 29 Ekim 1923’ten sonra doğanlar belki de tıpkı benim gibi hissettiler. “Tabii ki böyle yaşayacağız, bunlar bizim doğal hakkımız zaten” dediler. Doğrudur, bunlar her insanın en doğal hakkıdır aslında ama bu hakları biz, bundan tam yüz yıl önce, büyük mücadeleler sonucu, Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde kazanabilmişiz. Sonra okudukça, gerçekleri öğrendikçe babamın bana ne anlatmak istediğini çok iyi anladım. “Gerçekten de şanslıymışım” dedim. Hatta “Cumhuriyet’in kıymetini iyice biliyor musun” diye sordum kendime. Yüz yıl önce doğsam, demek çok başka bir dünyada yaşayacakmışım. Cumhuriyet ile gelen haklar, bizi kendi gözümüzde değerli ve onurlu kılmış meğer. Bir Türk kadını olarak, bu güzel ülkenin bir vatandaşı olarak gönlümce kendi yolumda yürüyebildiysem, kendi kararlarımı alabildiysem, okuyup yazabildiysem, sevdiğim bir meslekte özgürce çalışabildiysem, tüm bunlar Atatürk’ümüz önderliğinde kurulan Cumhuriyet ve devrim niteliğindeki kanunlar sayesinde oldu. Cumhuriyet’in kıymetini bilelim. Onu yaşatmak, koruyup gözetmek, ona sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur… Yaşasın Cumhuriyet…

    devamını gör
    Dr. Gülseren BUDAYICIOĞLU
  • Canım Atam, Emanetin olan Cumhuriyet 100 yaşında! Sana minnettarız. Görevimiz Cumhuriyetimizi koruyup kollayacak nesiller yetiştirmek. Aydınlık geleceğe koşan çocuklarla nice 100 yıllara.. Sevgi ve minnetle..

    devamını gör
    Şeniz Aşık KILIÇOĞLU
  • Cumhuriyetimizin 100. Yılı ne muhteşem bir tarih. Bazen diyorum ki 10. yılında da olabilseydim de o muhteşem marşları bağıra bağıra söyleyebilseydim. Ama ne mutlu ki bugün de bu heyecanı hissedebiliyorum. İlkokulda ve sonraki tahsil dönemleri ve takip eden yıllarda bu bayramı heyecanla, sevinç ve gururla kutlardık. O büyük kumandan ve devlet adamı Atatürk nasıl da Anadolu’nun bağrındaki halkın muhteşem özverisi ve yeteneklerini bilerek, onlarla ve çok değerli silah arkadaşları ile birlikte mücadele vererek ebediyen yaşayacak laik ve demokratik Cumhuriyeti kurdu. Ne mutlu bize. Halen genç, yaşlı, erkek, kadın, çocuk, herkes damarlarında bu heyecanı ve olguyu taşıyor. Bu bir doldurma havuz değil, bu duygu bir şelale, ebediyen akacak. Yaşasın ebediyen nice nice yüzyıllara ulaşacak Cumhuriyetimiz. 100. yaşı kutlu olsun. Mutluyum, çok mutluyum.

    devamını gör
    Fatma Leyla AYTULUN
  • Haydi Vira! Son yirmi yıldır bizi biçare koyan fırtınalı bir denizdeyiz. Kimimiz kandırıldığımızı varsaydık. Felaketi öngöremediğimizi söyledik; gemimizi teslim ettiğimiz kaptanın başlangıçta “iyi” olduğu zırvasını sayıkladık. Bu geminin bu mürettebatla tek adım ilerleyemeyeceğini bilmezmiş gibi davrandık. Bazılarımız kendimizi kamaramıza kilitleyip gemideki isyana kulak tıkadık. En başından yalanları görenlerimiz ise geçmişe göz kapamayı seçtik. Yola çıkarken bize çizilen rotayı yırtıp attığımızı itiraf etmedik. Atalarımızı “yanlış” saydık, geçmişi öksüz bıraktık. Batan gemiden kaçanlar hasretle geminin eski günlerini anarken aslında hiç var olmamış yakamozların arasında kayboldular. Şimdi geriye kalan birkaç kalas üzerinde debelenen hayalperest… Karaya vardığımızda yeni bir gemi inşa etmenin umuduyla kasırgaya kulaç atıyoruz. Belki de ilk kez “öteki” sayılmış yadigârlarımızın izini sürüyoruz. Bizden evvel aynı gelgitlerde sürüklenip kaybolanların… Hiç tanımadığımız, nasıl yaşadığını görmediğimiz, artık bir masala dönüşen hikâyelerin yurtsuz yazarlarının peşinden gidiyoruz. Çöken saadet kapılarını görenlerin, önce kadın ve çocuklar geçecek, diyenlerin… Bize yaşamak umudunu veren, bu kişilerin özgür ve adil bir gemi için mücadeleden yılmamış olmasıdır. Alın terini ve çalışmayı, merakı ve paylaşmayı her dinden ve her kültürden üstün saymalarıdır. Onların kaybolduğu şeytan üçgenlerini görünür kılacak, solucan deliklerini geçeceğiz. Bu kez her gün doğumunda onların adını fısıldayacağız. Belki masal kahramanları gibi her hatalarını şefkatle kucaklayacağız. Yeni gemideki muharrirler Suat Derviş’in adını anacak mesela ilk limanda… Asil nefsinizin, cesur kaleminizin 100 yıldır yok sayıldığı bir denizde sayenizde yol aldık Suat Hanımefendi, diyeceğiz. Haklıymışsınız, paradan daha mühim şeyler varmış, kaybedince anladık, diyeceğiz. Önce geçmişin ruhlarını kafesten çıkaracak sonra, evlatlarımıza hür rotalar sunacağız. Bu kez mutlaka atalarımızın ellerini yavrularımızın avuçlarıyla buluşturacağız.

    devamını gör
    Feride ÇETİN
  • Cumhuriyet... Geçmişimiz, geleceğimiz, umudumuz; yüzyıl önce bu topraklara ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde atalarımızın bu topraklara ektiği yapraklarından umut, gelecek, sevinç, özgürlük ve bağımsızlık damlayan fidanımız bugün 100 yaşında. Bu fidanı kanlarıyla canlarıyla fedakârlıklarıyla besleyip bugüne ulaştıran atalarımıza, şehitlerimize, gazilerimize ve emek veren bütün vatan evlatlarına dualarımızı ve şükranlarımızı sunuyoruz; ne kadar teşekkür etsek de azdır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün ve atalarımızın bizlere emanet ettiği bu vatanı, bu cumhuriyeti bizden sonraki nesillere ulaştırmak ve cumhuriyetimizi yüceltmek için tüm gücümüzle çabalamalı, yetiştirdiğimiz nesillere, evlatlarımıza bu aşkı bu sevdayı, bu yüce değeri aşılamalı, nakış nakış işlemeliyiz. Ne mutlu cumhuriyeti yaşayanlara, ne mutlu bu değeri yaşatanlara... Varlığımız Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene.

    devamını gör
    Ertuğrul CAN
  • Bugün içimde tarifi imkânsız büyük bir heyecan var. Her türlü zorluğa, bağnazlığa, engele rağmen önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün büyük fedakârlıklarla inşa ettiği ve tüm bu ülküye ömürlerini vakfetmiş vatan evlatlarının emekleriyle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 100 yılını tamamlıyor. Her gün tıpkı Atatürk'ün Gençliğe Hitabesinde bizleri uyardığı gibi bin bir zorluk çıkıyor karşımıza. Dahili ve harici bedhahlarımız var. Ama bu cumhuriyeti her ne olursa olsun koruma vazifesi bizlerin damarlarındaki asil kanda mevcut. Bunun bilinciyle ben de kendime düşen görevleri yerine getirmek için çalışmaya devam edeceğim. Her vatan evladının üzerine düşen en önemli görev yaptığı işi en iyi şekilde yapmak, adaletli olmak, vatan toprakları içerisinde tek bir karış bile olsa zarar görmesine izin vermemek, doğayı korumak, hak yememek, kadınların iyi eğitim alması ve üretmesi için destek olmak, teşvik etmek, okumak, araştırmak... Bu zihniyetle yaşayarak ülkemizi ikinci 100 yıla taşıyabiliriz...Umutluyum...

    devamını gör
    Çiğdem Gökay SEÇKAL
  • Sevgili Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Cumhuriyetimizin 100. yılında bir Türk genci olarak senin açtığın ilim ve fen yolunda, sanatın ışığında cumhuriyetin ilelebet bekçisi olarak ilke ve inkılapların doğrultusunda fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bireyler olarak yürümeye devam ediyoruz. 100 yıl önce bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Cumhuriyet'i ilan ettiğinizde salonda yankılanan "Yaşasın Cumhuriyet" seslerini bugün koca bir ulus olarak ülkenin dört bir yanında büyük bir coşku ve kıvanç içinde haykırmaktayız. Ülkenin dört tarafı emperyalist güçler tarafından işgal altındayken 19 Mayıs 1919'da "Ya İstiklal Ya Ölüm" sloganı ile başlattığın milli mücadele ve bağımsızlık savaşımızı Kuvayı milliye ruhuyla kazandıktan sonra asıl savaşımız şimdi başlıyor diyerek başlattığınız aydınlanma savaşında cumhuriyetin ilanından sonra 15 yıl içinde modern, çağdaş ve üretken ve eşit bir toplum yarattın. Bu ülke sana minnettardır ve minnettar kalacaktır! Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa!

    devamını gör
    Umuthan TİLEV
  • 100 yıldır olduğu gibi ilelebet payidar kalacak ülkeme: Biz Ata’mızın verdiği vazifeyi layıkıyla yerine getirmek için çabalıyoruz. Fakat bir yerlerde hâlâ hainler mevcut. Onlar daimi istikbalimize göz dikmişlerdir. Bizi hassas noktamız olan memleket sevdası ve din hususlarında adeta zehirlemek için, yılan gibi dolaşmaktadırlar. Yapmamız gereken laiklikten vazgeçmemektir. Kuşaktan kuşağa geçmesi gereken değerimiz; yöneticimiz değil, sadece vatan sevgimiz olmalıdır. Egemenliğimizin kaynağı milletimizdir. Bunu gelecek nesillere aktarmanın hassasiyetine varmalıyız. Cumhuriyet’in ilanının, Türk halkının muasır medeniyetler seviyesine ulaşması için en büyük adım olduğunu bilmeliyiz. Bu adımdan geri dönmek demek; egemenliğe erişmek için kan, ter döken milli mücadele kahramanlarımızın emeklerini boşa çıkarmak demektir. "Efendiler, yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz’’ deyip yarın gerçekten Cumhuriyet'i ilan eden Mustafa Kemal Atatürk’ten ve silah arkadaşlarından biz razıyız, Allah da razı olsun.

    devamını gör
    Tuğba ŞENSOY
  • BAĞIMSIZLIĞIMIZIN TEMEL TAŞI TÜRKIYE CUMHURIYETI’NE, Sen ki 100 yıllık koca çınar; ateş çemberi bir coğrafya içinde, bir yandan ulus devletle, diğer taraftan laiklikle, Türk milletini dirençli bir cam fanusun içinde korudun, kolladın, sakındın. Ne badireler atlattın… Her seferinde sağlam köklerine tutunarak dayandın. Her zorluktan gövdenden fışkıran yemyeşil filizlerle yeniden doğarak çıktın… Asla yıkılmadın. Sen ki 100 yıllık koca çınar; ilmi, bilimi, fenni tüm hurafelerden üstün tuttun. Herhangi bir zümrenin, kişinin, sınıfın ayrıcalığına geçit vermedin. Kadın-erkek eşitliği esastır dedin. Medeni Kanun’la toplum ve aile içinde kadına eşit hak verdin. Her meslek grubundan nice öncü kadınlar yetiştirdin, aydınlanmanın mihenk taşlarını onların başarılarıyla döşedin. Yetmedi, seçme ve seçilme hakkını Batı ülkelerinden çok daha önce Türk kadınına verdin. Dünya seni parmakla gösterdi… Sen onlara öncülük ettin. Sen ki 100 yıllık koca çınar; her daim hukukun üstünlüğünü, halkın egemenliğini, bireyin iradesini temel aldın. Önce meclis, önce demokrasi, önce hürriyet dedin. Köklerini üç sac ayağına sıkıca sardın; Türk milletinin egemenliği, devletin bağımsızlığı ve bireyin özgürlüğü… Bunlardan asla ödün vermedin. Ey 100 yıllık koca çınar; “Bu çölden hayat çıkarmak, bu inhilalden (dağılıştan) bir kuruluş yaratmak lazım” diyerek önce Meclis’i kuran, “Türk kadını omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıktır” diyerek kadınlara tüm haklarını veren ve bağımsızlık uğruna hiç yorulmadan mücadele eden büyük devrimci Mustafa Kemal ATATÜRK olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı. Ona ve kurucu kadrolara her daim minnettarız. Geçtiğimiz 100 yılı; senden kalan kazanımlar ve Atatürk’ün köklü devriminin bize sunduklarıyla geçirdik. Devrimin sürekli gelişim isteyen bir eylem olduğunu biliyorduk ama gereğini yeterince yapmadık. Bundan sonraki 100 yılda sana ve büyük önder Atatürk’e sözümüz olsun; Çağı aşıp hep daha ileriye, daha ileriye yürüyeceğiz. Yılmadan, yorulmadan. Söz.

    devamını gör
    Elfin TATAROĞLU